İstanbul’un Çevre Düzeni Planı’na ilişkin raporda, heyelan alanları, kumullar, erozyon alanları, eğimli alanlar ve dolgu alanların zaman içinde deprem açısından riskli olmasına rağmen yapılaşmaya açıldığı belirtilerek, jeolojik açıdan riskli olduğu belirtilen bölgelerdeki konut alanlarının toplam konut alanları içinde yüzde 20.4’lük bir paya sahip olduğu belirtiliyor.
Olası Büyük Marmara Depremi’nin büyük hasara neden olması beklenen İstanbul’da düzensiz yapılaşmaya ilişkin en çarpıcı bilgiler 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu’nda tüm çıplaklığı ile gözler önüne serilmiş.
Milliyet'in haberine göre; megakentteki yapılaşma baskısıyla zaman içinde adeta delik deşik edilen planda, imara açılmaması gerektiği belirtilen riskli alanlar ise raporda tek tek sıralanıyor.
“Doğal Eşikler Üzerinde Yapılaşmış Mevcut ve Düzensiz Konut Alanları” olarak tanımlanan yapı stoğunun, orman alanları (2b), su havzaları, dere yatakları, tarım alanları gibi alanlar üzerinde yapılaştığı, jeolojik açıdan yerleşmeye uygun olmayan bu alanların risk taşıdığı ayrıca, yüksek eğimli ve heyelana açık olduğu tespitleri de aktarılıyor.
“Yerleşime Uygun Olmayan Alanlardaki Konut Alanları” başlıklı kısımda İstanbul’da jeolojik açıdan yerleşmeye uygun olmayan alanlara dikkat çekilirken, bu alanların heyelan alanları, kumullar, erozyon alanları, eğimli alanlar, dolgu alanları olduğu aktarılıyor. Kent genelinde jeolojik açıdan riskli olduğu belirtilen bölgelerdeki konut alanlarının toplam 15 milyon 979 hektar olduğu vurgulanırken, söz konusu yapıların İstanbul’daki toplam konut alanları içinde yüzde 20.4’lük bir paya sahip olduğu belirtiliyor.
Anadolu Yakası’nda Beykoz ve Kadıköy, jeolojik açıdan yerleşime uygun olmayan yapılaşmanın yoğun olduğu iki ilçe olarak tespit edilirken, raporda şu saptamalar yer alıyor: “Avrupa Yakası’nda Büyükçekmece İlçesi’nde 3 bin 19 hektar ile en geniş alanları kapsamaktadır. Jeolojik risk taşıyan alanlar üzerinde yer alan ve yüksek yapılaşma yoğunluğuna sahip Pendik, Bakırköy, Küçükçekmece, Güngören ve Avcılar İlçelerinde de yüksek oranda bu nitelikte konut alanları bulunmaktadır. Yapım koşulları da dikkate alındığında, bu alanlar yaşamsal risk açısından en sorunlu alanları oluşturmaktadır.”
Raporda orman alanları üzerinde yapılaşmış konut alanlarının çoğunluğu Avrupa Yakası’ndaki orman alanları içinde yer aldığının altı çizilerek şu ifadelere yer verilmiş: “İlçe bazında değerlendirme yapıldığında alansal büyüklük olarak en fazla yapılaşmanın Anadolu Yakası’nda Beykoz (589 hektar) ve Ümraniye’dir.
Avrupa Yakası’nda ise Esenler’de, olduğu görülmektedir. Orman alanları üzerinde düzensiz yapılaşmış konut alanları, orman alanlarına yerleşmiş konut alanları içinde yüzde 16’lık bir oranı oluşturmaktadır.