Albayrak, Karapınar Güneş Enerjisi Santrali (GES) Projesine ilişkin yaptığı basın toplantısında detayları paylaştı. Toplantıya gelmeden önce Karapınar'ın doğal güzelliklerini helikopterle gezerek gördüklerini belirten Albayrak, ilçede enerji güvenliğine katkı sunacak yenilenebilir kaynakların ekonomiye kazandırılması açısından çok önemli bir projeye başlanacağını dile getirdi.
Albayrak, Türkiye'nin enerji çeşitliliğini artırmak için çeşitli alanlarda projeleri ve çalışmaları hayata geçirmeye başlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Karapınar noktasında 2010'da başlayan bu süreci, bu yıl hayata geçirmek için çok önemli yasal düzenleme ve yatırımcının talebi olabilecek yönetmeliklerle tamamlandık. Karapınar, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) içerisinde çok önemli bir bölge. Bugün Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte aralıkta ihalemizi yapacağız. Bin megavatlık kapasiteyle dünyadaki fotovoltaik noktasında en büyük güneş tarla alanlarından biri olan Karapınar YEKA'mızı anons ediyoruz. Türkiye iktidarımız döneminde birçok ilklere imza attı. Bu da ilklerden biri."
"Türkiye'yi büyütmeye devam etme" felsefesinden hareketle güneş enerjisinde de dünyadaki en büyük bin megavatlık tek sahadaki alan için ihaleyle bölgede çok önemli bir yatırımın gerçekleştirileceğini anlatan Albayrak, şöyle devam etti:
Albayrak, ihaleyi kazanan firmanın asgari yılda 500 megavat üretim kapasitesine sahip bir fabrika kurmak zorunda olduğunu ve kurulacak fabrikanın sadece buradaki bin megavatlık tarlayı değil, takip eden süreçte diğer bölgelerden gelecek talepleri karşılama noktasında da ihracat yapabileceğini anlattı.
Söz konusu yatırımda yerli teknoloji ve yerli Ar-Ge ile yerli mühendis istihdam şartının da konulduğunu belirten Albayrak, yerli mühendis şartının yüzde 80 olduğunu ve ekipman üretiminin ise sadece montajdan ibaret olmadığını söyledi.
Güneş modülünü meydana getirmek için gerekli tüm süreçlerin Türkiye'de gerçekleştirileceğini aktaran Albayrak, "Üretim açısından bakıldığında, Türkiye'de bu teknolojiye dayalı yerli üretimin önünü açacak bir şart ortaya koyuyoruz. 15 yıllık alım garanti süresi boyunca, üretim sürenin içinde olacağı ve yatırımcının ne kadar erken üretime geçerse o kadar alım garantisi alacağı için hızlı üretime teşvik verilecek. Bu şekilde, 2019 yılını bulmadan 2018 sonlarına doğru yerli üretime geçecek bir süreçten bahsediyoruz. İlk partide asgari yüzde 65, ikincide ise yüzde 75 yerli üretim şartı öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.
Karapınar yatırımıyla rekabet ortamının oluşmasının yanı sıra enerji maliyetlerinin de aşağı çekileceğini vurgulayan Albayrak, "İnşallah yıl sonunda göreceğiz ki bu maliyetler düşmüş olacak, bu maliyetler elektrik fiyatlarının da düşmesi ve daha rekabetçi fiyatlar demek. Katma değerli teknolojilerin her geçen gün artması ile sadece Türkiye'deki iç piyasa talebi özelinde değil, bölgedeki özellikle güneş enerjisi talebi çerçevesinde de bu stratejinin etkisi hissedilecek. Bu çerçevede, diğer pazarlara da enerji ve güneş paneli ihraç eden cari açığını düşüren bir ülkeye döneceğiz inşallah." değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, söz konusu güneş projesine Amerika'dan Çin'e kadar farklı coğrafyalardan yatırımcı ilgisi olduğunu ve yabancı-yerli ortaklığı gibi opsiyonların da değerlendirildiğini aktardı.
Yenilenebilir enerjinin sadece güneşten ibaret olmadığını vurgulayan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnşallah bu ihalenin bir benzerini 2017'nin ilk çeyreğinde rüzgar alanında da yapacağız. Yerli kaynak özelinde kömürde de çevrecilik ve yerli teknolojiler ve kaynaklardan faydalanmak zorundayız. Türkiye enerji konusunda fakir bir ülke, bu gerçekliğe rağmen yatırımlarını ve büyümesini devam ettiriyor. Bunun için daha fazla yerli ve yenilenebilir kaynaklar çerçevesinde devam edeceğiz. Yerli rüzgarla alakalı çalışma devam ediyor, yatırımını tam olarak biz yapmadığımız enerjiyi en uygun fiyattan alacağımız bir çerçevede en kısa sürede ve çevreci bir model. Rüzgar güneşten biraz farklı, özellikle yenilenebilir teknolojilerdeki dalgalı üretim portföyü yatırım yapılacak bölgedeki baz yüke, altyapıya veya o bölgedeki arz-talep dengesine dayalı. Rüzgarda enerji ve iletim hattı ihtiyacına bağlı birçok kriter var. Dolayısıyla bu çerçevede rüzgardaki genel çatı üretim sahaları ve bölgeyi az çok netleştirdik, birden fazla alan söz konusu olabilir. Teknik detaylar yıl sonuna kadar netleşir. Rüzgarda önümüzdeki yılın başına yatırımcının ilgi duyabileceği yerleri alternatif şekilde sunarak yatırımcının daha cazip gördüğü, bizim de ihtiyaç açısından öncelikli gördüğümüz alanlar seçilecek. Kazan-kazan esasına dayalı, yine yatırımcı dostu olacak. Kamu, yatırımcı ve vatandaşın da kazanacağı süreçte en uygun maliyet çerçevesinde hayata geçirmek için çalışıyoruz."