2018 yılının Çin’de “Türkiye Yılı” ilan edilmesinin ardından Türkiye’ye gelen Çinli kaligrafi sanatçıları, iki ülke arasında kültür köprüleri kuruyor. İslami kültürünün hat sanatına yansıdığı eserlerden hayli etkilendiğini söyleyen sanatçı Wang Zhıan, “Hat sanatıyla yazılmış bir Kur’an ayeti beni derinden etkiledi. İslam’a karşı içimde büyük bir ilgi oluştu” diyor.
Çin’de yaygın bir şekilde sürdürülen kaligrafi sanatı, tıpkı Türk hat sanatı gibi köklü bir geçmişe sahip. 2018 yılının Çin’de “Türkiye yılı” olarak ilan edilmesinin ardından pek çok kaligrafi sanatçısı da soluğu Türkiye’de aldı. Türk hat sanatçılarıyla bir araya gelen Çinli sanatçılar, iki ülke arasında kültür köprüleri kurmak için daha çok bir araya gelmek istediklerini söylüyor. Türk hat sanatı eserlerinin anlam çeşitliliği açısından oldukça zengin olduğunu ifade eden sanatçılara göre bu sanat katı kurallardan meydana geliyor. Çin kaligrafi sanatının Türk hat sanatına oranla daha serbest olduğunu ifade eden Çin Uluslararası Hattat ve Ressamlar Komitesi üyeleri, her iki sanat dalının da insana tarif edilemez bir huzur verdiği konusunda hemfikir. Geçtiğimiz haftalarda Üsküdar Belediyesi’nin konuğu olarak Türkiye’ye gelen kaligrafi sanatçılarıyla bir araya geldik.
Çin’in Hıbey Eyaleti’nden gelen sanatçı Gu Gongqı, Türk sanatlarına büyük bir ilgi duyduğunu ifade ederek “Türkiye, hem Batı kültürünü hem de Doğu kültürünü içinde barındırıyor. Dolayısyla birçok kültürü içerisinde barındıran muazzam bir ülke. Türkiye’nin Osmanlı’dan gelen bir geleneği var ve çok büyük bir kültüre sahip. Bunun farkındayım. Daha öncesinde de bu konuda bilgi sahibiydim. Önceden bazı platformlarda Türk hat sanatıyla karşılaştım. Gerek çizimleri gerekse ölçümleriyle tamamen kendine özgü bir sanat dalı. Türk hat sanatçılarını daha da yakından tanımak için buradayım. Onların eserleri hakkında daha çok bilgi sahibi olup ben de yeni teknikler geliştirebilirim diye düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor. Yaklaşık 40 yıldır kaligrafi sanatıyla uğraştığını söyleyen Gongqı, “Eserlerime Çin’in Tang dönemine ait sanat anlayışıyla devam ediyorum. Eserlerimde insanların içini açacak ve huzur verecek vurgulu eserler ortaya koyuyorum” şeklinde konuşuyor.
Türkiye’ye gelerek Türk hat sanatçılarının çizim tekniklerini incelediğini belirten Gongqı, “Türk hat sanatı kurallar ve kullanılan malzemeler bakımından farklılıklar gösteriyor. Herkes bu eserlere baktığı zaman farklı şeyler hissedebiliyor. Biz Çinli kaligrafi sanatçıları olarak Türk hattatlarla aynı mesajı farklı yollardan veriyoruz” diyor. Çin kaligrafi sanatının 5- 6 binlik bir geleneğe sahip olduğunu söyleyen Çin Uluslararası Hattat ve Ressamlar Komitesi Başkanı Gu Fuhai ise “Bizim sanatımız da geçmişten beri içinde pek çok mesaj barındırarak bu günlere gelmiş. Eserlerimizde sosyal politik mesajlar da vererek hep ortaya yeni bir şeyler koyup sanatımızı geliştiriyoruz. Türkiye’den sonra Yunanistan’a gideceğiz. Amacımız, gittiğimiz ülkelerle bağlar kurmak ve ilişkilerimizi geliştirip bilgi alışverişinde bulunmak. Komite olarak dünyanın 20’yi aşkın ülkesinde sergiler açtık. Türkiye’ye ilk kez geldik. Bu sene Çin’de Türkiye yılı ilan edildi. Bunun akabinde hem Türk hat sanatını daha iyi anlamak hem de Türkiyelillere Çin’de de böyle bir sanat olduğunu göstermek istiyoruz. Bu bir başlangıç bizim için” ifadelerini kullanıyor.
Kaligrafi ve resim sanatıyla 10 yıldır uğraşan sanatçı Wang Liping, “Bu sanat, tamamiyle içimi ferahlatıyor. Resim ve kaligrafiyle uğraşırken kendimi çok ama çok huzurlu hissediyorum. Türk hat sanatının ve Çin kaligrafisinin kendine özgü şifreleri var. Örneğin Çin’de çizim yaparken deriden yapılmış bir fırça kullanırız. Türkiye’de ise bambu ağacından yapılmış kalem kullanılıyor. Bu da iki sanat arasındaki farklılıkları ortaya koyuyor” diye konuşuyor. Hat sanatının dini duygular taşıdığını Çin kaligrafisinin ise kişiye huzur vermesi amacıyla yapıldığını ifade eden sanatçı Lıu Qın, “Çin’de de sanatçılar eserlerini yaparken tek bir amacı odaklanırlar, o da insana huzur vermektir. Çin’de çocuklar okumaya başladıktan hemen sonra kaligrafi sanatıyla ilgilenmeye başlar. Aileler çocuklarını kaligrafi sanatını öğrenmeleri için özel derslere gönderir. Genciyle yaşlısıyla çocuğuyla herkes kaligrafiyle iç içedir” ifadelerini kullanıyor.
Çin’in Gansu Eyaleti’nden gelen sanatçı Wang Zhıan, kaligrafi dışında aynı zamanda macayo sanatıyla uğraşıyor. Macayo Sanatı Araştırma Merkezi Başkanı olan Zhıan, sanat araştırmaları uzmanı olarak çalışıyor. 5 yaşında başladığı kaligrafi sanatını 70 yıldır sürdüren Zhıan, “Sanat tarihi araştırmacısı olduğum için Türk sanatlarını da araştırıyordum. Fakat Türkiye’nin sanatı kitaplarda yazılananın çok daha fazlasıymış. Buraya gelince gördüklerim beni şaşkına uğrattı. Sanatçılarımız büyük bir titizlikle ve kurallarla bu sanatı icra ediyor. İstanbul hat sanatının merkezi” diyerek devam ediyor: “İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA)’nde hat dersleri aldık. Bu ders esnasında İslami kültürün hat sanatına da yansıdığını gördük. Hat yazan sanatçımız Kur’an’dan Hucurat Suresi’nden şu ayeti yazdı: ‘Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız...’ Bu beni derinden etkiledi. Bunu duyunca şok oldum. İslam’a karşı içimde büyük bir ilgi oluştu” diyor.