28 Şubat’ta başörtüsü zulmünün zirve yaptığı yerlerden biri de millet egemenliğini temsil eden TBMM oldu. 1999’da yapılan genel seçimlerde Fazilet Partisi’nden meclise giren ve Türkiye’nin ilk başörtülü milletvekili olan Merve Kavakçı’nın yemin etmesi Türkiye’nin gözü önünde engellenmişti. Türk siyaset tarihinin en büyük utançlarından biri olan bu günde Yeni Şafak, Merve Kavakçı’ya “Gönüllerin Vekili” manşetiyle destek oldu. Yapılan haksızlığa Türkiye’nin dört bir yanından tepki yağdı.
Türkiye siyasi tarihine ‘kara leke’ olarak geçen 28 Şubat postmodern darbesi ile Refahyol hükümeti iktidardan indirilip, Necmettin Erbakan’ı siyasetten ekarte eden güçler siyasi istikrarı da ortadan kaldırdı. Refahyol’un yerine kurulan Anasol-D hükümeti kısa ömürlü oldu ve 18 Nisan 1999’da yapılacak olan seçimler için DSP Lideri Bülent Ecevit başkanlığında ANAP, DYP ve bazı bağımsız milletvekillerinin desteği ile azınlık hükümeti kuruldu.
HALKTAN VİZE
Siyasette bu dalgalanmalar yaşanırken 28 Şubat 1997 kararlarının ardından iki yıl geçmesine rağmen Türkiye’de vesayetçi yaklaşımın izleri artarak devam ediyordu. Geniş toplum kesimlerinin iliklerine kadar hissettiği baskı sürecinde Türkiye, DSP ve MHP’nin büyük bir çıkış sağladığı 1999 seçimlerini yaptı. Bu seçimde kapatılan Refah Partisi’nin devamı olan Fazilet Partisi de 111 milletvekili çıkardı. FP listelerinden seçime giren başörtülü Merve Kavakçı da İstanbul milletvekili olarak TBMM’ye girmeye hak kazandı. Böylece seçmen başörtüsüne Meclis vizesi verdi.
ANTİDEMOKRATİK YASAK ISITILDI
28 Şubat’a destek veren medya ve sivil toplum örgütleri kullanılarak başörtülü milletvekillerinin TBMM’de yemin edip etmeyeceği tartışmaları alevlendirildi ve böylece Kavakçı’nın yeminin öne geçilmek üzere kamuoyu operasyonu başlatıldı. O yıllarda vesayetçi yönetimin getirdiği kamuda başörtüsü yasağı vardı. Kavakçı, TBMM albümüne mecburen başörtüsüz fotoğraf verdi. Ancak Kavakçı, başörtüsü ile yemin edeceğini açıkladı. Dönemin FP Genel Başkanı Recai Kutan da Kavakçı’ya sahip çıkarak, “Nasıl isterse öyle hareket edecektir” ifadelerini kullandı.
YAYGARA KOPTU
Tarihler 3 Mayıs 1999’u gösterdiğinde yeni seçilen TBMM yemin töreni için toplandı. Gözler iki başörtülü vekil olan Merve Kavakçı ve MHP’li Nesrin Ünal’a çevrildi. MHP’li Ünal başörtüsünü çıkararak yemin etti. Kavakçı ise yemin töreni sürerken Genel Kurul’a girdi. Yemin öncesinde başlatılan başörtüsüne dönük linçin yeni boyutu Meclis’te başlatıldı. Genel Kurul’da bir anda yaygara koptu. Fazilet Partisi sıralarından alkışlar yükselirken, Demokratik Sol Parti sıralarında da protesto vardı. DSP’li vekiller ellerini sıra kapaklarına vurarak protesto ettiler.
GEÇİÇİ BAŞKANDAN TARİHİ DURUŞ
Kavakçı, kendisi için ayrılan yere oturdu. Kavakçı’nın Meclis sıralarına oturması tepkiyle karşılandı. DSP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk olaya müdahale etti. En yaşlı üye sıfatıyla Meclis’e Ali Rıza Septioğlu başkanlık ediyordu. Üç isim kürsüye giderek Kavakçı’nın dışarı çıkarılmasını talep etti. 28 Şubat zihniyetindeki Hikmet Sami Türk, Kavakçı’nın başörtüsü ile TBMM’ye girmesi ile ilgili “Laik Cumhuriyet’e yakışmıyor” ifadelerini kullandı. Başkan Septioğlu da “Laiklikle, Cumhuriyetle ne alakası var” diyerek Kavakçı’yı dışarı çıkarmak istemedi.
DEVLETE MEYDAN OKUMAKMIŞ
Septioğlu Kavakçı’yı Genel Kurul’dan çıkarmayınca Ecevit, konuşma talebinde bulundu. Ecevit, Kavakçı’nın Meclis’e başörtüsü ile geleceğini tahmin ettiğinden konuşmasını önceden hazırlamıştı. Ecevit o gün konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de özel yaşamda kadınların giyim kuşamına başörtüsüne kimse karışmıyor. Ancak burası özel yaşam alanı değildir. Devletin gelenek ve kurallarına burada görev yapanlar uymak zorundadır. Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz.”
DSP’Lİ KADINLAR KÜRSÜYÜ ÇEVİRDİ
Ecevit’in yaptığı ayrımcılık içeren konuşmanın ardından DSP’li kadın vekiller de el ele tutuşarak kürsüyü çevreledi ve Kavakçı’nın kürsüye çıkmasına mani olmaya çalıştı. Gerginlik devam ederken bazı milletvekilleri Kavakçı’yı dışarı çıkması için ikna etmeye çalıştı. Ancak Kavakçı dışarı çıkmadı. DSP’liler de kürsü etrafında toplanarak alkışla ‘dışarı’ diye tempo tutmaya başladı. Kavakçı yemin etmeden Genel Kurul’dan ayrıldı.
MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞTÜ
Yemin edemeyerek görevine başlayamayan Kavakçı’nın Amerikan vatandaşı olduğu ortaya atıldı. Bu olay üzerine 1999 yılının ağustos ayında dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, Kavakçı’nın dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırladı. Fezleke sonucunda Kavakçı’nın dokunulmazlığı kaldırıldı ve Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlıktan çıkarıldı. Böylece milletvekilliği de resmen düşmüş oldu.
- O GÜN TURNUSOL KAĞIDIYDI
- Meclis’te başörtüsüne karşı takınılan tavır medya, siyaset, sivil toplum başta olmak üzere herkes için bir turnusol kağıdı niteliğindeydi. Gazetemiz Yeni Şafak Kavakçı’nın da başörtüsü ile katılacağı TBMM’deki o tarihi yemin töreni haberini “Meclis’in Onur Günü” başlığıyla birinci sayfaya taşıdı. Haberde, Meclis’in tarihi bir sınav vereceği belirtiliyor, başörtülü vekiller Merve Kavakçı ve Nesrin Ünal’ın yemin etmelerine izin verilip verilmeyeceğine dikkat çekiliyordu. İki isme destek veren sivil toplum kuruluşlarının ‘İnandıkları gibi davranma’ çağrıları da yer alıyordu.
- SİYASİ BASKI TÜRKİYE’Yİ AYAĞA KALDIRDI
- Tören skandalının ertesi günü yani 4 Mayıs 1999 tarihinde Yeni Şafak Kavakçı olayı ile ilgili “Gönüllerin vekili” manşetiyle çıktı. Kavakçı’nın basın toplantısı ise “Milli iradeye hakaret ettiler” başlığı ile duyurularak Kavakçı’ya yapılan siyasi baskının Türkiye’yi ayağa kaldırdığı dikkat çekildi.
- SÜLEYMAN DEMİREL’İN ‘AJAN’ TAHRİKİ
- Yeni Şafak, olaya karşı tepkisini izleyen günlerde de manşetten sürdürdü. 5 Mayıs 1999’daki manşetimiz de “Tahrikçi Süleyman” oldu. Demirel’in Kavakçı için önce “ajan, provokatör” demesi ardından da elinde hiçbir belge olmadan dış bağlantı iddialarını ortaya atmasının tepkilere yol açtığı belirtiliyor. Demirel’in yıllarca muhafazakar değerlere saygı üzerinden politika yürüttüğü belirtilen haberde, Demirel’in son günlerdeki tutumuyla her kesimden tepki aldığı vurgulanıyor.