
İslam, bir müminden inancını şirke bulaştırmamasını, başka inançlarla karıştırmamasını ister. Bu sebeple bir Müslüman' ın, dini ibadet kastıyla hem camiye hem kiliseye gitmesi hem de dini bir ritüel olarak yoga, meditasyon yapması, gaibden haber veren modern kahinlere inanması uygun değildir. Şifacılık uygulamaları, ruh dinginliği seansları adı altında gerçekleştirilen bazı uygulamalar da göründüğü kadar masum değildir.
Spiritüellik, Batı'daki örnekleri ve Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan türleri açısından bakıldığında, bireye dindarlık ve inançsızlık arasında yeni bir alan sunmaktadır. Çoğunlukla geleneksel dinlerden ve felsefi açıklamalardan beslenen ancak dini otoriteyi kabul etmeyen, kutsal ile ilişki kuran ancak inancı dışlayan bir yapıya sahiptir. Bu tür spiritüel inançlar, seküler dini yönelimler olarak kabul edilebilir. Otto’nun “kutsalın tecrübesi” olarak tanımladığı din tanımını çağrıştıran bu girişimlerin “kutsal”ı vahye dayanan dinlerin kutsal tanımından ziyade bireysel, kişiselleştirilmiş bir kutsaldır. Böylece spiritüel arayışlar bir taraftan kendini merkeze koyarak gelenekseli yeniden üretmekte, kutsalın bireysel formlarını inşa etmekte bir taraftan da seküler olanı kutsallaştırmaktadır. Çünkü bu inançlarda kutsalın ne olduğuna karar verecek otorite insandır.
KİMLERİ GÖRÜYORUZ?
Spiritüel uygulamaları, arınma amacı, ruh dinginliği, spor, şifa arayışı olarak gerçekleştirenlerle doğrudan bir inanç haline getirenler aynı profile sahip olmayabilir. Akademik çalışmalar, bu inançlara yönelenlerin anlam arayışı içinde olup mevcut dinsel inançlardan ve dini söylemlerden memnuniyetsiz, ekonomik durumları iyi, farklı kültürlerle etkileşim halinde olmakla birlikte -Türkiye özelinde- sağlıklı bir dini eğitimden geçmemiş bireyler olduğunu göstermektedir.
Esra Aydemir tarafından Spiritüel uygulamaların eğitmenliğini yapan bireylerle görüşülerek hazırlanan “Yeni Bir Dinsellik Formu: ‘Spiritüel Hepçillik’ Üzerine Nitel Bir Araştırma” isimli tez çalışmasının verileri de bunu desteklemektedir. Konuyla ilgili saha araştırmaları spiritüel inanışlara yönelen bireylerin genellikle eğitimli, orta yaşlı, orta-üst sınıf ve ekserisi kadınlardan oluşan bir profil olduğunu göstermektedir. Bu bireyler, yaşları ve sınıfsal özellikleri açısından anlam arayışının yoğun olduğu bir bağlam içinde bulunmaktadır.
TÜRKİYE’DE YAYGIN MI?
Türkiye’de spiritüel arayışları üçe ayırmak mümkündür. Bunlardan ilki, Türk-İslam inançlarıyla yorumlanan ve özellikle de tasavvufla sentezlenen yerli spiritüalist düşüncelerdir. Bu eğilimler daha çok geleneksel İslami inançların mistik boyutunu kendine has bir üslupla öne çıkaran soft yorumlardır.
İkinci olarak bu yazının asıl konusunu oluşturan spiritüel inanç ve uygulamalar yani son dönemde internet ve sosyal medyanın etkisiyle yaygınlaşan ve İslam dışı inanç ve kültürlerden beslenen arayışlardır. Bunların çoğu İslam inancı ve kültürü ile uyuşmayan inanç ve pratiklere sahiptir. Bu inanç sahipleri farklı dini inanç ve kültürlerin dini inanç ve pratiklerini aynı anda benimsemekte ve yaşamaktadır. Bu eğilimlerin ilgilendiği konular; parapsikoloji, duyu dışı algılama, kendini bilme, meditasyon, ruhsal şifa ritüelleri, rüyalar, bilinç, bilinçdışı, bilinçaltı, eski uygarlıklar, mistisizm, ezoterizm, çakralar, enerji akışları, frekanslar, kuantum sıçramaları, isimler ve sayılar üzerinden üretilen kehanetler ve ufoloji gibi konulardır. Sayılan konular vahye dayalı dinler açısından inanç konusu olarak ele alınmamaktadır. Spiritiüel eğilimlere sahip birey ve grupların bu konulara yaklaşımı kendilerinin inşa ettikleri bir kutsala dayanan seküler bir din formunu çağrıştırmaktadır.
Türkiye’de özellikle gençlik bağlamında bir analiz yapıldığında bu yazıda söz konusu edilen spiritüel inanışlarla örtüşmemekle birlikte yeni bir dini yorum formu olarak beliren üçüncü bir türden bahsedilebilir. Özellikle üniversite gençliği üzerinde gerçekleştirilen çok sayıda araştırma, gençlerin, dini, dini otoritelerden bağımsız, bireyselliğin ön plana çıktığı bir bağlamda algıladıklarını ve yaşamak istediklerini göstermektedir. Buna göre gençlerin bir kısmı din olmasa da maneviyatlarını kurabileceğini, ahlaki bir yaşamın inşası için dinin şart olmadığını, en hassas dini konularda bile dini otoritelere müracaat etmeden dini yorumlayabileceklerini, inançla ilgili sorunlarını bir dini otoriteye müracaat etmeden kendi araştırmaları ile çözebileceklerini düşünmektedir. İslam dışı spiritüel arayışlarla doğrudan ilgili olmayan bu “yeni maneviyatçılık” inancı ve dini yaşamada birey merkezciliğin ön plana çıkması açısından spiritüel arayışlarla örtüşmektedir.
BOŞLUĞU POPÜLER KÜLTÜR DOLDURDU
Spiritüel eğilimlerin yaygınlaşmasının bireysel, toplumsal ve dini sebepleri bulunmaktadır. Artan kentleşme, internetin toplumsal yaşamımıza derinlemesine nüfuz etmesi geleneksel toplumsal bağları çözmekte, sosyal etkileşimi azaltmaktadır. Ancak dini-geleneksel içeriğin oldukça belirleyici olduğu toplumsal bağların yerine kalıcı formlar inşa edilememiştir. Bu sebeple toplumsal ilişkilerde popüler kültür belirleyici bir konuma yükselmiştir. Popüler kültür ise çoğuncası yeni olana, modaya ve sıra dışı olana ilgiyi körüklemektedir. Durum böyle olduğunda geleneksel olan gözden düşmekte, popüler-farklı olan ilgi çekmektedir. Ancak popüler olan hakikate yönlendirmek yerine geçici olana, modaya yönlendirmektedir. Bu durum inanç gibi ciddi bir konunun modaya uygun tasarlanan bir düzeye inmesi ile sonuçlanmaktadır.
Toplumsal yaşamda giderek etkisi daha bariz hissedilen sekülerleşme süreci İslami otoritelerin etkisini azaltmıştır. Bununla birlikte dini kurumlar yeni toplumsal süreçlere uyum sağlayacak, modern bireyin anlam arayışını güçlendirecek açıklamalar üretememekte, çözümler sunamamaktadır. Bu durum da bir inanç boşluğu oluşturmaktadır.
Yaptığımız saha araştırmaları, aileleri ile iletişim sorunları yaşayan, anne ve babasından yeterince ilgi ve destek görmeyen ve dindarlığın zayıf olduğu ailelerin çocuklarının biraz da ailelerine gösterdiği tepkiler sebebiyle İslam dışı inançlara yöneldiğini göstermektedir. Böylesi bir sosyal zemin İslam dışı spiritüel arayışları besleyen kanallardan biridir.
MODERN PEYGAMBERLER
Bunlar yanında artık bireyler için yeni kutsalları belirleme otoritesini elinde tutan “yaşam koçlarının” gerçekleştirdikleri psikolojik uygulamalar, terapi vb. adı altında sunulan bazı spiritüel uygulamalar bir pazara dönüşmüş durumdadır. Bu pazarın müşterileri yüksek meblağlar ödeyerek “zihinlerini boşaltmakta” “dinginleşmekte” “kuantum sıçramaları yaşamakta” ya da geleceğe güvenle bakacak bir “kişilik inşası” için bu yaşam koçlarından destek alarak isimler ve sayılar üzerinden ürettikleri kehanetlerle hareket etmektedir. Geleneğe ait olan her türlü sosyo-dini uygulamanın değersizleştirildiği bu pazarda bireylerin geleceğine seküler dünyanın “kutsallaştırılmış yaşam koçları” yani “modern peygamberler” rehberlik etmektedir.
Ayrıca spiritüel eğilimlerin yaygınlaşması için özellikle çalışan küresel odaklardan söz etmek mümkündür. Bu küresel odaklar, bir taraftan da mutedil İslam anlayışı yerine, geleneksel İslami formlarla çatışan radikal, çizgi dışı söylemleri desteklemektedir. Yani mutedil İslami çizgi açısından baktığımızda spiritüel arayışlar bir uç, özellikle sivriltilen radikal oluşumlar başka bir uçtur.
MÜSLÜMAN SPİRİTÜEL OLABİLİR Mİ?
İslam, bir müminden inancını şirke bulaştırmamasını, başka inançlarla karıştırmamasını ister. Bu sebeple İslam inancına göre bir Müslüman'ın, dini ibadet kastıyla hem camiye hem kiliseye gitmesi hem de dini bir ritüel olarak yoga, meditasyon vb. yapması, gaibden haber veren modern kahinlere inanması uygun değildir. Diğer taraftan bugün hem dünyada hem de Türkiye’de çeşitli sportif faaliyetler, şifacılık uygulamaları, ruh dinginliği seansları, psikoterapi vb. adlar altında gerçekleştirilen bazı uygulamalar göründüğü kadar masum değildir. Çoğu sanal bu grupların bir kısmı, birkaç seanstan sonra kendilerine katılan bireylerden, çeşitli dini-felsefi içerikleri kabul etmelerini istemektedir. Böylece oldukça masum görüntüler altında ortaya çıkan bir takım soft uygulamalar gerçekte spiritüel inançlara giden bir yolun başlangıcı olmaktadır.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.