Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Amerikan yayın kuruluşu Bloomberg'te, "Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı" iddialarına yanıt veren makale kaleme aldı.
Ankara'nın Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasının, "Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı" yönündeki eski bir tartışmayı yeniden gündeme getirdiğini belirten Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "otoriter olduğu" iddialarına ve "NATO'ya zarar verdiği" yönünde Türkiye'ye yönelik çeşitli suçlamalar yöneltildiğine de dikkati çekti.
Kalın, söz konusu iddiaların asılsız olduğunu, tüm bunların Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarının faaliyet gösterdiği alandaki bölgesel dinamiklerin ve daha büyük jeopolitik gerçeklerin anlaşılmadığını, kasıtlı olarak görmezden gelindiğini ortaya koyduğunu belirtti.
"Türkiye'nin artık güvenilir bir NATO müttefiki olmadığı" iddiasının temelsiz olduğuna işaret eden Kalın, şöyle devam etti:
"Aksine Türkiye, Kosova'dan Bosna'ya, Lübnan'dan Afganistan'a kadar tüm NATO misyonlarında önemli bir rol oynadı ve oynamaya da devam ediyor. Türkiye, Müslüman bir üye ülke olarak, İttifak ile Müslüman dünyası arasındaki algısal ve kültürel uçurumun kapatılmasında kilit rol oynamıştır.
Türkiye'nin NATO'daki duruşunu sorgulamak, NATO'nun 21. yüzyıldaki bütünlüğü ve uyumluluğunu sorgulamaktan farklı değil. NATO'nun eski üst düzey komutanlarından Amiral James Stavridis'in de belirttiği gibi İttifak'ta en büyük ikinci orduya sahip bir ulusu kaybetmek, büyük bir jeopolitik hata olur."
Kalın, Türkiye'nin son zamanlarda dışlanmış bir şekilde resmedilmesinin iki ana nedeni olduğunu vurguladı.
Kalın, bu krize daha geniş bir perspektiften bakılması gerektiğine, İttifak'ın tekelleştirilemeyeceğine ve bazı üye ülkelerin kendi gündemlerini diğerlerine dayatma özgürlüğünün bulunmadığına dikkati çekti.
İbrahim Kalın, "Türkiye de dahil tüm üyelerin güvenlik kaygıları ciddiye alınmadığında, NATO düzgün bir şekilde çalışamaz." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Avrupa güçlerine karşı kanlı bir bağımsızlık savaşı vermesine rağmen yüzyıl önce Batı İttifakı'na katıldığını, çok partili demokrasi, hukukun üstünlüğü, serbest piyasalar ve dünyaya açıklık ilkelerine bağlı olduğunu vurgulayan Kalın, Türkiye'nin 1952'de NATO'ya katıldıktan sonra Batı'nın güvenlik mimarisinin ayrılmaz bir parçası olduğuna işaret etti.
Kalın, Türkiye'nin son 10 yılda tıpkı ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere'nin yaptığı gibi çok kutuplu bir dünyada dış politikaya bakış açısını genişlettiğini kaydetti.
Türkiye'nin dış politikasının sıfır kazanımlı bir oyun, indirgeyici ya da dışlayıcı bir yaklaşımdan ziyade, karşılıklı olarak güçlenme anlayışına dayalı olduğunu belirten Kalın, Türkiye'nin tıpkı ABD ve Fransa gibi Orta Doğu, Afrika ya da başka yerlerdeki çıkarlarını koruma hakkı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin 40 yıldır terör örgütü PKK ile mücadelesine, müttefiklerinden bu konuda aldığı desteğin tutarsız ve yetersiz olduğuna dikkati çeken Kalın, 15 Temmuz darbe girişiminde 251 kişinin ölümü ve 2 binden fazla kişinin yaralanmasından sorumlu Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelesinde ise çok daha az destek gördüğünü belirtti.
Kalın, bugün hem PKK hem de FETÖ'nün Avrupa ülkelerinde serbestçe çalıştığını, Türkiye'nin bu terörist ağların üyelerinin defalarca iade edilmesini istemesine rağmen bu talebinin görmezden gelindiğini kaydetti.
Suriye'de 2011'de başlayan iç savaşla Türkiye'nin güvenlik kaygılarının arttığına işaret eden Kalın, en büyük mülteci krizlerinden birinin en ağır yükünü Türkiye'nin taşımasına rağmen çok az finansal ve siyasi destek aldığını belirtti.
Kalın, şu ifadeleri kullandı:
Türkiye'nin ABD'den Patriot füze sistemi satın alma girişimlerinden maalesef bir sonuç alınamadığına değinen Kalın, "Daha da kötüsü, Obama yönetimi 2015'te Suriye'deki savaş Türkiye'yi tehdit etmeye devam ederken, Türkiye'deki Patriotları geri çekti. Türkiye'nin son 2 yıldır Patriot satın alma çabaları sonuç vermedi. Rus yapımı hava savunma sistemi bir tercih değil, Türkiye için bir zorunluluk haline geldi." ifadelerini kullandı.
Kalın, benzer bir ihmalkarlığın Kıbrıs sorunu konusunda Türkiye ve AB ilişkilerine gölge düşürdüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti: