Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezinin inşaatının tamamlandığını, pilot üretimlere 2025 yılında başlayacaklarını dile getiren Koca, hedeflerinin ihtiyaç olan aşıların tamamının Türkiye'de üretmek olduğunu anlattı. Çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşıyı teknoloji transferi ile Türkiye'de üretileceğini ifade eden Bakan Koca, "Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha'da üretilecek. 2028'de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye'de üretiliyor olacak." dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşıyı teknoloji transferi ile Türkiye'de üreteceğiz. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha'da üretilecek. 2028'de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye'de üretiliyor olacak." dedi.
Koca, TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin konuşmasına, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
Sağlık hizmetlerinin tüm siyasi düşüncelerin üstünde olduğuna dikkati çeken Koca, hastalar arasında ayrım gözetilemeyeceğini, bu hizmetlerin birleştirici olduğunu, 86 milyona yönelik birleştiriciliğe zarar verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Yapılan eleştirileri dikkatle dinlediklerini dile getiren Koca, yapıcı ve iyi niyetli her eleştiriyi vatandaşların memnuniyetini artırmak için bir imkan olarak gördüklerini söyledi.
Koca, Türkiye'de 2023 yılında sel, yangın ve deprem gibi büyük felaketler yaşandığına işaret ederek, "6 Şubat sabahı ülkemiz hiç görülmemiş bir felaketle karşı karşıyaydı. Halen acılarımız taze. Yıllar boyu sürecek bir yas içindeyiz. Bu büyüklük ve yaygınlıktaki depremler, olabilecek en büyük yıkımların saniyeler içine sıkıştığı olaylardır. Maddi hasar telafi edilebilir, hayatta kalanların ruhlarındaki hasar on yıllar boyunca sürer." diye konuştu.
"50 bini aşkın yaralıyı deprem bölgesinden hastanelere sevk ettik"
Depremde eşi görülmemiş bir dayanışma sergilendiğini dile getiren Koca, "Devletimiz bütün imkanlarıyla yaraları sarmaya çalıştı. Bu çaba devam ediyor. Milletimiz, devletinin yanında dağ gibi durdu. Bu süreçte eksiklerimiz, noksanlarımız olmadı mı, ister istemez oldu. Daha iyisi yapılamaz mıydı, daha iyisini de yapabilirdik. Fakat şu unutulmamalı. Felaketlerin eli ayağı bağlayıcı tarafları vardır. İmkanlarınız size yetmeyebileceği gibi o şok içinde mevcut imkanları en rasyonel şekilde kullanamayabilirsiniz. Sağlık Bakanı olarak elimden gelen ne varsa, kaybedilen canların, yıkılmış şehirlerin acısını içime gömerek, gece gündüz demeden yapmaya çalıştım. Elbette, her ihtiyaca yetişemediğim, her sorumluluğa yetemediğim zamanlar da oldu. Bunlar için sizlerin huzurunda vatandaşlarımızdan helallik isterim." ifadelerini kullandı.
Bakan Koca, 50 bini aşkın yaralıyı deprem bölgesinden hava, kara ve deniz yoluyla güvenli alanlardaki hastanelere sevk ettiklerini, bu operasyonun dünyada ikinci örneği olmayan bir acil sağlık müdahalesi operasyonu olduğunu kaydetti.
Felaketler üzerinden siyaset yapmanın doğru olmadığının altını çizen Koca, Defne Devlet Hastanesinin yapımı başlarken "60 günde hastane yapılamaz, bu bir göz boyamadır" şeklinde propaganda yapıldığını anımsattı.
Defne Devlet Hastanesinin 57. günde hasta kabulüne başladığına işaret eden Koca, "İddia ve itham sahipleri hastaneyi ziyaret ettiler mi, sözlerinden utandılar mı, hakkımızı teslim ettiler mi? Milletimiz hayır dualarıyla hakkımızı teslim etti. Hizmet, onun sahibine ulaştı." şeklinde konuştu.
Hasta Garantili Şehir Hastanesi Efsanesi iddialarına yanıt
Şehir hastanelerine yönelik eleştirileri yanıtlayan Koca, kamu-özel işbirliği ile yapılan şehir hastanelerinin yüklenici şirketlerinin gelirleri için bir düzenleme yaptıklarını, tüm şehir hastaneleri için anlaşma süreleri boyunca ödenecek en yüksek tutarın sınırını belirlediklerini aktardı.
Koca, "Yapılan düzenleme ve değişikliklerle, şehir hastaneleri için sözleşmelerde yapılan mahsuplaşmalar ile 25 yıl olan sözleşme sürelerini ortalama 17-18 yıla indirdik. Vatandaşlarımıza en yüksek kalitede hizmet verirken onların vergileri ile bize emanet edilen kaynağı da en verimli şekilde kullanmaya gayret ettik." dedi.
Sağlıkta reform gerçekleştirdiklerini ifade eden Koca, "beyaz reform" adını verdikleri değişim ile hekimlerin kamuya geçişini sağladıklarını belirtti.
Gri Kod uygulaması pilot olarak başlatıldı
"Sağlıkta Şiddet Yasası'nı çıkararak sağlık çalışanlarına kanuni en güçlü korumayı getirdik. Yükseköğretim mezunu tüm sağlık çalışanlarının 3600 ek göstergeden faydalanmasını sağladık. Hekimlerimizin emekliliklerine dair özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldı. İntörn hekimlerle diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarıldı. Deprem bölgesinde 6 devlet hastanemizi hizmete açmış durumdayız. Beyaz Kod uygulamasının yanında Gri Kod uygulamasını da pilot olarak başlattık. Çalışmalarımız sonucunda Beyaz Kod sayısı 1 milyonda 23'ten 1 milyonda 12'ye indi. Bebek ve anne ölümlerini önemli ölçüde azalttık. Aile hekimliklerinde yapılan muayene sayısını yüzde 31, tüm muayenelerin sayısını yüzde 20 artırdık.
"2028'de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye'de üretiliyor olacak"
Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezinin inşaatının tamamlandığını, pilot üretimlere 2025 yılında başlayacaklarını dile getiren Koca, hedeflerinin ihtiyaç olan aşıların tamamının Türkiye'de üretmek olduğunu anlattı.
Koca, "Çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşıyı teknoloji transferi ile Türkiye'de üreteceğiz. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha'da üretilecek. 2028'de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye'de üretiliyor olacak." dedi.
Bakan Koca, nadir hastalıklar için Hücre ve Gen Terapisi Hastanesini kuracaklarını, böylece en güncel tedaviyi geliştirerek uygulayacaklarını, şehir hastanelerinin akademik yapılanması için Sağlık Akademisi kurma çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Doktorların tersine göçü
Doktorların yurt dışına gittiğine ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Koca, her geçen yıl yurt dışına giden doktor sayısının azaldığını vurguladı. Bu yıl yurt dışına gitmek için 1321 hekimin iyi hal belgesi aldığını belirten Koca, emniyet kayıtlarına göre bunlardan 401'inin yurt dışına gittiğini ifade etti. Koca, son 37 günde bunlardan 80'e yakınının Türkiye'ye döndüğünü söyledi.
Gazze’ye yapılan yardımlar ve tedavi için ülkemize getirilen hasta ve yaralılar
"Filistin'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Dillerin sustuğu, kulakların tıkandığı, gözlerin kapatıldığı bir katliamla karşı karşıyayız. Hiç kimse 'Katliam bizi ilgilendirmez' diyemez. Ve hiç kimse fosfor bombaları atılırken sessizliğe bürünemez, uykusunun karanlığına çekilemez. Kayıtsızlık, sessizce zalimin safına geçmektir. İnsan olmanın gereği zalime karşı çıkmak, mazlumun yanında olmaktır. Toplumlar bu tavrı göstermektedir. Devletlerin çıkarları ile toplumların vicdanı arasında onarılmaz bir çatlak var. Bomba sesleri ve çocuk çığlıkları insanlık için hem yıkım hem de uyanış anlamına geliyor."
"Türkiye, vahşete en büyük itirazdır." diyen Koca, bugüne kadar Gazze'ye 13 uçak ve 2 gemi dolusu yardım malzemesi ulaştırdıklarını, İsrail ve Mısır sağlık bakanları ile yaptıkları görüşmeler sonucu kurmaya karar verdikleri üçlü koordinasyon ekibi ile Gazze'den öncelikle hasta çocuklarla kanser hastalarını Türkiye'ye getirmeye başladıklarını dile getirdi. Koca, "Daha çok yara sarabiliriz. Bunun için taraflarla olan diyaloğumuzu canlı tutarak erişebildiğimiz kadar mazluma erişip onları tedavi etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.