Lasling, Boston ve Harlem. Malcolm X’in çocukluk ve ilk gençlik yıllarında hayatının şekillendiği yerler. Altı yaşında iken babası ırkçılar tarafından öldürülür. 13’ündeyse annesi aklı hastanesine kapatılır. Yedi kardeşinden kopmak zorunda kalır. Bambaşka hayatlara savrulurlar. Malcolm X’in ortanca kızı Ilyasah Shabazz, babasının bilinmeyen ve pek konuşulmayan çocukluk yıllarını gün ışığına çıkardı. “X” efsane lideri şehadete götüren hayat yolculuğunun ilk yıllarına şahit olmak isteyenler için muhteşem bir kitap.
Malcolm X ile ilgili şimdiye kadar çok sayıda kitap yazıldı, filmler çekildi ve davasını anlatan araştırmalar yayınlandı. Genelde ortaya çıkan eserlerin çoğunda onun Harlem’de yaşadığı günler, hapishane zamanları, Müslüman olma süreci ve mücadelesi anlatıldı. Şehadetiyle adını ölümsüzleştiren Malcolm X ile ilgili her şey, halen merak uyandırmaya devam ediyor. Ancak onun gölgede kalan ve hakkında fazla bir şey bilmediğimiz bir yönü var. Çoçukluğu. Müslüman lideri güçlü bir karaktere kavuşturan şey, anne ve babasının ona aşıladığı mücadele bilnciydi şüphesiz. Yedi kardeşine duyduğu sevgi ve bağlılık da yolunu kaybettiğinde kendine dönmesini sağlamıştı. Malcolm X’ in ortanca kızı Ilyasah Shabazz da babasının çocukluğuna ayna tutmaya karar verdi ve ortaya “X” kitabı çıktı. Kekla Magoon ile birlikte kaleme aldığı kitabı Ketebe Yayınları arasında Türk okuruyla buluştu. Bu kitabı efsane lider ile ilgili yazılan diğer yayınlardan ayıran önemli fark, onun Kızıl Detroit, Malcolm X, Malik El Şahbaz değilken hayatında neler olduğunu anlatması.
TAMAMEN GERÇEKLİĞE YASLANIYOR
Kitabın kurgudan beslenmesine rağmen gerçek olay ve kişilere dayandığını söyleyen Ilyasah Shabazz, anlatılanların ne kadarının gerçek olduğu sorusunu şöyle cevaplıyor: “Ben babamın gençlik hayatını daha geniş kapsamlı bildiğim için şanslı olanlardanım, çünkü onu benden daha uzun süre önce tanıyan insanlar, örneğin annem, hala ve amcalarım ve babamın çocukluktan komşu ve arkadaşları, benimle onun hakkında muhteşem anılar paylaştılar. Bu kitabın muhteva ettiği hikaye, uzun zaman benim gönlümde yaşadı. “ Kitapta adı geçen Malcolm’un yaşadığı yerler, çalıştığı işler ve yaptıklarının hepsi gerçekliğe dayanıyor. Bu yönüyle daha ilk bölümden itibaren okuyucuyu yakalıyor. Lasling, Boston ve Harlem bu üç yer onun hayatının şekillendirir. Malcolm X, 19 Mayıs 1925’te Nebraska eyaletinin Omaha şehrinde dünyaya gelir. Babası, Evrensel Siyahi Gelişme Derneği üyesidir ve ailesi sürekli saldırıya uğrar. Malcolm doğar doğmaz babası evi Lansing’e taşır. Ancak yine de kurtulmayı başaramaz. Malcolm 6 yaşında iken 7 kardeşiyle birlikte babasız kalır.
AÇ KALINCA TAVUK ÇALARDI
Wilfred, Hilda, Philbert, Malcolm, Reginald, Wesley ve Yvonne. Babalarını kaybedince ailenin tümü yükünü annesi sırtlanır. Buhran yılları olduğu için açlık hayatlarının bir parçası olur. Üstüne üstelik sosyal hizmet görevlileri sürekli onları taciz eder. Evlerine gelen sosyal hizmet görevlisi Bay Franklin, annelerinin delirdiğini düşünmelerini ister. Oysa ki anneleri daha fazla devlet yardımı istemeyecek kadar gururludur. Malcolm, beyazların sofralarının boş kalmamasını ise belli bir standartları olmamasına bağlar. Yiyecek sıkıntısı çekilen zamanlarda annesi domuz, tavşan hatta fare yiyecek kadar aç kaldıkları dönemde hiçbirini sofraya koymaz. Küçük Malcolm’un karınlarını doyurmak için tavuk ya da karpuz çalması sosyal yardım görevlilerinin onunla uğraşmasına neden olur. Sadece onu diğer kardeşlerinden tamamen ayırırlar ve başka bir koruyucu aileye verirler. “Kaldır kafanı yüce ırk. Tanrı sana bir büyük kader tayin etmiş. Sen istediğin her şey olabilirsin oğlum. Sen de benim gibi ders veren ve yol gösteren olacaksın.” Babasının bu sözleri onun hayatı boyunca tutunduğu kelimeler olur. Bazen de hayal kırıklığının kaynağı. Tıpkı ıslahevinin okulunda suratına çarpılan hakikatler gibi. 14 yaşında iken Lasling’deki okuldan atıldıktan sonra koruyucu ailenin yanından alınır ve bir ıslahevine yerleştirilir. Tamamı beyazlardan oluşan bir liseye gider. Okuldaki İngilizce öğretmeni Bay Ostrowski ona büyük potansiyelinin olduğunu hep tekrar eder. Derslerinde çok başarılı bir öğrencidir. Ta ki Ostrowski, bir gün ona ne olmak istediğini soruncaya kadar. Malcolm bu soruya avukat diye cevap verir ama aldığı karşılık ile yıkılır. “Daha gerçekçi hayaller kurmalısın.” Malcolm’a iyi bir marangoz olabileceğini söyler ve ne de olsa o alt tarafı bir zencidir. Zenci lafına alışıktır ve canını acıtmaz. Fakat alt tarafı işte bu iki kelime tokat gibi çarpar. “Alt tarafı bir zenci. Eğer bundan fazlası olmak için kafanı kaldırırsan o kafayı kesiyorlardı.”
BOSTON VE HARLEM’DE YENİ HAYAT
Babasının sözlerine tutmaya çalışsa da koyu renk teninden kurtulmadığı sürece hiçbir yerde var olamayacağına inanır. “Sözcüklerin gücü vardır. Gerçek olmasını istediğin şeyleri söyle.” Boston’da kardeşlerinden uzakta yeni bir hayat kurmak ve yolunu çizmek kolay olmaz. Ailesinden uzakta iken sevdiği kız Sophaie’ye için kolye çaldığında bundan rahatsızlık duyar. 1941 yılında Harlem’e gittiğinde oradaki hayattan etkilenir. Müzisyen ve üçkağıtçılardan oluşan arkadaş grubunu çok sever. Kelimeleriyle dövüşür ama davası için değildir bu kavga. 1943 yılında askere gitmek istemez. Siyahiler mısır tarlalarının ortasına cezanlandırılmak için asıldığı sürece, onlarla aynı safta yer almayacaklarını bilir ve şöyle der: “Şimdi ben bu ülke adına askere gidip savaşa mı katılacaktım. Avuçlarını yalarlar.” 1947 yılında hapse girdiğinde o güçlü ve kararlı çocuğu kaybetmiştir. Oğul, kardeş, siyahi, Malcolm, zenci, kızıl, hemşeri, Detroitli Kızıl ve şimdi artık sadece 22843 rakamından ibaret olduğunu kabullenmiştir. Kitap, Norfolk Hapishane Bölgesi, 1948 başlıklı 27. bölümle son buluyor. Ilyasah Shabazz bu kitabıyla, tüm dünyada adını ölümsüzleştiren babasının hangi şartlarda ve ruh halinde büyüdüğünü anlatan eşsiz bir çalışmaya imza atmış.