Akkuyu Nükleer Santralinin Kremlin tarafında yer alan Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu (Rosatom) Genel Müdür Yardımcısı Kirill Komarov, İstanbul'da çarpıcı açıklamalarda bulundu. Komarov, Türkiye'de ve dünyadaki nükleer enerji karşıtlarına cevap niteliğinde konuştu.Dünyadaki uranyum zenginleştirme işleminin yüzde 40'ını gerçekleştiren kurumun genel müdür yardımcılığını yapan Komarov, nükleerin artık dünya gerçeği olduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler'in aralık ayında Paris'te düzenlediği İklim Konferansı'nda alınan kararlara dikkat çeken Komarov, konferansta nükleer enerjinin yeşil enerji kategorisine alınmasının istendiğini de hatırlattı.
Dünyadaki enerji ihtiyacı için sadece güneş, rüzgar veya fosil yakıtların yetmeyeceğini belirten Komarov, nüklerin enerji için şart olduğunu kaydetti. Dünyadaki nükleer güç sepetinin 20 yılda daha da büyüyeceğini kaydeden Komarov, sayının 45 ülkeye çıkacağını söyledi. Nükleerde artık gelişmiş ülkelerin değil de gelişmekte olan ülkelere kayacağını belirten Komarov, dünyanın nükleer enerjiden daha çok istifade etmesi gerektiğini söyledi.
Öte yandan Türkiye'deki ilk nükleer enerji tesesi olacak Akkuyu, Rosatom'un üstlenmesiyle Mersin'de inşa ediliyor. Bu proje 1,2 gigawatt kapasiteli 4 enerji bloğunun kurulmasını öngörürken, ilk enerji bloğu 2023'de çalışacak.
Öte yandan Fukuşima Nükleer Santrali Tepco tarafından nükleer kalıntıları temizlemek üzere oluşturulan birimin başındaki isim Naohiro Masuda İstanbul'da enerji zirvesinde konuştu. Dünyanın Fukuşima nükleer kazasından aldığı bir çok tecrübe olduğunu söyleyen Masuda, kaza yaşandıktan sonra santralin Daiichi bölgesinde 3 santralin soğutma özelliğini kaybettiğini söyledi. Kazanın ardından 5 yıl sonra radyoaktif oranın düştüğünü söyleyen Masuda, hala soğutma ve temizleme çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Masuda, her 3 günde 1 tonluk tankların değiştirildiğini ve soğutmada robot kullanıldığını anlattı.
Elektrik talebinin iki katına çıkmasıyla geleneksel enerji sistemlerinin bozulacağı öngörüsünde bulunan Dünya Enerji Kongresi Dünya Enerji Senaryoları Başkanı Gerald Davis, “Bunun sonucunda fosil olmayan enerji kaynaklarına talep olacak. Bu da rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretiminde fosil yakıtların geride bırakılacağı anlamına geliyor. Bu dönemin sonunda güneş enerjisinde maliyetler yüzde 70 azalacak” dedi. Davis, 10 yıl sonra enerji talebinin yavaşlayacağını da savundu.
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 23. Dünya Enerji Kongresi'ne katılmasının önemine işaret ederek, “Burada Türkiye'nin enerji köprüsü olmasını sağlayacak ve daha ileriye götürecek bazı proje müjdeleri bekliyoruz. Onunla ilgili iyi haberler alabiliriz diye düşünüyorum” dedi. 23. Dünya Enerji Kongresi'nde basın mensuplarına konuşan Özdemir, Türkiye'nin Çin'den sonra dünyada enerji alanında en çok yatırım yapılan ikinci ülke olduğuna da işaret etti.
23. Dünya Enerji Kongresi kapsamında gerçekleştirilen “2060 Senaryoları: Büyük Dönüşüm” temalı oturumda konuşan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Fatih Birol, Türkiye'nin üreticiler ve tüketiciler arasında bir geçiş ülkesi olduğunu ve Dünya Enerji Kongresi ile hem üretici hem tüketici ülkeleri bir araya getirdiğini söyledi. Enerji verimliliğinde yenilenebilir enerjinin önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Birol, nükleer enerji teknolojisinin yerinin ise unutulmaması gerektiğini söyledi. Birol, nükleer enerjinin son derece önemli bir enerji kaynağı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Özellikle de elektrik talebinin çok arttığı ülkelerde. Nükleer güç kesintisiz olarak elektrik üretebilir, hiçbir karbondioksit emisyonu yapmadan ve hava kirliliğine etkisi olmadan elektrik üretir. Lütfen nükleer enerjiyi unutmayalım. Nükleer enerji kabul edilen ülkelerde emisyonları azaltmak ve enerji güvenliğini arttırmak açısından önemli bir teknolojidir.”
Kenya Elektrik Üretim Şirketi CEO'su Albert Mugo, Afrika'nın kırsal kesimlerinde elektriğe erişimin çok düşük olduğunu söyledi. Afrika'da yerleşim alanlarının birbirinden oldukça uzakta kaldığını, bu nedenle şebekeyi uzatmanın güç olduğunu anlatan Mugo, dolayısıyla yenilenebilirde özellikle güneş enerjisine ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Erken aşamada alternatif enerji ve depolamanın önemli olduğunu kaydeden Suudi Arabistan Enerji, Endüstri ve Doğal Kaynaklar Bakanı Halid Al-Falih, “Güneş enerjisini de ülkemizde 5 yıl içinde 10 gigavata çıkaracağız. Ayrıca nükleer enerjiyi de enerji üretimi bağlamında geliştirmeye başlayacağız” dedi. İstanbul'daki Dünya Enerji Kongresi kapsamında düzenlenen panelde konuşan Al-Falih, petrol üretiminin kısıtlanması kararıyla ilgili OPEC üyesi ve üye olmayan ülkeler arasında iki hafta içerisinde teknik komite toplantısı yapılacağını belirterek, “Kasım ayı itibariyle OPEC üretim anlaşmasının tamamlanması konusunda iyimseriz” diye konuştu. Al-Falih ayrıca, Saudi Aramco'nun kamuya açılmasının dünyadaki en büyük halka arz olacağını da sözlerine ekledi.
IRENA Genel Direktörü Adnan Amin, “2025 itibarıyla güneşten elde edilen enerji maliyeti yaklaşık yüzde 59-60 düşecek. Rüzgarda yüzde 35'lik azalma olacak. Bu rakamlar bütün oyunu değiştiriyor. Bu alanda yapılan tartışmaların sebebi bu” dedi. Enerji zirvesi kapsamında düzenlenen panelde konuşan Amin, 2015 sonunda yenilenebilir enerjinin payının yüzde 30'u bulduğunu ve bunun çoğunu suya dayalı enerjinin oluşturduğunu söyledi. Güneş enerjisinde 2060 itibarıyla “müthiş artış” olacağını ve rüzgar enerjisinin maliyetinin de 2009'dan bu yana üçte birine düştüğünü vurgulayan Amin, yenilenebilir enerjide 8,1 milyon kişinin çalıştığına da dikkati çekti.
GE Yenilenebilir Enerji Üst Yöneticisi ve Başkanı Jerömo Pecresse ise, yenilenebilir enerjinin artık “ana akım” olduğunu ifade etti. Pecresse, daha büyük ve ucuz türbinler oluşturmaya çalıştıklarının altını çizerek, “Maliyet hızla düşüyor. Bunun lokomotifi ise güneş ile rüzgar arasındaki rekabet. Yeni yazılımlar kullanarak yenilenebilirin maliyeti düşürülecek" dedi.