Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) toplantısı, göreve yeni getirilen Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı Başkanlığı'nda Ankara'da yapıldı.Toplantının açılışında konuşan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, OHAL komisyonu aracılığı ile akademisyenlere yönelik başlatılan işlemleri yakından takip ettiklerini belirtti.
Hürriyet'in haberine göre; Başkan Saraç ayrıca, harp akademileri ve astsubay okullarının kapatılmalarının ardından buradaki öğrencilerin başka üniversitelere geçişi ile ilgili bir çalışma grubu oluşturulduğunu ve öğrencilerin kendi girdikleri üniversite sınavının yapıldığı tarihte aldıkları yerleştirme puanlarına göre uygun fakülte ve yüksekokullara naklen kaydedileceklerini açıkladı.
YÖK Başkanı Saraç, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'nda düzenlenen toplantıda sondönemde askeri ve astsubay okullarının kapatılması ve kurulan YÖK OHAL Komisyonu'nun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Harp akademileri ve astsubay okullarındaki öğrencilerin yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun fakülte ve yüksek okullara naklen kaydedileceklerini belirten Saraç'ın konuşmasında öne çıkan satır başları ise şöyle:
“ÜAK Başkanımız Mersin Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı'ya yeni görevinde başarılar diliyor, tebrik ediyorum. Bir önceki ÜAK Başkanımız Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Özer'e yaptığı başarılı çalışmalar için bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Türkiye, ülkemiz, 15 Temmuz Cuma gecesi bir facianın eşiğinden döndü. Doğrudan milli varlığımıza ve anayasal düzene yönelik bir karanlığı yaşadık. 15 Temmuz'da atlattığımız badire Türkiye Cumhuriyeti'nin karşılaştığı bir beka sorunudur. Milletin iradesi, azim ve kararlılığı sayın Cumhurbaşkanımızın olağanüstü duruşu ertesi gün bizi yeniden aydınlığa taşıdı.
Gizli ve sinsi bir biçimde devlet içinde ve toplumda örgütlenen bu yapı, artık net olarak görülüyor ki silahlı kuvvetlerde, emniyette ve yargıda olduğu gibi eğitimde ve üniversitelerde de yerleşmişler ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı durmaya cesaret edebilmişlerdir. Hepimizin görevi bu terörist yapıdan ülkeyi kurtarmaktır. Bu terörist yapının eylemlerini sonuna kadar soruşturacağız ve üniversitelerimizde yaşamalarına izin vermeyeceğiz. Bu, devlet olmanın asli görevlerinden biridir. Üniversiteler olarak bu fırtınalı dönemin, yıllardır kat ettiğimiz yolları tahrip etmesine izin vermeyeceğiz. Bildiğiniz üzere Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında alınan tedbirlere ilişkin kanun hükmündeki kararname ile 15 vakıf yükseköğretim kurumu kapatıldı.
Yükseköğretim Kurulu'nda harp akademileri ve astsubay okullarının kapatılmasının ardından bu okullardaki öğrencilerin de başka üniversitelere geçişi ile ilgili bir çalışma grubu oluşturuldu. Buna göre harp okulları, fakülte ve yüksekokullar ile jandarmadâhil astsubay meslek yüksekokullarında öğrenimine devam eden öğrenciler, Yükseköğretim Kurumunca kendilerinin üniversite sınavının yapıldığı tarihte aldıkları yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun fakülte ve yüksekokullara naklen kaydedilecekler.
Kurumumuz bünyesinde oluşturulan OHAL komisyonu vasıtasıyla, “üniversitelerince haklarında işlem yürütülen” akademik ve idari personelin durumu takip ediliyor. Akademik personel ile ilgili üniversitelerimizde başlatılan işlemlerin tamamlanmasından sonra olabildiğince en kısa süre içerisinde YÖK'te, idari personel ile ilgili işlemler ise üniversitelerde sonuçlandırılacak. Yükseköğretim Kurulu, üniversitelerimizdeki bu terörist FETÖ/PDY yapılanmasını tamamen temizlemek kararlılığında.
Ülkemize Avrupa'dan, Amerika'dan yapılan haksız eleştirileri, sağduyulu düşünce, bilim zihniyeti ve bu ülkenin özgürlükçü demokrasiden ve hukuk devleti ilkesi ile yönetilmekten vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, anlatmaya çalışıyoruz. Bu illegal silahlı yapılanmanın yükseköğretim kurumlarına sızdığını, ülke genelindeki okul ve üniversiteler ile güçlü bağlar kurduğunu söylüyoruz. Bu konudaki bildirimlerimiz yazılı olarak birer mektupla Avrupa Üniversiteler Birliği, Avrupa Birliği, Bologna Süreci Grubu gibi ilişkide olduğumuz onlarca yurtdışı kuruma iletildi. Eylül ayı içerisinde de bir komisyonla Avrupa Üniversiteler Birliği ile görüşmelerimiz olacak.
10 gün önceki toplantıda da ifade ettiğim gibi, bütün dünyada üniversiteler kaygan zeminlerde fırtınalı günlerde bilgelik öğretmeye devam eden yüksek nitelikli yüce kurumlardır. Hepimizin bu üstün kavramlarla donatılmış özelliklerimizi korumaya ve dikkat etmeye özen göstermemiz gerekiyor. Öğretim üyelerimizin akademik faaliyetlerini uygulayabilmeleri, akademik yurtdışı çıkışlarını ve makul gerekçeli izinlerini kullanabilmelerine de olabildiğince hassasiyet göstermeliyiz. Üniversiteler olarak huzur ve güven ortamının yeniden tesisine, okutmaya eğitmeye, öğretmeye, araştırmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Bu fırtınalı sürecin üniversitelerimizin kurumsal yapısını zedelemesine izin vermeyeceğiz.”