Yeni Şafak’ın eski yazarlarından Prof. Dr. Faruk Beşer, Kocaeli’de tedavi gördüğü hastanede önceki gün 72 yaşında hayatını kaybetti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da katılımıyla dün ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Beşer’in cenazesi Maşukiye’de toprağa verildi.
Uzun yıllar Yeni Şafak’ta yazarlık yapan İslam Hukukçusu İlahiyatçı-Yazar Prof. Dr. Faruk Beşer, dün vefat etti. Cenazesi Maşukiye Değirmenbaşı Camii’nde kılınan ikindi namazının ardından Kartepe Maşukiye Mezarlığı’na defnedildi. Geçen hafta beyne pıhtı atması sebebiyle sol tarafına inme sonucu felç geçiren yazar, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde entübe edilmişti. Beşer’in cenazesine Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Sakarya Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Türkiş Başkanı Ergün Atalay, Prof. Dr. Cevat Akşit, Şevki Yılmaz gibi isimlerin yanı sıra sevenleri ve ailesi katıldı.
Uzun yıllar mesai arkadaşlığı da yapan Erbaş, cenaze merasimindeki konuşmasında, “Onun ilme olan aşkının ve talebeye doğru dini bilgiyi vermek için nasıl mücadele ettiğinin yakinen şahidiyiz. Hem yazdıklarıyla hem konuştuklarıyla hem de yetiştirdiği talebeleriyle, Efendimiz’in buyurduğu, ‘İnsanlar öldükten sonra amel defterleri kapanır, ancak şu üç kişinin amel defteri kapanmaz’ müjdesine nail olanlardan olacaktır inşallah. Onlardan birisi de ilminden istifade edilen alimler. O yüzden ‘Alimin ölümü alemin ölümü gibidir’ buyuruyor Peygamber Efendimiz. Bizim yapacağımız, alimlerimizi örnek almak. Hocamız hayatıyla bize çok büyük bir hatırat bıraktı” dedi.
ÜMMETİN BÜYÜK KAYBI
Kırk yıldır tanıdığı, sevdiği ve tarafından sevildiği bir dostu olduğunu söyleyen Hayrettin Karaman Hoca, sadece ailesinin veya Türkiye’nin değil, ümmetin büyük kaybı olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Faruk Hoca yeri zor doldurulabilecek, önce insan, sonra alim, sonra İslami hareket adamıydı. İslami derdi olan, bunun için koşan, terleyen, korkan ve sevilen bir insandı. Onun için üzüntümüz büyük ama yapılacak bir şey yok. Ne demiş en sevgili; Gözlerden yaş akar, kalbimiz yanar ama dilimizden onun rızasına aykırı bir şey çıkmaz. O zaten defterini dolduracak çok şey bıraktı. Onun defteri kapanmayacak.”
TAKVA SAHİBİ VE MÜTEBESSİMDİ
Takva sahibi ve çok mütevazi bir insan olduğunu anlatan aile dostları yazar Sibel Eraslan, “En belirgin özelliği çok mütebessim ve misafirperverdi. Gece-gündüz okur ve düşünürdü. İslam dünyasında kendisine çok fazla atıf yapılan bir hoca. Ancak ön plana çıkmayı sevmez. Yetiştirdiği talebeleri ise tayin olmasından evlenmesine ve maddi durumuna kadar takip ederek desteklerdi. Tam Peygamber ahlakıyla ahlaklanmış bir büyüğümüzdü” ifadelerini kullandı.
HAYATI VE KİTAPLARI
1952’de Trabzon’da doğan Faruk Beşer, İmam Hatip okulundan sonra Erzurum İslamî İlimler Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı fakültede İslam Hukuku dalında “İslam’da Sosyal Güvenlik” adlı teziyle doktor unvanı aldı. Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak 8 yıl muhtelif görevlerde bulundu. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürdü. 1995’te doçent, 2000 yılında profesör oldu. Malezya Milletlerarası İslam Üniversitesi, Amerika University of Pittsburgh, Dubai Faculty of Islamic and Arabic Studies gibi üniversitelerde hocalık yaptı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden emekli olan Beşer, 4 çocuk babasıdır. 35 kitabı olan yazarın kitaplarından bazıları ise şunlar: İslam’da Sosyal Güvenlik, Sosyal İslam, İslam’da Kadının Çalışması, Zenginlik ve Fakirlik Kavramları, Din, Demokrasi ve Hayat, Hanımlara Özel İlmihal, Güncel Meseleler Dinî Çözümler, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Düşünerek İnanmak.
YORUMLU TEFSİRİ YENİDEN BASACAĞIZ
Oğlu Mustafa Sabri Beşer, babasının hastalanmasıyla birlikte bilmedikleri bazı özelliklerini öğrendiklerini belirterek, “Dünyanın ve Türkiye’nin birçok şehrinde dokunduğu birçok insan varmış. Ağlayarak bizi aradılar, ilgi ve alaka gösterdiler. Babam ömrü boyunca kimsenin canını yakmamış, kimseyi kırmamış, rızkını helal yollardan kazanmaya çalışmıştı. Birçok insana maddi ve manevi destek olmuş. On yıl boyunca çalıştığı yorumlu tefsiri pandemi döneminde basıldı ama karşılık bulmadı. Yeniden bastırmak istiyordu. İnşallah biz o arzusunu yerine getireceğiz. Ama onu görememiş oldu” açıkla-masını yaptı.