Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde “Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı”nda konuştu. Türkiye'nin, özellikle ekonomide en güvenilir ülkelerden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, “Bize karşı yapılan bu darbe hareketinin arkasında da Türkiye'nin yükselişini hazmedemeyen mihrakların olduğunu çok açık ve net söylemek durumundayım. Bu olay sadece içeride planlanan, tezgahlanan bir olay değildir. Ben açık sözlüyüm, bu olay içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir. Bunları sizler de az çok biliyorsunuz” diye konuştu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Dışarıdaki ve içerideki bu ortak darbe hareketinin aktörleri bir şeyi hesap edemediler. Bu milletin evlatlarının, tankların altına yatabileceğini bunlar hissedemediler. Bunu planlayamadılar. Burayı bombaladıkları zaman 5 şehidimiz var ve bir bayan kardeşimin ne yazık ki başı koparak oranın çatısından onu aldık."
"Yaralananlarla telefonla görüştüm. Hele bir tanesi, genç Sabri, 34 yaşında yazılımcı, tankların paletleri arasına atlayarak birinci tanktan kurtulan, ondan sonra ikinci tankın da paletleri arasına atlayıp, orada bir kolunu, şu anda yapılan müdahalelerle inşallah kaybetmeyecek böyle bir noktada olan bir gencimiz. Sanki hiçbir şey olmamış, öyle konuşuyor. 'Reisim sen iyi misin, bana onu söyle, ben iyiyim' diyor. Şimdi bu inanç, bu azim oldukça evelallah bu millete darbeler hiçbir şey yapamayacaktır.”
“PKK, DHKP/C, DAİŞ denilen terör örgütleri, suikastlar, silahlı saldırıları, intihar bombacıları ile ülkemize karşı adeta bir savaş yürütüyorlar. Teröre karşı, bu tür darbelere karşı eğer uluslararası camia bir mutabakat ortaya koyamıyorsa, kusura bakmayın bir bumerang gibi
döner, bir gün de o ülkeleri vurur.”
"Almanya Şansölyesi'ne, teröristlerle ilgili 4 bin dosya verdim. Fakat pazar günü, Almanya'daki vatandaşlarımızın oluşturduğu STK'lar, 'Darbelere hayır, demokrasiye evet' diye bir miting düzenledi, Köln'de. Bu mitingde Türkiye'den oraya video konferansla benim bağlanmamı hazmedemediler.”
"Uluslararası Af Örgütü tutturmuş bizim işkenceler yaptığımızdan bahsediyor. Bizde işkenceye sıfır toleranstır. Arbede esnasında kaşına, gözüne tekme, tokat yemiş olabilir. Zerre kadar sizde haysiyet varsa çıkarsınız Türkiye'ye gelirsiniz, önce bir parlamentoyu gezersiniz, gider özel harekatı dolaşırsınız, emniyet müdürlüğünü dolaşırsınız, kim kime ne yapmış onu o zaman görürsünüz.”
Emniyet teşkilatında binlerce rütbeli personelin açığa alınması, ihraç edilmesine rağmen hizmetlerin aksamadığını aksine daha da kaliteli hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, “Çünkü yuvalandıkları yerlerden bir tanesi de orasıdır. Adeta kuluçka yuvası gibi. Böyle bir durum var. Darbenin istihbaratının zamanında alınamaması, bu örgütün önce istihbarat teşkilatlarımızı çökertmekle işe başlamasından kaynaklanıyor.
Biliyorsunuz sadece MİT yok, aynı zamanda bir de Emniyet istihbarat var, aynı zamanda Jandarma istihbarat var. Bu istihbarat örgütleri ne yapmamıştır, ilgili mercileri aslında hiç uyarmamış, uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır. Diğer alanlara ilişkin istihbarat ağları büyük ölçüde yeniden kuruldu, kuruluyor” diye konuştu. Amerika'da sadece CIA ve FBI'ın olmadığını, onlarca istihbarat örgütünün bulunduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin de bu ağı yeniden ele aldığını ve yeniden kuracağını söyledi. Erdoğan, “Bazı siyasiler şunu söyleyebilir: 'Çok acele edildi.' Siz hazır değilseniz kardeşim, ben ne yapayım. Biz bu darbe olayı olduktan sonra bu adımı atmadık ki, biz zaten bunlara hazır bir hareketiz” değerlendirmesinde bulundu.
“Bazı Avrupa ülkeleri havaalanlarında ne yazık ki 'Türkiye'ye gitmeyin, Türkiye'ye gidişiniz Erdoğan'ı güçlendirir' gibi reklamları koymaktadır. Bu nasıl demokrasidir? Ben askeri darbe ile işbaşına gelmiş bir cumhurbaşkanı değilim. Halkının yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanıyım. Şimdi soruyorum: Batı, burada teröre destek veriyor mu vermiyor mu? Batı, demokrasinin yanında mı, darbelerin ve terörün yanında mı? Maalesef bu Batı, teröre destek veriyor ve darbelerin yanında yer alıyor. Bunların canı bizim gibi yanmıyor. Ama bizim canımız yanıyor. Bir yerde terör mü var, çekinmeden, ürkmeden üzerine gitmeliyiz. Teröre karşı, bu tür darbelere karşı eğer uluslararası camia bir mutabakat ortaya koyamıyorsa, kusura bakmayın, bir bumerang gibi döner bir gün de o ülkeleri vurur. OHAL tamamen AB prosedürlerine uygundur.”
Bu sürecin devlet yapılanmasında bir revizyona fırsat hazırladığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi: “Bu örgütün faaliyetlerine yönelik güçlü bir istihbarat mekanizması kurmamız şart. Diğer kurumlarımızdaki görevden almaların da olumlu sonuçlar vereceğinden emin olabilirsiniz. Mesela TİB'i kapatacağız.
Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden bir tanesi de orası. Orayı tamamen kapatıp, burayı kapattıktan sonra oranın içerisinde çalışanların hepsini de, hazırlıklarımızı yaptık, gereği neyse onun da gereğini yapacağız. Çünkü bu örgüte mensup kamu görevlileri, devletine ve milletine sadakatle hizmet etmek yerine iradelerini bir başka gücün emrine vermiş kişilerdir. Bugüne kadar karşılaştığımız sorunların önemli bir bölümünün de bu kişilerden kaynaklandığını düşünüyorum. Şimdi TİB, BTK'ya devredilmek suretiyle BTK gereken adımları kendisi atacaktır.”
Sadece kurum hiyerarşisine bağlı olarak, kanunların ve diğer düzenlemelerin verdiği yetki çerçevesinde görev yapan kamu personeliyle işlerin sağlıklı yürüyeceğine inandığını belirten Erdoğan, iş dünyasında da FETÖ'nün kanser hücresi gibi her yere yayılmış bağlantılarıyla hareket ederek haksız rekabete yol açan kişilerin, bu imkandan mahrum kalacağını kaydetti ve "Ülkemizde, yaklaşık 3 milyon 340 bin kamu çalışanı vardır. Son soruşturmalarda bunlardan açığa alınmış olanlarının sayısı 62 bindir" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti: “Demokrasi ile yönetilen bir ülkede darbe var, 238, şimdilik, şehidim var, 2 bin 200'e yakın yaralım var. Sen hala kalkıyorsun 'endişeliyiz' diyorsun. Bunun faillerine, sen nasıl kalkarsın da hala şefkat elini uzatırsın ya? Böyle bir şey olabilir mi? Asla attığımız adımlardan taviz vermeyeceğiz. Çünkü biz, istisnaları bir kenara koyuyorum, bu katillere, bu darbenin faillerine acımaya kalkarsak, acınacak hale geliriz. Bunu yapmayacağız."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İtalyan Rainews24 ve Meksika'nın Televisa televizyonuna konuştu. Erdoğan, Rainews24 kanalına verdiği mülakatta oğlu Bilal Erdoğan hakkında İtalya'da açılan soruşturmaya değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Bologna'da doktorasıyla ilgili mezuniyetini verecek, oğlu Bilal Erdoğan'a paralel yapının girişimiyle dava açıldığını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu: "PKK, Bologna'da pankart açıyor, kortej düzenliyor, oturduğu yerlerde beni diktatör ilan ediyorlar. Niye bunlara müdahale etmiyor. Bu mu hukuk devleti? Böyle bir güya hukuk, kusura bakmasınlar, İtalyan hukuku kendini bir defa çek etmesi lazım, böyle bir anlayış olamaz. Bu, Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilerimizi bile sıkıntıya sokar. Benim pırlanta gibi doktorasını ki, Johns Hopkins'te okuyan, ama gelip Bologna'da mezuniyetini alacak olan oğluma kara para aklayıcısı damgasını vurmaya kimsenin hakkı yok. Benim oğlumla uğraşmayı bıraksın da İtalyan kendi mafyasıyla uğraşsın.”