Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Olağanüstü Din Şûrası'nda FETÖ'nün gerçekleştirdiği darbe girişimi ile ilgili açıklamalarda bulundu. FETÖ'nün gerçekleştirdiği darbe girişimi gecesinde milletin vatanına kurşun sıkmak isteyenlere karşı aziz bir direniş gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Görmez, yıllardır masum bir maskeyle insanları kandıran bu örgütün vatanın tüm manevi değerlerini kullandığını belirtti.
FETÖ'nün milleti katletmeye kalkıştığını fakat milletin onlara karşı vatanını koruduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Milletimiz,tarihte olduğu gibi 15 Temmuz'da imanını, vatanını, istikbal ve istiklalini en muazzez varlığı bilmiştir.Şehitlerimizin nuru bir kere daha milletimizin ufkunu aydınlatmıştır.
FETÖ/PDY, din ve medeniyetimizin bütün kıymetlerini bir düşman akçesine harcayacak bir öfkeye tahvil etmiştir.40 yıldır bu topraklarda din görüntüsü altında fitne-fesat tohumu ekenler en büyük zararı İslam'a vermiştir. Bu örgüt 15 Temmuz gecesi giriştiği ihanet ile görünür meşrebini DAEŞ vahşetine tercüme etmekten çekinmemiştir.Ezanların susturulduğu darbelerden, darbeleri susturan salaları bize lütfettiği için Allah'a hamd ediyorum.
Uzun yıllar boyunca sureti Hakk'tan görünüp masum vatan evlatlarına himmet kisvesine bürünerek millete hizmet maskesi altına sığınarak kendini 15 Temmuz gecesi milleti katletmeye girişmiştir. Bu yumuşak huylu görünen emre amade robotlar halkımızı topluluğu Allah ile, Peygamber ile aldatmaya kalkışmıştır. Bu toprakların Mevlana, Yunus Emre başta olmak üzere tüm değerlerini araç olarak kullanmışlardır" diye konuştu.
Örgütün yer edinmek adına her türlü gayri ahlaki yola başvurduğunu, yalan söylediğini, şantaj yaptığını anlatan Prof. Dr. Görmez şöyle konuştu:
"Gözlerimizin önünde cemaat taklidi yapan bir truva atı milletimizi aldattığı kadar Ümmeti Muhammedin mazlum coğrafyasını aldatmıştır. Bu aldatma sadece ülkemiz için kalmamış Asya'da zalim hegemonyadan kurtulan halkı da yanlış yerlere kanalize etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanım, bu terör örgütü mensupları 15 Temmuz gecesi giriştikleri darbe ile göstermişlerdir ki din şemsiyesi altında toplandıkları halde siyaset hileleri ile ilerlemeye kalkanlar dinlerini alet etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Hiçbir kimse ve hiçbir yapı kendisini dinin rehberi olarak göremez, insanları kendisine itaat etmeye çağıramaz. İslam dininde mutlak bağlılık çerçevesi Kuran ve sünnet tarafından belirlenen temel ilkelerdir. Efendimiz 'Ben güzel ahlakı yaymak için gönderildim' demişken bu örgüt çift dilli konuşma, kod adı kullanma, yalan söyleme, tecessüs faaliyetinde bulunma, şantaj yapma, mahremiyeti ihlal etme, ayak kaydırma gibi gayri ahlak davranışlara başvurmuştur. Bu davranışların İslam ile hiçbir alakası yoktur. Bütün bunların sevgi, hoşgörü temelli eğitim gönüllüleri adı altında yapılması ortaya çıkmıştır. Bu örgüt kendine tabi olanların ilk önce aile bağlılıklarını koparmak için uğraşmıştır. Sayın Cumhurbaşkanım aziz davetliler, bu yapının en az bunlar kadar büyük diğer bir günahı islamofobi ile karikatür edilen 'dinler arası diyalog' kisvesi altında 'Bizde sizin seveceğiniz bir İslam var' diyerek onların yanında olmuşlardır. Allah ile insanları aldatarak kulları kulluğa çağırmak en büyük zulümdür. Hâlık'a isyan konusunda mahluka itaat olamaz. Din adına Allah adına insanların manevi duygularını istismar ederek kurulan yapılan İslam'a taban taba zıttır. FETÖ terör örgütü dini ve dini duyguları istismar eden, milletimizin sadakasını, evlatlarını çalan, milletimizin değerlerini gasp eden, her türlü gayri ahlaki davranışlarla kendine imkan devşiren, devletin birçok kurumuna sirayet ederek milletin geleceğini ipotek altına almak isteyen bir örgüttür. Örgüt ele başlarını imam kendisini de kainat imamı olarak gören bu kişi 'Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir' sözüyle muamele görmelidir. Mekanik, robotik, duygusuz, şuursuz, ahlaksız bir insan tipi İslam'ın tasvip edeceği bir mümin karakteri değildir."
Bu vakitten sonra din eğitiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Görmez, akademik faaliyetlerin gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyerek, "Bu yapıya karşı gerekli tedbirleri almak, din eğitimi altında mevcut eksiklikleri tespit etmek, buna göre hareket etmek, ilahiyat ve diyanet olarak üzerimize düşeni yapmak, dinin sağlıklı bir şekilde öğrenilmesini sağlamak gecikmiş bir hizmet olarak karşımızda durmaktadır. Bu örgüt karşısında dini ve akademik suskunluğun hiçbir faydası yoktur. Öz eleştiri yapmak zorundayız. Akademik faaliyetlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir. En önemli hususlardan bir tanesi de ister din hizmetlerini öğrenme, ister din hizmetlerine muhalif olsun gençlerimizin bu olaylar sonrasında içine sürüklenebileceği nihilizmin büyüklüğünün farkına olmak gerekmektedir. Gençler kendilerine nasihatte bulunan insanlara nasıl güvenebileceklerdir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın göstermiş olduğu kuvvetli liderliğe teşekkür eden Prof. Dr. Görmez sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Barındırdığı istişare ve tefekkür ile Din Şurası hepimize hakkaniyet, barış aşılayacaktır. Allah'a sonsuz hamd olsun ki burası İslam yurdudur, bu dinin tek bir harfi bile değişmeyen bir Kur'an-ı vardır, Allah'ın bize verdiği bir akıl ve kalp vardır. Sayın Cumhurbaşkanım darbe karşısında şecaatle gösterdiğimiz liderlik karşısında binlerce din görevlimiz adına teşekkür ediyorum. Allah sizden ve milletimizden razı olsun.
Sözlerime son verirken aziz milletimizi derin imtihanlardan muhafaza etmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Yüce Allah izzettimize kurşun sıkmaya çalışanlara fırsat vermesin. Şura'mızı hayırlara vesile kılsın. Hepinize selam ve saygılarımı iletiyor tekrar hoşgeldiniz diyorum."