Hamas terörist değil mücahit

Resul Ekrem Şahan
04:0026/10/2023, Perşembe
G: 25/10/2023, Çarşamba
Yeni Şafak
Recep Tayyip Erdoğan.
Recep Tayyip Erdoğan.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in katliamlarına destek veren Batılı ülkelerin Hamas’ı DEAŞ’a benzetip “terör örgütü” ilan etmelerine tepki gösterdi: Hamas bir terör örgütü değil, topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hamas’ın terör örgütü olmadığını, mücahit grubu olduğunu söyledi.

AK Parti’nin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Filistin meselesine öncelikle insan penceresinden baktıklarını, diğer bölgelerde olduğu gibi burada da insanı, insan hayatını ve insanı insan yapan kadim değerleri savunduklarını belirtti.

8 UÇAK YARDIM GÖNDERDİK

7 Ekim’den bu yana krizin daha fazla büyümemesi için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Gazze halkının ihtiyaçlarının bir nebze de olsa giderilmesi için, Mısır’daki El Ariş Havalimanı’na şimdiye kadar toplam 8 uçak dolusu tıbbi ve insani yardım malzemesi gönderdik. Yaralıların tedavisi için 25 sağlık personelimizi ilk etapta yine Mısır’a sevk ettik.”

İLKELİ DURUŞUMUZU SÜRDÜRÜYORUZ

“Aynı şekilde, kim yaparsa yapsın, İsrailli siviller dahil, sivilleri hedef alan eylemleri asla mazur görmediğimizi açıkça ifade ettik. Bu ilkeli duruşumuzu dün olduğu gibi bugün de sürdürüyoruz. İsrail devletiyle bir sorunumuz yok ama İsrail’in uyguladığı mezalimi devlet yerine örgüt gibi hareket etme tarzını asla tasvip etmedik, etmeyeceğiz. İsrail, 7 Ekim’den beri Gazze’deki masum insanlara karşı, tarihin en kanlı, en iğrenç, en vahşi saldırılarından birini gerçekleştiriyor.”

İSRAİL İNSANLIK SUÇU İŞLİYOR

“İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında ölenlerin neredeyse yarısı çocuklardan, kalan yarısı da onların anneleri ve aile büyüklerinden oluşuyor. Tek başına bu tablo bile, amacın kendini savunma değil, taammüden insanlık suçu işlemeye yönelik bir vahşet olduğunu göstermeye yeterlidir. Dünyada, sadece çocukları öldürmek için savaş uçaklarıyla gece gündüz şehirleri bombalayan, hastaneleri, ibadethaneleri, okulları, pazar yerlerini, binaları, sokakları ateşe boğan; tanklarıyla, toplarıyla, silahlarıyla bu insanlık dışı eylemi sürdüren başka bir devlet ve ordu bulamazsınız.”

KURTULUŞ VE MÜCAHİT GRUBU

“İsrail’e ve dünyaya sesleniyorum: Toplantılar yapıyorlar. Son yaptıkları toplantıda yine bir araya geldiler tüm Batı, Hamas’ı bir terör örgütü olarak görüyor. Ey İsrail, sen bir örgüt olabilirsin. Çünkü bu Batı’nın sana borcu çok ama Türkiye’nin sana borcu yok. Hamas bir terör örgütü değil topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur.”

Garantör olmaya hazırız

“Bu savaşın kalıcı barışa giden yolu açması için Türkiye sorumluluk almaktan asla kaçınmayacaktır” ifadelerini kullanan Erdoğan, teklif ettikleri garantörlük müessesesini, halihazırda meseleye en azından kısa ve orta vadede gerçekçi çözüm getirmeye yönelik en somut, en tutarlı, en etkili yöntem olarak gördüklerini belirtti. Erdoğan, “İnsani, siyasi ve askeri varlığımızla Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız. Bu konuda hüsnüniyet ve irade sahibi ülkeleri bir an önce bu teklifimizi değerlendirmeye, somut adım atmaya, barışa giden kapıları aralamaya davet ediyoruz. Adil bir barışın kaybedeni olmayacağı tespitine gönülden inanan bir ülke olarak, bölgede etkili tüm aktörlerin yer alacağı bir ‘Uluslararası Filistin-İsrail Barış Konferansı’ düzenlenmesini öneriyoruz” dedi.

Askeri yolları devreye sokarız

Gazze’de her gün alçakça öldürülen yüzlerce çocuk, kadın, masum gerçeğine sırtını dönenlerin durumunu açıkça konuşma vaktinin geldiğini dile getiren Erdoğan, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, hem yapanlar hem onu destekleyenler açısından hem katilliğe hem akıl hastalığına delalet eden bir haldir” ifadelerini kullandı. Kuru hamasete, Türkiye ve Filistin halkına fayda getirmeyecek adımlara, stratejisiz hamlelere de tevessül etmeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, “Canlı kalmış ölülerle dolu bir dünyada, biz ülke ve millet olarak hakikati haykırmaya, bunun için siyasi, diplomatik, gerekirse askeri tüm yolları devreye sokmaya devam edeceğiz. Kalbimizle, dilimizle, elimizle ne yapabiliyorsak yapacağız. Medeniyetimizin, inancımızın ve kültürümüzün gereği olan duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz” diye konuştu.

Öğrencilere kapımız açık

Batı’da Gazze’ye destek verdikleri için tehdit edilen öğrencilerle ilgili olarak Erdoğan, “Sırf bu onurlu tavırlarından dolayı yaşadıkları ülkelerde sıkıntıya düşen üniversite öğrencilerine ve diğer tüm kesimlere ülkemizin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirtmek istiyorum” açıklaması yaptı.

Netanyahu iyi niyetimizi suistimal etti

İsrail’in çocukları öldürdüğüne vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz bu çocukların öldürülmesine, bunların paramparça edilmesine asla müsaade edemeyiz. Çünkü biz insanlıktan nasibimizi aldık. Ben bunu Davos’ta o zamanki başbakanlarına söylemiştim. ‘Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz’ demiştim. Zira, babasının böğrüne sığınmış o çocuğu nasıl kurşunladıklarını biliyoruz. O günden bu yana Davos’a bir daha gitmedim. Ve o gün benimle beraber olan iki arkadaş; bir tanesi de bugün bir siyasi partinin başında bir diğeri de diğer siyasi partinin başında.Onlar da arkamdan geliyorlar. Onların arkasında da yine bizim arkadaşlar; ne diyorlar biliyor musun? ‘İşte şimdi yandık’. Ben öyle dedim ya. İşte şimdi yanmışız. Ne oldu? Yandık mı? Biz dimdik ayaktayız ama siz yandınız. Siz hiçbir şeye yar olmadınız ve olmayacaksınız da. CHP’nin koltuğuna sığınmak size hiçbir şey katmayacak ve katmadı. Biz ise bu yolda evelallah dimdik yürüyoruz.”

İSRAİL’E GİTMEYECEĞİZ

Çocukların anne-babalarının, anne-babaların çocuklarının naaşlarına sarıldığı bir dünyada hiç kimsenin huzurla uyuyamayacağını ifade eden Erdoğan, böyle bir dünyada hiç kimsenin kendi geleceğini güvende göremeyeceğini vurguladı. Hayatında bir kere, Amerika’daki Türk Evi’nde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun elini sıktığını belirten Erdoğan, “İyi niyetimiz vardı ama iyi niyetimizi suistimal etti. İsrail’e gitme projemiz vardı, iptal, gitmeyeceğiz. Eğer iyi niyetle devam etmiş olsaydı münasebetlerimiz farklı olabilirdi ama şimdi maalesef o da olmayacak çünkü iyi niyetimizi de bunlar suiistimal ettiler” diye konuştu.

İİT bu defa gereğini yapsın

İslam ülkelerinin bir ve beraber olarak hareket etmesinin önce ateşkese, sonrasında kalıcı barışa giden yolu kolaylaştıracağına dikkat çeken Erdoğan “Kuruluş amacı Kudüs’ün mahremiyetini ve Filistin davasını savunmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan (İİT), hiç değilse bu defa, misyonuna yakışır bir etkinlik ortaya koymasını bekliyoruz. Vahdet olmadan rahmet olmaz. Diğer türlü bireysel adımların beklenen etkiyi doğurmadığını, geçmişteki tecrübelerimizle gördük, yaşadık” dedi.

Dünyaya baskı kur çağrısı

Bedelini Müslüman’ı, Hristiyan’ı, Yahudi’siyle tüm bölge halklarının ödediği sömürü düzenini reddettiklerine dikkati çeken Erdoğan, Mescid-i Aksa’nın Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin ortak ibadethanesi olduğunu, ortak ibadethaneye yetkililerin sahip çıkmadığını, bu yetkilileri arayarak uyarılarda bulunduklarını ve “Birlikte sahip çıkma” çağrısını devam ettirdiklerini anlattı.

Savaşın yayılmaması için tüm aktörlerin sorumlu hareket etmesi, bölge dışı güçlerin de İsrail ile dayanışma adına ateşe benzin taşımaktan vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Akıl ve vicdan sahibi diğer tüm ülkeleri, İsrail devletinin aklıselime dönmesi için Netanyahu hükümetine baskı kurmaya davet ediyorum. Bu gelişmeleri bir haçlı-hilal anlayışıyla devam ettirmemenin gereğini hatırlatmak istiyorum. Eğer barışın egemen olduğu bir dünyayı kurmak istiyorsak bu dünyada haçlı-hilal anlayışı bir kenara konyulmalı aksi takdirde insanlığa yazık olur.”



#Recep Tayyip Erdoğan
#Politika
#Filistin
#Hamas
#İsrail