Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları tarafından hazırlanan “Kutlu Çağrının İzinde” serisi, kutlu fetih hikâyesini bir kez daha gözler önüne seriyor. Üç ciltlik eserden oluşan çalışma, kültür tarihçisi Dursun Gürlek’in 40 yıla yakın birikiminden faydalanılarak kronolojik bir anlatıyla sunuluyor.
Yahya Kemal, 30 Mart 1922 tarihli Tevhid-i Efkar gazetesinde yayımlanan “Ezan ve Kur’ân” yazısını “Gezintilerimde bir hakikat keşfettim. Bu devletin iki mânevî temeli vardır: Fatih’in Ayasofya minâresinden okuttuğu ezan ki hâlâ okunuyor. Selim’in Hırka-i Saâdet önünde okuttuğu Kur’ân ki hâlâ okunuyor!” cümleleriyle tamamlıyor. Türk ve dünya tarihinin akışını değiştiren en kritik dönüm noktalarından İstanbul’un fethinin 571. yılı, İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan kıymetli bir seri ile kutlanıyor. Kültür tarihçisi Dursun Gürlek’in, 40 yıla yakın birikiminden faydalanılarak kronolojik bir anlatıyla sunulan ve görsel ögelerle zenginleştirilen üç ciltlik eser, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı arşivinden kullanılan fotoğraf, gravür ve benzeri görsel malzemelerle de zenginleştirilmiş. 1920’lerden 1980’lere gazete ve dergilerde, İstanbul’un Fethi, Fatih Sultan Mehmed ve Ayasofya Camii hakkında çıkan haberleri, manşetleri ve dönemin önemli kalemlerine ait makaleleri kronolojik bir sırayla yeniden gün yüzüne çıkaran seri, bu anlamda tarihî bir vesika niteliği taşıyor. İstanbul’da mekânın değil zamanın fethedilişinin hikâyesini gözler önüne seren seri 1272 sayfadan oluşuyor.
Bir hayalin gerçeğe dönüşü
“Türk Basınında İstanbul’un Fethi” başlıklı ciltte, kadim bir hayalin gerçeğe dönüştüğü İstanbul’un fethi bütün yönleriyle ele alınıyor. Dönemin gazete ve dergilerinde Fetih hadisesi, muhasara günlerinin akışı, fethin müyesser oluşu, fetihten sonra Sultan Fatih’in İstanbul’a yaptığı hizmetler, farklı dinlerin mensuplarına tanıdığı imtiyazların nasıl işlendiği de bu kıymetli eserde okuyucuyla buluşturuluyor. Kitabın ikinci cildi olan “Türk Basınında Fatih Sultan Mehmed” ile sadece kıtaların değil aynı zamanda gönüllerin sultanı olan, çağ kapatıp çağ açan Fatih’in şahsî dünyası, adalet duygusu, bilim ve sanatta gösterdiği üstün dehası gözler önüne seriliyor. Fatih, sadece askerî zaferleriyle değil, aynı zamanda kültürel ve entelektüel mirasıyla da değerlendiriliyor. Fatih’in emaneti, insanlığın ortak hazinesi Ayasofya Camii hakkında sanat, edebiyat, basın ve yayın tarihimizin önemli simalarının kaleme aldığı yazılar, Türk Basınında Ayasofya Camii” cildinde bir araya getiriliyor.