Besmele ve Elif’le okula ilk adım

Merve Akbaş
04:0015/09/2019, Pazar
G: 14/09/2019, Cumartesi
Yeni Şafak
Âmin alayı genellikle kandil, pazartesi veya perşembe günleri düzenlenirdi. Okula bu keyifli törenin ardından süslenmiş bir atla götürülmesi tabi ki çocuk için de unutulmaz bir anı olarak kalıyordu. Bu törenler sadece çocuk için değil mahalleli için de oldukça önemliydi. Amin alayının detaylarını anlatan Ahmet Rasim hatıralarında mahallenin evden çıkmakta zorlanan yaşlılarının bile bu keyifli tören için sokağa çıktıklarını söylüyor. Ağızlardan dökülenin ise hayırlı bir dua gibi: “Hayırlı olacak çocukların aminlerinde melekler de bulunurmuş.”
Âmin alayı genellikle kandil, pazartesi veya perşembe günleri düzenlenirdi. Okula bu keyifli törenin ardından süslenmiş bir atla götürülmesi tabi ki çocuk için de unutulmaz bir anı olarak kalıyordu. Bu törenler sadece çocuk için değil mahalleli için de oldukça önemliydi. Amin alayının detaylarını anlatan Ahmet Rasim hatıralarında mahallenin evden çıkmakta zorlanan yaşlılarının bile bu keyifli tören için sokağa çıktıklarını söylüyor. Ağızlardan dökülenin ise hayırlı bir dua gibi: “Hayırlı olacak çocukların aminlerinde melekler de bulunurmuş.”

Osmanlı döneminde çocukları okul ve okuma sevgisi aşılamak için Bed-i Besmele töreni veya Âmin Alayı hazırlanıyordu. Halide Edip, Yahya Kemal, Hasan Ali Yücel de bu törenle okula başlayanlardan. Şekerli mürekkep yalayan Yahya Kemal, Besmele ve Elif diyip okula başlayan Halide Edip ile “İlk hocam bana her zaman şeyhülislâmlardan daha üstün göründü” diyen Yücel’in hikayesini derledik.

Bugünlerde annelerin babaların en büyük derdi oryantasyon süreci. Okula ilk defa başlayan çocukların okula, öğretmene, öğrencilere alışmasını amaçlayan bu süreç bazıları için biraz daha farklı geçebiliyor. Bazı çocuklar okula hızla adapte olabilirken, bazılarında süreç uzayabiliyor. Sırasında ağlayan çocukları okul önünde bekleyen veliler bu konuya bir çare arıyorlar. Tarihin sayfalarını karıştırdığımızda ise aslında benzer süreçlerin hep olduğunu, ancak daha farklı uygulamalarla bu durumun çocuk için keyifli hale getirilmeye çalışıldığını öğreniyoruz. Bed-i Besmele töreni yani halk arasında Amin Alayı da bunlardan biri. Bu tören çocuklardaki okuma sevgisini arttırırken, okula ve öğretmene de daha kolay adapte olabiliyor. Türk edebiyatının önemli isimlerinin bir çoğu da bed-i besmele töreniyle okumaya başlamış. Onların hatıralarından bu törenin ayrıntılarını öğrenmek mümkün.


Âmin alayı Osmanlı toplumun en özel törenlerinden biri olarak hatırlanıyor. Mehmet Akif Ersoy da Safahat’taki Amin Alayı›nda bu törende yürüyen çocukları “Küçük adımlı yaman bir tabur” olarak anıyor. Amin alayının detaylarını anlatan Ahmet Rasim hatıralarında mahallenin evden çıkmakta zorlanan yaşlılarının bile bu keyifli tören için sokağa çıktıklarını söylüyor. Ağızlardan dökülenin ise hayırlı bir dua gibi: “Hayırlı olacak çocukların aminlerinde melekler de bulunurmuş.”

İLAHİYLE YOLA ÇIKTIK


Bed-i Besmele törenleri 20. yüzyılın başlarına kadar devam etti. O günleri eserlerinde anan isimlerden biri de Yahya Kemal. Yazar bu merasimi hatıralarında şöyle anlatıyordu: «Mektebe başlayışım yapılagelen geleneğe tamamıyla uygun oldu. Erkenden birinci öğretmen Sabri ve ikinci öğretmen Gani Efendiler bizim selamlığa geldiler; çarşıdan bana salavatlı bir divit, boyundan geçirilir, sırmalı bir cüzdanlık alınmıştı. Gani efendi kalem açtı, divitin mürekkebine batırdı. Bir «Rabbi Yessir» yazdı. Sonra üstüne şeker döktüler, bana o yazının mürekkebini şekerli şekerli yalattılar. Dışarıda, bahçede, meydanda bekleyen mektep çocuklarına birer külah şeker dağıtıldı. Nihayet bu çocuk kafilesi; «Şol cennetin ırmakları» ilahisini beraberce söyleyerek yola düzüldüler. Davetliler vardı, onlar şerbet içtiler, kuşaklarını ve ceplerini şeker külahlarıyla doldurdular, o aralık galiba ürkmeyeyim diye beni bir araba ile ayrı bir yoldan mektebe ilettiler. Annemin hazırlamış olduğu bir şilteyi, muallim Gani Efendi›nin hoca makamı olan kavis, mihrabımsı yerin arkasına koydular. Eğitim dünyasına girişimin ilk günü budur.»

ELİF İLE BAŞLADIK


Halide Edip de Bed-i Besmele töreniyle okul hayatına başlayanlardan. Altı yaşında okula başlayan Halide Edip’in o günü anlatan satırlarından tören öncesinde evde yaşanan tatlı telaşe karşısında çocukça bir sevinç duyduğu anlaşılıyor. İpekli entarilerle ‘elif’ ile başlayan okuma serüvenini ise şöyle anlatıyor: “Ablama da bana da gayet süslü, ipekli entariler giydirdiler, başımızı örttüler. Sonra bizi köşedeki hocanın önüne oturttular. Hoca, rahlenin üstünde duran az yapraklı bir kitabın ilk sahifesini açtı. Şehadet parmağını sahifenin başını kapayan, karışık bir sayfanın üstüne koydu. Biz de bu kalın sesini takip ederek «Besmele» ve «Elif» dedik. Ablam değil amma ben ilk defa o gün okumağa başladım. Çünkü o daha evvel mektebe gittiydi.”

Buyururlarsa besmele diyeceksin

  • Kültür ve siyaset adamı Hasan Ali Yücel de Geçtiğim Günler adlı hatıratında bed-i besmele törenini anlatıyor. Yücel ilk hocasına duyduğu saygıyı anlatırken, “En küçük bir hayal kırıklığına uğramadım. İlk hocam bana her zaman şeyhülislâmlardan daha üstün göründü” diyor. O günü ise şu sözlerle anıyor: “Babam: ‘Âli, öp Hoca Efendi hazretlerinin elini, müsaade buyururlarsa ondan “Besmele” diyeceksin.’ Hemen kalktım; yine yüzü gülüyordu, elini uzattı, yumuşacık bir el, öptüm. ‘Berhudar ol, evladım. Âli Efendi’yi ne zaman bana teslim edeceksiniz, beyefendi?’ diye sorunca babam ‘Yarın’ cevabını verdi. ‘Yarın salı değil mi efendim? Onu iki gün sonra lütfedip getirseniz. Perşembedir mübarek gündür. Alışmak için daha iyi olur. O da inşallah hem-nâmı gibi büyük âdem olur.’”

#Amin Olayı
#Halide Edip Adıvar
#Yahya Kemal
#Hasan Ali Yücel