Gamze Atasöz Deniz’in “Çöp Ülkesi” kitabı çocuklara çevre bilincini hatırtayor. Deniz, “Herkes tüketim alışkanlığını gözden geçirirse, küçük adımlarla büyük değişimler mümkün olur” yorumunu yapıyor.
Gamze Atasöz Deniz’in kaleme aldığı, Merve Ergenoğlu’nun rengarenk çizimleriyle “Çöp Ülkesi” geçtiğimiz günlerde Timaş Çocuk etiketiyle minik okurlarıyla buluştu. Çevre bilinci ve geri dönüşüm kavramlarını benzersiz bir hayal gücüyle harmanlayan bu kitap, çocuklara israfın bedelini eğlenceli bir macerayla anlatıyor. Üstelik konuşan küf mantarları, gizemli bilmeceler ve şaşırtıcı bir finalle. Çöp sandığımız her şeyin aslında bir hikâyesi olduğunu hatırlatan hem eğlendiren hem düşündüren bir macera. Gamze Atasöz Deniz ile “Çöp Ülkesi”ni konuştuk.
Gezegenimizin geleceği, küçük yaşta farkındalık kazanan bireylere bağlı
“Bu kitabı yazma fikri, bir gün haberlerde Kuzey Pasifik Okyanusu’ndaki devasa çöp adasını görmemle ortaya çıktı” diyen Gamze Atasöz Deniz, “O görüntüler beni derinden sarstı. Deniz tabanındaki mercan resiflerinde bile çöpler vardı. İnsanların tüketim alışkanlıklarının besin zincirine ve ekosisteme nasıl zarar verdiğini, nasıl muazzam bir probleme dönüştüğünü gördüm. Bir yazar olarak bu duruma karşı kayıtsız kalamayacağımı anladım. Özellikle çocuklara bu meselenin ne kadar önemli olduğunu anlatmam gerekiyordu. Gezegenimizin geleceği, küçük yaşta farkındalık kazanan bireylere bağlı bana göre. Tüm bunları bir çocuğun eğlenerek öğrenebileceği fikri bu kitabı yazma arzumu tetikledi ve böylece ‘Çöp Ülkesi’ ortaya çıkmış oldu” sözleriyle kitabı nasıl yazmaya karar verdiğini söylüyor. “Doğada bir şey yok olup giderken aslında yeni bir şeyin doğmasına vesile olur” diyen Deniz, “Küf mantarları doğanın en görünmeyen, en küçük parçalarından biri. Onların çürüyen dünyalarında yaşamlarını sürdürmelerine, sürekli dönüşümlerine hayran kaldım. Ayrıca doğadaki her şeyin bir sesi olduğuna inanıyorum. Konuşan küf mantarları gibi tuhaf unsurlar kullanarak doğanın kendi döngüsünü, doğaya uygun bir dil ile anlatmaya çalıştım” diyor. “Çöpler bir poşet ya da kutuya atıldıktan sonra sorumluluğumuzun bittiği nesneler değildir” ifadelerini kullanan Deniz, “Geri dönüştürülmezlerse doğaya ciddi zararlar verirler. Üstelik çöpe giden çoğu nesne tekrar kullanılabilir durumdadır. Eğer herkes tüketim alışkanlıklarını gözden geçirip düzeltirse, küçük adımlarla büyük değişimler mümkün olabilir. Minik okurlara ve ebeveynlere anlatmak istediğim şey tam olarak bu. Onlarda geleceğe dair umut, geri dönüşüme merak, çevreye karşı sorumluluk duygusunu uyandırmayı hedefledim” şeklinde dile getiriyor.
Çocuklar kullanılabilir malzemelerden kendi oyuncaklarını tasarlayabilir
Kitapta kompost yapımı, dijital cihazların geri dönüşümü ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı gibi önemli konulara değinen Deniz, çocukların bu bilgileri günlük hayatına nasıl yansıtabileceklerini ise şu sözlerle paylaşıyor: “Minik okurlar merak uyandırıcı ve eğlenceli bilgilere gerçekten büyük bir ilgi gösteriyor. Kompost yapımını, asla tadına bakılmaması gereken bir yemek tarifi olarak anlattım. Evde deneyebilirler ve bu onlar için doğayı keşfettikleri keyifli bir etkinliğe dönüşebilir. Dijital cihazların geri dönüşümünü anlatırken, bir mekanizma yapımını basit ifadelerle hikâyeleştirip eski ya da bozuk cihazların yeniden kullanılabileceğini gösterdim. Kaynakların sürdürülebilir kullanımı için ise gereksiz tüketimden kaçınmaya özen gösterebilirler. ‘Çöp Ülkesi’ aşırı tüketim kavramının bir sembolü. Minik okurlar bu kitaptan öğreneceği bilgiler ile çöpleri her zaman ayrıştırarak atabilir, geri dönüşüme gönderebilir, kompost kovası yapabilir veya hâlâ kullanılabilir malzemelerden kendi oyuncaklarını tasarlayabilir. Tüm bunları sınıfında ya da evinde yapmayı tekrar ederek hayat boyu sürecek alışkanlıklar kazanabilir.”