Medicana Sivas Hastanesi Genel Cerrahi ve Bariatrik Metabolik Cerrahi Uzmanı Mustafa Atabey, beslenmeye dayalı çocuk sağlığının anne karnında başladığını belirterek, “1-5 yaş arasını kapsayan çocukluk çağı beslenme alışkanlıklarının temelinin atıldığı en önemli dönemdir. Büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu bu dönemde enerji ve besin öğesi alımındaki fazlalık obezite ile sonuçlanabilir. Obezite bir sağlık sorunudur ve temeli çocukluk dönemindeki hatalı beslenme şekline dayanır. Yetişkinlikte şişman olan bireylerin yaklaşık 3’te 1’inin çocukluk çağında şişman olduğu bilinmektedir. Artan obezite sıklığı, obeziteye bağlı komplikasyonların daha sık ve daha erken yaşlarda görülmesine yol açar, çocuğun sosyal hayatını da olumsuz etkiler“ dedi.
Atabey, ev yemeklerinin öncelikli olması gerektiğini söyleyerek, “İki yaşına kadar anne sütünün verilmesine devam edilmelidir. Çocuğun beslenmesine yönelik yapılması istenen davranışları aile kendisi yaparak veya onunla birlikte uygulayarak çocuğa örnek olmalıdır. Aile yemekleri düzenli bir saatte olmalı ve sofra adabı çocuğa öğretilmelidir. Ev yemekleri öncelikli tercih olmalıdır. Çocuğun tabağına yiyebileceği kadar yemek koymak, bazen de azar azar yemek koyarak tabaktaki yemeğin her bitişinde çocuğu takdir etmek, onun yemek yeme davranışının pekişmesine yardımcı olabilir. Çocuklar tok olduklarını hissettikleri zaman yemeğe ara verirler bu durumda çocuğa ısrar edilmemeli yemeğe son verilmelidir. Yemek esnasında televizyon, telefon, tablet gibi çocuğun dikkatini dağıtacak araçlar kullanılmamalıdır" diye konuştu.
Atabey, çocuğun sürekli olarak tek bir besini tüketmesinin önlenmesi gerektiğine değinerek, “Besleyici ara öğünlere teşvik edilmelidir, peynir, simit, ayran, sandviçler, taze meyve-sebze dilimleri ara öğünlerde tüketilebilir. Böylece hazır meyve suları, hazır kekler, bisküvi, cips gibi ürünlerden uzak durması sağlanmalıdır. Öğünlerden önce çocuğa şekerleme, çikolata, cips gibi besinler vermek veya acıkan çocuğa ısrarla yemek zamanını bekletmek çocuğun iştahını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu zamanlarda besleyici ara öğünler kullanılmalıdır. Çocuğun sürekli olarak tek bir besini tüketmesi önlenmeli, sınırlama getirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Atabey, çocuklara hiçbir besinin yasaklanmaması gerektiğini ancak çok şekerli, çok yağlı besinlere karşı sınırlandırma yapılması gerektiğini belirterek, “Birçok yiyecek reklamı çocukları hedef alır, çocuklar yetişkinlerden daha fazla ticari reklamlardan ve ambalajlardan etkilenir. Bu sebeple çocuklara hiçbir besin yasaklanmamalı ancak çok şekerli ve çok yağlı besin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Fast-food tarzı ürünler evde daha sağlıklı bir şekilde yapılmalıdır. Küçük yaşlardan itibaren fiziksel aktivite alışkanlığı kazandırılmalıdır. Bu yaş grubu çocuklar tüm güne yayılmış olarak en az 3 saat boyunca her gün fiziksel olarak aktif olmalıdır. Acık havada vakit geçirerek ve oynayarak çocukların sağlıklı kemik ve diş gelişimi için yeterli D vitamini alması sağlanmalıdır. Çocukların günlük beslenme ihtiyaçlarının büyük bir kısmını karşılamak durumunda oldukları kreşler, bakımevleri ve tam gün hizmet veren okullarda verilen beslenme hizmetlerinin niteliği ve sunulacak menülerin içeriği kontrol edilmeli, çocuklarımızın beslenmesinin yeterli ve dengeli olması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.