Eldeki bulguların Kaşıkçı’nın konsoloslukta sorgulanmadığı ve girer girmez öldürüldüğünü işaret ettiğini belirten AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, “Talimatı direkt öldürmek ve öldürdükten sonra da cesedini bir şekilde imha etmek üzere almışlar. Yapılan vahşet üstü vahşettir” dedi.
Kayıp Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cesedinin akıbeti tartışılıyor. Nasıl öldürüldüğü, kimlerin talimatıyla öldürüldüğü araştırılıyor.
Ceset kuyuda mı yoksa asitle mi yakıldı? Neresinden bakarsanız bakın bir vahşet yaşandı.
Suudi Arabistan yönetiminin tavrı bir çok soru işaretlerini ortaya çıkarabilir. Ancak Suudi Başsavcı’nın İstanbul temasları da pek güvenilir bulunmadı.
ABD Başkanı Donald Trump ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bile Kaşıkçı olayını ele aldı.
"İtiraf ettiler, planlanarak yapılmış bir cinayet"
Cemal Kaşıkçı benim arkadaşımdı. Neden yaptıklarını tam olarak tespit etmek biraz zor. Her ne için yapmış olurlarsa olsunlar büyük bir vahşet ve insanlık dışı bir olay. Öncelikle bu suçu ve insanlık ayıbını yapanlar bu kadar büyük rezaletin içine girmiş oldular ki bu rezaletlerini şuanda savunabilecek durumda da değiller ama itiraf ettikleri boyutları da tam olarak ortaya koyamıyorlar. İtiraf ettiler, planlanarak yapılmış bir cinayet. Hazırlıklı olarak işlenmiş hatta cesedin ortadan kaldırılmasına dair hazırlıklar bile önceden yapılarak gelinmiş büyük bir vahşet.
Tek başlarına yapamazlar
- Resmi bazı makamların işin içerisinde olduğu kesin. Bu 15 kişi zaten çok üst düzey. Ama görevlendirenler de dahil kendi başlarına iş yapabilecek insanlar değil. O zaman daha da üst. Yani Suudi Arabistan yönetiminden insanların bu işin içerisinde olduğu kesin görünüyor. Hangi düzeyde insanlar? Bunlar Suudi Arabistan devletinden ne kadar ayrıştırılabilir insanlar? Doğrusu onu da artık manzara ortaya çıktıkça herkes sorguluyor. Ve herkesin bir kanaati de oluşuyor zaten. Doğal şüpheliyi herkes işaret ediyor. Ama doğal şüpheliyi yargılamadan herkesin suçlu muamelesi yapması da mümkün değil. O kişinin yargılanması da gerekiyor. Çünkü bütün şüpheler onu gösteriyor. Ama bırakın yargılanmasını yargılayacak olan kurumları yönetiyor olduğu bir dünyadayız.
Suudi savcıya sert eleştiri
Savcı bizim elimizdekileri toplamaya gelmiş gibi görünüyor. Bu savcının döneminde bir adalet beklemek de fazla iyimserlik olur. Bu savcı döneminde Suudi Arabistan’da 3 bine yakın insan sadece düşüncelerinden hatta düşüncelerinden bile değil düşünmemelerinden dolayı suçlandılar. Suudi Arabistan’da şuanda öyle bir ortam var ki. Tutuklanan insanların önemli bir kısmı muhalefet ettikleri için değil yeterince destek vermedikleri için, yüksek sesle iktidarı destekleyici konuşmalar ve beyanlarda bulunmadıkları için tutuklanmış durumdalar. Yani bazen insan düşündüğü için tutuklanabiliyor ya da düşündüklerini ifade ettiği için tutuklanıyor. Bazıları da düşündüklerini ifade etmekten değil bazı şeyleri düşünmedikleri, düşünemediği şeyi ifade etmediği için tutuklanmış durumdalar. Yani şakşakçılık yapmadıkları için tutuklanmışlar. Suudi Arabistan’da şuanda düşünme hakkından değil susma hakkında bile artık söz edilemiyor. Kimse susma hakkını bile kullanamıyor. Katar olayında yapılan kuşatmayı destekleyici beyanlarda bulunmaları istendi bir çok kişiden. Böyle bir dünya. Bu suçlamaların ve bu tür suçlamalarla kurulu yargı sürecinin başındaki insan yüksek düzeyli bir yetkilendirmeyle Türkiye gelmiş ve cinayeti gerçekleştirmiş insanları ne kadar yargılayabilir? Onları görevlendirenleri ne kadar yargılayabilir? Doğrusu çok fazla iyimser olmamak lazım bu konuda. Cumhuriyet Başsavcımızın, Suudi Başsavcı Türkiye’yi terk etmeden yaptığı açıklama aslında çok manidar. Ve Suudi Arabistan Savcısı’ndan Türk yargı sürecini hızlandıracak, yargıya yardımcı olacak hiç bir katkının gelmemiş olduğunu gördük. Bilakis sanki gelip bizim elimizde ne var ne yok onlara anlamaya çalışan, maktul lehine ve maktulün hakkını hukukunu gözeten bir açıklamadan ziyade muhtamel şüphelileri korumaya çalışan, muhtemel şüpheli için zaman kazanmaya çalışan ve muhtemel şüpheliyi aklamaya çalışan bir süreç olduğu anlaşılıyor.
"İstediği belge bizde 5 dakikalık bir işlem"
- Tehdit alıyormuş. Yakın dostlarına ifade etmiş. Bana en son görüştüğümüzde genel olarak Suudi Arabistan’ın adam kaçırma, tutuklama ve ülkesine götürme uygulamalarından bahsetmişti. Ve dışarda yaşayan bazı Suudi Arabistanlı vatandaşlara bir tehdit oluşturabileceğinden bahsetmişti. Tehdit olarak ifade etmemesinin bir nedeni de aslında kendi muhalefetinin Suudi Arabistan’a hatta bugünkü yöneticilere karşı düşmanca olmadığına dair beslediği samimi duyguydu. Bu düşüncesinin ve duygusunun tek taraflı olduğunun farkında değildi. O muhalefet ediyor olsa bile, aslında karşı taraf nezdinde olumlu olarak takdir edileceğine fazla güveniyordu. Dostça eleştiryor ve kendi ülkesinin iyiliği için eleştiri yapıyor olduğu düşüncesindeydi. Onların kendisine herhangi büyük bir kötülük yapabileceği hususunda ciddi bir korku taşımadığını ifade etmiş birçok yerde. Ben de bu düşüncesini fark ediyordum. O yüzden konsolosluğa ilk girişinde karşılaştığı o sıcaklık yerini daha da bir rahatlığa bırakmıştı. İkincisinde kaygı taşımadan gidiyor o yüzden. İlk gidişinde onu oyalama talimatı geldiği anlaşılıyor. Çünkü istediği belge ben Türkiye’nin nüfus idaresine sordum. Bizim konsolosluklarda bu hizmet 5 dakikada veriliyormuş. Yani Suudi Arabistan’ın da e-devlet sistemine çoktan geçtiğini hesaba kattığımızda Kaşıkcı gibi bir adamı orada hiç bekletmeden 5 dakika içerisinde bu hizmeti verebilecekleri anlaşılıyor ama vermiyorlar. Ama anlaşılan oyalama emri hemen gelmiş. Geldiği içinde onu orada 1 saat oyalıyorlar. Bir saat sonra kendisinin uçağa yetişmek üzere ayrılıyor. Ve ikinci kendi randevusunu da kendi talep ediyor: Salı günü müsait olabilirim diye. Onlarda salı günü gelip alabileceklerini söylüyorlar.
"Hazırlıklarını yapmışlar girer girmez boğmuşlar"
Anlaşılıyor ki olay içeriye girer girmez olmuş. Savcının açıklaması da bulgularımızı destekliyor. Savcılıkta bütün verileri topladıktan sonra, içerideki ses kaydı şuydu buydu bir sürü veriyi topladıktan sonra açıklama yapıyor. Ses kaydının var olduğu söyleniyor. Ses kaydı herkese dinletilmiş. CIA Başkanı ve ilgili insanlara dinletilmiş. Demek ki öyle bir ses kaydı var. Öyle bir ses kaydından da anlaşıldığına göre girer girmez boğmuşlar. Yani sorgulama yok. Bu da şunu gösteriyor: Bu insanların direkt onu öldürmek için geldiklerini gösteriyor. Onu alıp götürmek ve müzakere yapmak gibi durum yok. Ne bileyim onu bir şeye ikna etmeye çalışmak, korkutmak, pazarlık yapmak gibi bir şeyleri yok.
Gıyabi cenaze töreni
- Talimatı direkt öldürmek ve öldürdükten sonra da cesedini bir şekilde imha etmek üzere almışlar. Hazırlıklarını da ona göre yapmışlar zaten. Bütün hazırlıklarını yapmışlar. Söylenenler doğruysa, cinayet bir vahşet ise bu vahşet üstü vahşettir. Parçalamakla kalmamışlar bir de asit içerisinde eritmişler diye söyleniyor. Bu da demek ki yakında ona gıyabi bir cenaze töreni düzenleriz. Ortada ceset olmasa bile gıyabi cenaze namazı İslam’da caiz.
"Her şey 4 gün içinde oldu"
ABD tarafının şu tavrı koymasını bekleriz: Bu iş kime uzanıyorsa uzansın bunun aydınlatılmasını beklemek. Eğer bu tavrı koymuyorlarsa netice itibariyle sadece belli maddi çıkarlar için adaleti ve adalet duygusunu satıyor olduklarını görmüş olacağız. Verdikleri bu destekten de daha büyük bir destek olması gerekmiyor. Bu destek suç ortaklığı için yeterince büyük bir destek. Ama bu işin uygulamasında bir Amerika parmağı şahsen görmüyorum. Zaten ilk gün düşünülüp 4 gün içerisinde uygulamaya konulmuş bir alelacele kotarılmış bir eylem. çok çok önceden planlanıp devreye sokulmuş bir plan değil ve eylem değil. Her şey 4 gün içerisinde oldu.