Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Suriye'de oluşturulması planlanan güvenli bölgeye ilişkin "Sayın Cumhurbaşkanımız grup konuşmasında ifade ettiler, buranın kontrolü Türkiye'nin olacak. Türkiye'nin askeri konuşlanmasıyla, istihbari faaliyetleriyle yerel halkın dahil olmasıyla bir güvenlik bölgesi oluşturulacak." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde devam eden toplantıya ilişkin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın basın toplantısı düzenledi. Kalın, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump ile görüşmesinde ifade edilen "güvenli bölge" kavramının daha önce Türkiye tarafından önerilen güvenli bölge olup olmadığının sorulması üzerine Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımız bugünkü Grup konuşmasında da bu konuyu aslında paylaştı. Dünkü görüşmede de bu konu ele alındı. Sayın Trump'ın bu teklifi, 20 mil yaklaşık 30-32 kilometrelik bir alana tekabül ediyor. Bir kere olumlu baktığımızı ifade ettik. Neden? Aslında bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaklaşık 4 yıldır dile getirdiği bir tekliftir." dedi.
"Cumhurbaşkanımızın dediği noktaya geldiler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu her görüşmede dile getirmeye devam ettiğini vurgulayan Kalın, şunları ifade etti:
Sadece Türkiye için değil, Suriye'deki mülteciler için de bir güvenli bölge olduğuna dikkati çeken Kalın, "Sadece bizim sınırımızı güvence altına alan değil, onun 30 kilometre eninde yaşayan herkesi güvence altına alan bir güvenli bölge olarak planlanıyor." dedi.
Burada terör örgütüne bir koruma sağlayabilecek bir angajmana, plana evet demelerinin söz konusu olamayacağını kaydeden Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu net bir şekilde ifade ettiğini söyledi.
"Detaylar netleştikçe paylaşacağız"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları kaydetti:
- "Buranın kontrolü Türkiye'de olacak. Dolayısıyla burada Türkiye'nin askeri konuşlanmasıyla, istihbari faaliyetleriyle, yerel halkın sürece dahil edilmesiyle bir güvenli bölge oluşturulacak. Cerablus-El Bab hattında, Afrin'de ve oradan İdlib'e uzanan coğrafyada bu gerçekleştirilmiş durumda. Adına güvenli bölge denmese de şu anda fiilen orada Türkiye'nin kontrolünde bir güvenli bölge hattı var. Baktığınız zaman bu saydığım coğrafya içerisinde ne rejim unsurları var ne PKK/PYD/YPG unsurları var ne de DEAŞ unsurları var. Buralar güvenli bir bölge halinde yerel halk, yerel kent konseyleri tarafından yönetilmekte. Benzer bir model Münbiç'te ve Fırat'ın doğusunda da rahatlıkla uygulanabilir."