İlk hat çalışmalarını okul defterine yaptı

Halime Kirazlı
Halime Kirazlı
04:002/01/2025, Perşembe
G: 2/01/2025, Perşembe
Yeni Şafak
Meryem Nuruzi.
Meryem Nuruzi.

Hattat Meryem Nuruzi, 12 yaşında başladığı hüsnühat macerasını ödüllerle taçlandırıyor. Geçtiğimiz gün düzenlenen 18. Al Burda Ödülleri’nde hüsnühat kategorisinde ülkemize birincilik kazandırdı. Hattat Nuruzi, ilk çalışmalarını okul defterine yaptığını, bunları gören babasının kendisini bu sanata yönlendirdiğini ifade etti.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Kültür Bakanlığı’nın 2004 yılında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) doğumunu anmak için başlattığı “Al Burda Ödülleri” 18. kez sahiplerini buldu. BAE’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenen uluslararası yarışmanın bu yılki birincisi İran kökenli Türk hattat Meryem Nuruzi oldu. Sülüs ve Celi Sülüs yazı türünde Maide Suresi'nin 15. Ayeti'ni yazan hattat, ödülünü geçtiğimiz gün düzenlenen törende aldı. Geçen yılki yarışmanın hüsnühat kategorisinde dördüncü olan Nuruzi, aldığı ödülü ve İran’da 12 yaşında başladığı, daha sonra İstanbul’da sürdürdüğü hüsnühat yolculuğunu Yeni Şafak’a anlattı.

Meryem Nuruzi.

YETENEĞİNİ BABASI KEŞFETTİ

Üsküdar’daki atölyesinde dört yıldır öğrenci yetiştiren Nuruzi, sanatkâr ailede gelişen hikayesini bizimle paylaştı. Babası ve kardeşi ressam olan sanatçı, ilk hüsnühat çalışmalarını okul defterine yaptı. 12 yaşında sülüs yazılara başlayan hattatı, babası keşfetti. Kızının defterindeki yazıları gören baba, hattın Nuruzi’ye ait olduğuna önce inanmadı. Örnek bir yazı yazmasının ardından kızına inanan baba Nuruzi, meşk derslerine başlaması için kızına bir kitap verdi. Hattat, yaşananları şöyle anlattı: “Babam, yazdıklarımın Sülüs olduğunu söyledi. İlk kez böyle bir kelime duyuyordum. ‘Seviyorsan buradan yaz’ diye elime bir kitap verdi. Kitaba bakınca ‘Bunlar ne kadar benim yazıma benziyor’ dedim. Kitap, Haşim Bağdadi’nin ‘Meşk’iydi. Yazmayı öğreten bu kitap sayesinde ilerledim.”

HASAN ÇELEBİ YAZDIĞIMA İNANMADI

Nuruzi, hikayenin babasıyla birkaç yıl sonra bir sergi için İran’da olan Hasan Çelebi ve Davut Bektaş’ı ziyaret etmesiyle değiştiğini söyledi. 14 yaşındaki kızın yazılarını gören üstatlar, aileye "Türkiye’ye gidin" tavsiyesinde bulundu. Hattat o gün yaşananları, “Hasan Çelebi ve Davut Bektaş Hoca’nın geldiği o sergiye ben de gittim, yazılarımı gösterdim. Hasan Hoca yazılarıma baktı ve babama dedi ki ‘Bu senin yazın mı? Bu çocuğun olması mümkün değil.’ Babam ne kadar söylese de inandıramadı. Sonra bir de Davut Hoca’ya gösterdik. ‘Eline bakayım’ dedi. Bir iki kez elimi çevirdim. ‘Bu elle nasıl yazıyorsun?’ dedi. Daha sonra Hasan Hoca babama ‘İşini gücünü bırak, bu kızı Türkiye’ye götür. Yazı için yetenekli’ dedi” diye anlattı.

TÜRKİYE’YE BORÇLUYUM

Mezun olur olmaz ülkemize gelen Meryem Nuruzi, soluğu Davut Bektaş’ın yanında aldı. Hemen icazetini alan Hattat, hüsnühattın hayatındaki önemini “Yaşıtlarım sokakta oynarken ben oturup hat yazıyordum. Hüsnühat benim hayatım, ondan başka bir şey bilmiyorum. İstanbul’da olmak her hattatın rüyasıdır. Sülüs yazanların, hocalardan, ortamdan, camilerden, çeşmelerden istifade etme, onları görme isteği vardır. Ben de gece gündüz ne zaman üniversiteyi bitireceğim, ne zaman ailemden izin alıp Türkiye’ye gideceğim diye düşünüyordum. Tüm zorluklara rağmen bu hayali gerçekleştirdim. Burada profesyonel bir hattat oldum. Bu yüzden kendimi bu memlekete ve özellikle hocama borçlu hissediyorum” sözleriyle dile getirdi.

Hattat Nuruzi, birincilik ödülünü alırken.

ÖDÜLÜ MAİDE SURESİ'NİN 15. AYETİ'YLE ALDI

  • 18. “Al Burda Ödülleri”ne iki ayda hazırlandığını söyleyen hattat Nuruzi, eserini şu sözlerle anlattı: “Dünyanın her yerinden yazı gönderiyorlar. Ben de Türkiye adına Maide Suresi'nin 15. ayetiyle katıldım ve birinciliği kazandım, Elhamdülillah. Gece gündüz aylarca yazı için çabalıyorsun, kazanınca insan seviniyor. 25 yıllık hat geçmişinizle, kazanıp kazanamayacağınızı az buçuk biliyorsunuz.”


#Hat
#Hattat
#Hüsnühat