İslam dini, Müminlere ibadetlerini hatırlatan ve bir araya gelmelerini sağlayan çeşitli çağrılarla doludur. Bu çağrının en belirginlerinden biri de ezandır. İslam'ın 5 şartından biri olan namaz ibadetinin geldiği vakti belirten ve ilan eden bu çağrı camilerden okunmaktadır. Peki Ezan vakitleri neye göre belirlenir? Ezan sözleri nelerdir? İşte Türkçe ve Arapça olarak sorunun cevabı.
Sözlükte “bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilân etmek” mânasında bir masdar olan ezan kelimesi terim olarak farz namazların vaktinin geldiğini, nasla belirlenen sözlerle ve özel şekilde müminlere duyurmayı ifade eder.
Ezan okunması için belirlenen müezzinin ezanı vaktinde okuması ve ezanın sözlerinin doğruluğuna dikkat etmesi gerekmektedir. Ezan okunması için vaktin beklenmesi vaktinden önce veya sonra okunmaması tam vaktinde okunmasına önem verilmesi gerekmektedir.
Ezan okunması her namaz için aynı şekilde okunurken sadece sabah namazında Es salatu hayrun minen nevm yani sabah namazı uykudan hayırlıdır anlamında olan kelimeler eklenerek geri kalan kısmı aynı şekilde okunmaktadır.
Ezan vakitleri bulunulan bölgenin konumu güneşin doğuş ve batış saatleri belirlenerek düzenlenmektedir. Her yerde ezan vakti değişiklik gösterebileceği için vaktinde okunması oldukça önemli olmaktadır.
Ezan vakitleri, Güneş'in hareketine bağlı olarak belirlenir. İslam dininde beş farklı namaz vakti bulunur: öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah. İslam takvimine göre gün batımından itibaren bir sonraki güne kadar olan süre içerisinde, namaz vakitleri sırasıyla belirlenir. Bu vakitler, yerel coğrafi konuma ve mevsimlere göre değişiklik gösterebilir.
الله أكبر الله أكبر
الله أكبر الله أكبر
أشهد أن لا إله إلا الله
أشهد أن لا إله إلا الله
أشهد أن محمدا رسول الله
أشهد أن محمدا رسول الله
حي على الصلاة
حي على الصلاة
حي على الفلاح
حي على الفلاح
(الصلاة خير من النوم)
(الصلاة خير من النوم)
الله أكبر الله أكبر
لا إله إلا الله
Ezanın okunuşu şöyledir;
Allahu Ekber (Allah Büyüktür) 4 kez tekrar edilerek okunur.
Eşhedü en la ilahe illallah ( şahitlik ederim ki Allahtan başka ilah yoktur) 2 kere tekrar edilerek okunur.
Eşhedü enne muhammeden Rasulullah (şahitlik ederim ki Muhammed sav Allahın elçisidir) 2 kere tekrar edilir.
Hayye ales salah (haydi namaza) 2 kere tekrar edilir.
Hayye alel felah(haydi kurtuluşa)
Assalatu hayrun minen nevm (Sabah namazı uykudan hayırlıdır) sadece saha ezanında 2 kere okunur.
Allahu Ekber (Allah Büyüktür) 2 kere okunur.
La ilahe illallah (Allahtan başka ilah yoktur) 1 kere okunur ve ezan sonlanır.
Ezan okunurken Arapça olacak şekilde okunması ve harflerin tam olarak söyleniş kurallarına göre okunması gerekmektedir.
Ezanın okunmasından sonra ezan duası okumak sünnet olarak bilinmektedir.
Ezan ve kamet farz namazların sünnetlerindendir. Namaz Mekke döneminde farz kılındığı halde Hz. Peygamber’in Medine’ye gidişine kadar namaz vakitlerini bildirmek için bir yol düşünülmemişti. Medine döneminde ise müslümanlar başlangıçta zaman zaman bir araya toplanıp namaz vakitlerini gözetirlerdi. Bir süre namaz vakitlerinde sokaklarda “es-salâh es-salâh” (namaza namaza!) diye çağrıda bulunulduysa da bu yeterli olmuyordu. Namaz vaktinin geldiğini haber vermek üzere bir işarete ihtiyaç duyulduğu âşikârdı.
Bunun için nâkūs (hıristiyanlarca şimdiki çan yerine kullanılan, üzerine bir çomakla vurularak ses çıkarılan tahta parçası) çalınması, boru öttürülmesi, ateş yakılması veya bayrak dikilmesi şeklinde çeşitli tekliflerde bulunulduysa da nâkūs hıristiyanların, boru yahudilerin, ateş Mecûsîler’in âdeti olduğu için Resûlullah tarafından kabul edilmedi. Ancak bu sırada ashaptan Abdullah b. Zeyd b. Sa‘lebe’ye rüyada ezan öğretilmiş, Abdullah da ertesi gün Hz. Peygamber’e gelerek durumu haber vermişti.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Bilâl’e ezan cümlelerini ezanda ikişer, ikāmette ise birer defa okumasını emretti. Bu arada Hz. Ömer Resûlullah’a gelip aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü, ancak Abdullah b. Zeyd’in daha erken davrandığını bildirmiştir (Buhârî, “Eẕân”, 1; Müslim, “Ṣalât”, 1; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 27; Tirmizî, “Ṣalât”, 25; İbn Mâce, “Eẕân”, 1; Nesâî, “Eẕân”, 1). Bilâl, Neccâroğulları’ndan bir kadına ait yüksek bir evin üstüne çıkıp ilk olarak sabah ezanını okudu (Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 3). Böylece ezan hicrî 1. (622) veya bir rivayete göre 2. (623) yılda meşrû kılınmış oldu. Daha sonra Mescid-i Nebevî’nin arka tarafına ezan okumak için özel bir yer yapıldı.