Terlemenin vücudun ısı dengesini korumaya yarayan bir fonksiyon olduğunu belirten Dr. Burcu Barutcugil, “Vücudun iç ısısı arttığında vücudun soğuması için deri altı damarlarda dolaşım artışı ile radyan soğuma ve terlemeye bağlı buharlaşma ile soğuma mekanizmaları kullanılır. Bu sayede vücudun artmış olan ısısı kontrol altında tutulur. Normal terleme limiti günde 1-2 litredir stres ve egzersiz gibi durumlarda 10 litreye kadar çıkabilir” dedi.
Barutcugil, hiperhidroz teriminin aşırı terleme anlamına geldiğini belirterek, “Hiperhidroz durumunda üretilen ter miktarı vücut sıcaklığını normale döndürecek miktarından fazladır. Genellikle çocuklukta veya ergenlikte başlayan bu durum bazen ömür boyu devam edebileceği gibi bazen de 25-30 yaşlarında kendiliğinden düzelebilmektedir. Obezite, fiziksel egzersiz, sıcak ve nemli ortamlar veya aşırı kalın giyinilmesi durumlarımda oluşan terleme fizyolojik olarak adlandırılır” dedi.
Günümüzde artık sadece basit bir deri sorunu olarak kabul edilmesi mümkün olmayan aşırı terlemenin sosyal ve psikolojik boyutları da olan ve tedâvi edilmesi gereken önemli bir dermatolojik hastalık olduğunu ifade eden Dr. Barutcugil “Koltuk altı terlemesinde tedavi olarak öncelikle topikal aluminyum klorid içeren krem ve solusyonların kullanılması gerekiyor. Avuç içi ve ayak terlemesinde ise öncelikle iyontoforez yöntemi denenmesi gerekli. Eğer etki yoksa botoks uygulaması yapılabilir. Ek olarak, ayak, avuç içi ve koltuk altına uygulanan botoks en başarılı sonucu koltuk altında veriyor” dedi.
Dermatolog Burcu Barutcugil, tedavinin nasıl uygulandığı ile alakalı olarak bilgi verdi ve sözlerini şöyle noktaladı: ”Botoks, deri içine enjekte edilerek uygulanır. Deri altında ter bezlerini uyaran bir mediatör olan asetilkolin salınımını engeleyerek terlemenin durmasını sağlamaktadır. Etkisi 3-14 ay arasında sürmektedir. Koltukaltı bölgesine uygulanması en kolay alandır. Avuç içi ve ayak tabanı gibi bölgelerde uygulama öncesinde enjeksiyon ile anestezi ve soğuk uygulama yapılmaktadır.”