Ekonomi yönetimi, 15 milyon dolar üzerinde döviz borcu bulunan 2 binin üzerindeki büyük ölçekli şirkete ilişkin veri tabanı ve düzenleme çalışmalarını tamamladı. Hem mevzuat hem de uygulamaya yönelik adımları içeren reform paketinde reel sektörün yabancı para borçlanma dinamikleri, kur riskinden korunma mekanizmaları ortaya konuldu. Paket, risklerin zamanında belirlenmesi, yönetim araçlarının yaygınlaştırılması ve maliyetlerin iyileştirilmesi ayakları üzerine oturuyor.
İlk aşamada firmaların döviz kredi bakiyesi son 3 mali yıl döviz geliri toplamıyla sınırlandırıldı, dövize endeksli kredi uygulaması kaldırıldı. Merkez Bankası döviz yükümlülüğündeki payı yüzde 84'ü bulan büyük şirketlerin veri tabanı çalışmasını da tamamladı. Ekonomi yönetimi bu veriler üzerinden risk haritası çıkarırken, risklerin etkin yönetilmesi için bir dizi tedbiri devreye alınacak. Küçük işletmelere dövizle borçlanma yasaklanırken, büyük şirketlere de riski dağıtma zorunluluğu geliyor. Firmanın döviz varlıkları da dikkate alınarak borçlanma konusunda eşik değer belirlenecek. Buradaki sınırlama mevcut stok değil yeni borçlanmalarda geçerli olacak. İhracatçı olmayan firmaların finansal koruma sağlamaları zorunlu hale gelecek. Son üç yıllık ortalama ihracat verileri dikkate alınarak döviz kredisi kullandırılacak. Döviz geliri olan da belli oranda döviz borçlanacak. Şirketin döviz geliri yoksa ve dövizle borçlanacaksa kurdaki iniş-çıkışa karşı kendini korumaya alacak. Bir tür kur riskini sigortalamaya yönelik adım atacak. Türkiye'nin büyümesine destek veren projeleri, yatırımları omuzlayan firmaların kur nedeniyle ortaya çıkan faturayı karşılayabilmesi için borçlarını yapılandırmaları için imkan sağlanacak.
AK Parti'nin seçim bildirisinde de döviz kurundaki gelişmelerin maliyet enflasyonuna etkisine dikkat çekildi. Sabah'ın haberine göre, beyannamede, "Kullanım tarihinde, mevcut kredisinin bakiyesi 15 milyon doların altında olanların, kredi bakiyeleriyle birlikte kullanacakları kredi toplamı, son üç yılın döviz gelirleri toplamını aşamayacağı hüküm altına alındı. Reel sektörün kur riskinin yönetilebilmesi amacıyla Merkez Bankası tarafından Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine başlandı. Bu ihaleler yoluyla Merkez Bankası'nın rezervleri etkilenmeden döviz borcu olan firmaların döviz taleplerinin öngörülebilir bir şekilde karşılanması sağlandı" denildi.
Küresel ekonomik krizin yaşandığı 2008 yılında bireylerin döviz cinsinden borçlanması yasaklanarak, hane halkı, tüketici kur riskine karşı korumaya alındı. Türkiye'de vatandaşların toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 18. Dünyada bu rakam ortalama yüzde 56 civarında. Hükümetin aldığı tedbirlerle hane halkı kur konusunda korumaya alınmış durumda. Vatandaşlar dövizle borçlanmadığı için kurdaki gelişmelerden doğrudan etkilenmiyor.