Tiyatro oyuncusu ve oyun yazarı Nurdan Albamya İnce, Filistin ve 28 Şubat süreçlerini anlattığı tiyatro oyunlarıyla insanların gerçeklik algısını tamamen sanat üzerinden aktarmayı hedefliyor. Her iki oyunu da izleyicilerden büyük beğeni alan İnce, süreç içerisinde gerekli desteği göremediğini söyledi. Ayrıca İnce, "Oyunlarımız engellenmeye ve ötekileştirilmeye çalışılıyor. Oyunlarımızı oynayacak salon bulamıyoruz" ifadelerini kullandı.
Tiyatro oyuncusu ve oyun yazarı Nurdan Albamya İnce, tiyatro sahnelerine ve yazdığı oyunlara toplumun ve Müslüman aleminin içerisinde bulunduğu sıkıntıları ve tarihi geçmişte yaşanan haksızlıkları hafızalarda canlı tutmak için yansıtıyor. Tiyatro Ankebut’u bu amaçla kuran İnce, gençlere kendi çizgilerinden taviz vermeden sanat içerisinde nasıl olunması gerektiğini sahne üzerinden aktarıyor. İşgalin zorluklarını Filistinli Meryem'in üzerinden anlatan tek kişilik tiyatro oyunu “Filistin Hakkında Konuşmalıyız”, ilk gösterimini Ekim 2022’de yaptı.
‘Bin Yıl’
Tiyatro oyuncusu ve oyun yazarı Nurdan Albamya İnce, “Filistin Hakkında Konuşmalıyız” tiyatro oyunun ardından 28 Şubat Dönemi’ne dikkat çeken “Bin Yıl” adlı komedi oyununu sahneye taşıdı. Tiyatro Ankebut tarafından oynanan “Bin Yıl” oyunu, 1997 yılında İzmir’de bir tiyatro ekibinin başına gelen bir hikayeyi trajikomik bir şekilde anlatıyor.
İnce yaşadığı zorlukları Yeni Şafak'a anlattı: Oyunlarımız engellenmeye ve ötekileştirilmeye çalışılıyor
yenisafak.com'a konuşan Nurdan Albamya İnce, süreç içerisinde yaşadığı zorlukları ve tiyatro gösteriminin yapılacak salonları bulamadığını anlattı:
"Tiyatro bir ülkedeki en büyük eğitim yollarından biridir. Dünyada yüzyıllardır birey ile toplum arasında bir bağ kurup ayna görevi görmüştür. Biz Tiyatro Ankebut olarak ise mazlumların hikayesini anlatmayı, topluma böyle bir yol ile ayna tutmayı seçtik. Herkes bilir ki bu dünyadaki en mazlum insanlar Müslümanlardır. Seçtiğimiz konular tabi ki Müslümanların hikayesi olacaktı. Ancak sanki ülkemizde tiyatroya sadece belirli bir kesimin hayatı konu edilebilirmiş gibi bir algı var. O yüzden yaptığımız oyunlar engellenmeye, ötekileştirilmeye çalışılıyor. Bir zulmü engelleyemiyorsanız o zaman yayın, cümlesinden yola çıkıp oyunlarımızı daha çok kişiyle buluşturmaya çalıştıkça önümüz kesiliyor."
"Ankara'da tiyatroyu oynayacak salon bulamadık"
"Bir tiyatronun varlığını devam ettirebilmesinin en büyük yolu oyun oynamasıdır. Burada da belediyeler ve tiyatro salonları devreye giriyor. Belediyelerin tiyatrolardan oyun alması, salon sahiplerinin ise tiyatrolara salonlarını kiralaması gerekiyor. Biz hala daha İstanbul'da bile onlarca belediye ile irtibata bile geçemedik. Hadi diyoruz bari salonları ücreti mukabilinde tutalım. Onu bile vermiyorlar. En büyük sıkıntılarımızdan biri Ankara'da salon bulamamak. İki yılda iki kere gidebildik Ankara'ya. Salon ücretleri dudak uçuklatıyor ama ona bile tamam diyoruz. Oyunumuz profesyonel bir tiyatro oyunu olduğu için ses ve ışık sistemi olan bir salona ihtiyacımız var. Belediyelere yaptığımız onlarca başvurudan hiç bir şekilde cevap alamadık. Telefonla aradığımızda 45 gün sonra dönüş yapacağız diyorlar. Kaç 45 gün geçti hala cevap yok. Bazı yerler oyunlarımızın konusunu duyunca telefonlarını dahi açmıyorlar. Bu mudur sanata sahip çıkmak. Gişe açabilen, seyircisi olan, bilet satıp kimseye yük olmadan kendi kendini çevirebilen bir tiyatroya salon verilmeyecek mi Ankara'da?"