Coğrafyanın kader olduğu ilkesinden hareketle milletler pek çok hadiseyle karşı karşıya kalırlar. Bu anlamda Anadolu’nun da karnesi nimet ve imtihanlarla doludur. Medeniyetlerin hayat bulduğu, kıtaların birleştiği, üç tarafı denizlerle kaplı olan ve sahip olduğu iki boğazla birlikte hem kültürleri hem de adeta dünyaları birbirine bağlar. Yine çeşitli semavi dinlerin sembol noktalarının ve merkezlerinin Anadolu’da yer alması, sahip olduğu verimli topraklarla birlikte kültürel mirası da Anadolu’nun başına tarih boyunca tabiri caizse bir imtihan olarak işler açmış ve açmaya da devam etmektedir.
Bugün ülkemizin yaşadığı terör meselesinden Doğu Akdeniz’de bize uygulanmak istenen ablukaya, enerji arama faaliyetlerimizin önünün kesilmeye çalışılmasından Türkiye üzerinde kurulan çeşitli etnik ve teolojik planlara kadar pek çok sorunun kaynağında bu jeopolitik ve jeostratejik imkanlar vardır. Bununla birlikte Türkiye’nin adeta başına yeni işler açan diğer faktör ise jeolojik oluşum sürecinde edindiği fay hatlarıdır. Dünyanın en eski yerleşim yeri olduğu kadar en eski ana karalarından birisi olan Anadolu coğrafyası Kuzey, Doğu ve Batı olmak üzere üç büyük fay hattına sahiptir. Türkiye hudutlarını en uzun şekilde kapsayan Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Hatları ise dünyanın en aktif faylarından olup ülkemizin yaşadığı pek çok depremin de gerçekleştiği coğrafyayı tayin etmiştir.
6 Şubat’ta meydana gelen deprem Doğu Anadolu fay hattında gerçekleşirken 50 bini aşkın canımızı da alıp götürdü. Yapılan hasar tespit çalışmalarına göre 680 bin konut ve 170 bin ticari alandan oluşan 850 bin bağımsız bölüm ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldi. Şu anda bölgede 200 bin kadar konutun inşası hızla devam ediyor. Yine afetten zarar gören şehirlerin güvenli ve hızlı bir şekilde inşası için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından başlatılan Yerinde Dönüşüm projesine başvurular da 210 bini aşmış durumda.
Afet bölgesinde inşa faaliyetleri devam ederken ülkenin yapı stokunun yenilenmesi için de çalışmalar devam ediyor. Yapılan tüm araştırmalar afetlere karşı direncin; kentsel dönüşümle mümkün olduğunu gösteriyor. İşte bu anlamda kentsel dönüşüm sürecine yeni bir soluk katmak ve hazırlanmakta olan deprem yasasına güncel anlamda bilimsel destek temin etmek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası gerçekleştirildi.
Şûranın açılış programı İstanbul’da yapıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin ilk konuşmacı olduğu programda Türkiye’nin deprem mazisi ve bugüne kadar Bakanlık olarak yapılan çalışmalar anlatıldı. Bakan Özhaseki “Türkiye’nin deprem başta olmak üzere afetlere karşı dirençli hale gelmesi için tek çare kentsel dönüşümdür” diyerek depreme karşı hazırlığın önemini vurguladı. Akabinde açılış konuşmasını gerçekleştirmek için kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; kentsel dönüşümün önemini bir kere daha vurgularken Şûra’dan çıkacak sonuçların Deprem Yasası için büyük bir altlık oluşturacağını ifade ederek katılımcılara başarılar diledi.
Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası, 15-17 Eylül tarihleri arasında 6 komisyon eşliğinde gerçekleştirildi. Komisyonlarda finansal yönetimden yasal stratejilere, dönüşümün önceliklendirilmesinden medyada farkındalık oluşturmaya yönelik konular masaya yatırıldı. Yine fahiş konut ve kira fiyatlarını düşürecek konut arzı meselesiyle birlikte İstanbul özelindeki dönüşüm süreci de bilimsel bir zeminde münazara ve müzakere edildi. Komisyonlarda bilim insanlarından uzmanlara, belediye yöneticilerinden STK temsilcilerine kadar kentsel dönüşümün bütün paydaşları yer alarak Türkiye’nin dirençli hale getirilmesi için fikirlerini ifade ettiler. Şûra yürütme kurulu başkanı ve aynı zamanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı olan Refik Tuzcuoğlu yaptığı açıklamada Şûra’dan çıkan sonuçların raportör süreçlerinin tamamlanmasının ardından Bakan Özhaseki tarafından kamuoyu ile paylaşılacağını ifade etti. Bilhassa 6 Şubat depremlerinden sonra 85 milyonun pür dikkat kesildiği dönüşüm sürecine çarpan etkisi yaratacak Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şûrası’nın sonuçları merakla bekleniyor…