Dünya Çay Komitesi’nin 2018 yılında hazırladığı ‘Dünya Çay Raporu’na göre kişi başına çay tüketiminde Türkiye yılda 3,5 kilogramlık çay tüketimiyle birinci sırada yer alıyor. Raporda ikinci sırayı kişi başına yıllık 2,4 kilogramlık tüketimle Afganistan alırken üçüncü sırada 2 kilogramlık tüketimle Libya bulunuyor.
Diğer ülkelere kıyasla Türkiye’nin çay tüketiminin fazla olduğunu belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Gökçen Özüpek, çay tüketiminin tamamen masum olmadığını söyleyerek önemli bilgiler verdi.
Aşırı çay tüketiminin neden olabileceği sağlık sorunlarına değinen Özüpek, “Çay tüketiminin tamamen masum olduğunu söyleyemeyiz. Bizim için elzem olan çay tüketim miktarıdır. Aşırı çay tüketimi, içeriğinde bulundurduğu ‘tanenler’ sebebi ile vücutta demirin emilimini engelleyeceğinden anemi (kansızlık) ismini verdiğimiz sağlık problemine sebep olmaktadır. Ayrıca içeriğinde bulunan kafein ise, fazla çay tüketimine bağlı olarak tansiyonu yükseltip, bireylerde taşikardiye sebep olabilmektedir. Ayrıca aşırı tüketildiğinde su kaybının oluşmasını da tetiklemektedir” ifadelerini kullandı.
Yeşil çayın antikanserojen maddeler bakımından zengin olduğunun altını çizen Gökçen Özüpek, “Siyah çayın içeriğinde tanen ve kafein fazla miktarda bulunurken, yeşil çayda ise polifenol olarak adlandırılan antikanserojen maddeler yoğunluktadır. Yeşil çay içeriğinde kanser hücreleri için etkili olan polifenolleri bulundurmasına rağmen günde maksimum 5 bardaktan daha fazla içilmemesini belirten yayınlar mevcuttur. Aşırı tüketiminin tansiyon artışına sebep olduğu bildirilmektedir. Her iki çayda da kafein bulunmaktadır, ancak yeşil çaydaki kafein oranı daha düşüktür. Siyah çayın da yeşil çay gibi antioksidan özellikleri vardır, ancak siyah çay daha fazla işlem gördüğü için antioksidan miktarı daha azdır. Siyah çay tüketiminin günde beş çay bardağını geçmemesi önerilmektedir. Bitki çaylarının ise üç bardağı geçmemesi önerilir” diye konuştu.