Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Karadeniz’de bulunan doğal gaz, Akdeniz’deki gerilim ve Yunanistan’ın gerilimi artıran tavrına ilişkin önemli mesajlar verdi:
Karadeniz’de tespit edilen 320 milyar metreküp rezervin çok daha büyük bir kaynağın ilk habercisi olduğu yönünde kuvvetli bulgular var, inşallah bu müjdenin devamı gelecek. Tek kuyu değil, bu kuyuların sayısı 2, 3, 4 devam edecek. Bu kuyuların sayısının tabi fazla oluşu, oradaki ümitlerimizi çok daha artırıyor. Gazın fiilen milletimizin hizmetine sunulması 2023 yılını bulacak.
Önümüzdeki süreçte, Akdeniz’de de benzer müjdeli haberler alacağımızı ümit ediyoruz. Ülkemiz, artık enerji liginde en üst basamağa çıkmış bulunmaktadır. Elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynaklarla bağımsızlığını ilan eden Türkiye, doğal gaz ve petrolde de benzer bir seviyeye ulaştığında Allah’ın izniyle önünde yepyeni bir dönem başlayacaktır. Yıllardır dışarıya oluk oluk akıttığımız kaynaklarımızı artık kendi ülkemizin kalkınması, milletimizin zenginleşmesi, hedeflerimizin gerçekleşmesi için kullanacağız.
Yıllarca bu milletin önünü kesenlerin kullandığı araçların tümünü yerle yeksan ediyor, insanımızın önünde yepyeni ufuklar açıyoruz. ‘Yapılamaz’ denilen ne varsa yaptık, ‘cesaret edilemez’ denilen ne varsa cesaret ettik. ‘İzin vermezler’ denilen ne varsa izin istemeden yapılabileceğini gösterdik. bu süreçte kendi halkının safında yer almak yerine gavurun kılıcını çalmayı, Amerika’da, Avrupa’da, Körfez’de hazırlanan senaryoların figüranlığına soyunmayı tercih edenleri de milletimize havale ediyoruz.
Diğer alanlardaki çalışmalarımızla Türkiye çok yakında doğal gazda dünyanın en büyük rezervlerinden birine inşallah sahip olacaktır. Buradan elde edilen her kuruş kazanç, doğrudan milletimizin hayat kalitesinin yükselmesini sağlayacak çalışmalara gidecektir. Doğal gazın ucuzlamasıyla konuttan sanayiye kadar her alanda milletimizin cebine ilave kaynak girişi sağlayacağız.
Oruç Reis gemisiyle yürütülen sismik araştırmalarla ilgili Navtex’in süresi 27 Ağustos’a kadar uzatıldı. Nokta mı, virgül mü? Buraya ben şimdi bir virgül koyayım. Çünkü bundan sonrası da bunun var. Türkiye’nin kurallara uygun yürüttüğü bu faaliyetlere karşılık Yunanistan yetkisiz şekilde ve şımarıkça bir edayla kendi Navtex mesajını yayınlamıştır. Yapılan bu açıklama bölgede bulunan tüm gemilerin kıyı ve seyir emniyetini tehlikeye atan bir şımarıklıktır.
Uluslararası hukukta, iyi niyete, komşuluk ilişkilerine aykırı bu tutumuyla Yunanistan kendi kendini içinden çıkamayacağı bir kaosun içine atmıştır. Bundan sonra bölgede yaşanabilecek her olumsuzluğun tek müsebbibi Yunanistan, tek zarar gören de yine bu ülkenin kendisi olacaktır. Yunanistan’ı Türk donanmasının önüne atanların, yarın yaşanacak bir sıkıntıda asla ortada gözükmeyeceklerini bizim kadar Yunanlı komşularımızın da bilmesinde fayda mülahaza ediyorum.
Türkiye, ne Oruç Reis gemimizin ne ona refakat eden donanma unsurlarımızın faaliyetlerinden en küçük bir geri adım atmayacaktır. Tam tersine bu bölgede hakkını ve hukukunu koruma konusunda çok daha kararlı hareket edecektir. Bundan sonrasını düşünecek ve ortaya çıkacak sonuçlara katlanacaklar, Navtex ilan ettiğimiz bölgede karşımıza çıkacak olanlardır.
Erdoğan, “Demokratik hukuk devleti yerine terör örgütleri ile hareket etmeyi tercih eden hastalıklı zihniyet, Amerikan siyasetini esir almıştır. Ülkemiz, terör örgütlerinin saldırılarına uğradığında kafasını çeviren, darbeye maruz kaldığında heyecanla neticeyi bekleyen, darbeciler yenilince hepsine kucak açan bu zihniyet demokrasinin yüz karasıdır” diyerek ABD Başkan Adayı Joe Biden’ın açıklamalarına da tepki gösterdi.
“Türkiye’de darbeyle yapamadıklarını muhalefeti destekleyerek gerçekleştirmeyi düşündüklerini’ kameralar önünde söylemekten çekinmiyorlar. Ya dostluğumuz var, oturup konuşmuşluğumuz var, en azından bir oturup çay içmişliğimiz var. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsın ama kullandılar” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, bu hezeyana cevap vermesi gerekenin kendilerinden önce muhatap olarak gösterilen muhalefet olduğunu vurguladı. Kendisinin bu açıklamalara cevap vermediğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ülkemiz muhalefeti, bu ağır ithama tepkisini tüm şiddetiyle ortaya koymak yerine konunun niye aylar sonra gündeme geldiği gibi bir zırvanın arkasına sığınmayı tercih etmiştir. Hayatlarının hiçbir döneminde umutlarını millete bağlamamış, gözlerini hep dışarıya dönük bu siyasi anlayış Türkiye’nin en büyük ayıbı ve kaybıdır. Seçimlerde delikanlıca milletin karşısına çıkıp yarışmaya cesaret edemiyorlar. Bunun yerine şeytana pabucu ters giydirmek için binbir dalavereye başvuruyorlar. Biz Allah’ın izniyle 2023’te ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Muhalefet ısrarla sarıldığı faşist kafayı değiştirmezse korkarım 2028 seçimlerinde de aynı şeyi konuşuyor olacağız.”