Esed rejimi ve muhalefet, BM Genel Kurulu kararında öngörülen geçiş yönetimi, anayasa hazırlanması ve seçim düzenlenmesi süreçlerine, "güven artırıcı önlemler ve terörizmle mücadele"yi ekleme konusunda uzlaştı. Mistura, "İlerleyen günlerde BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi'ni bilgilendirmek üzere New York'a gideceğim. Onlardan alacağım görüşlerden sonra tarafları Mart ayı içinde 5. tur için davet edeceğim" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura, Suriye konulu 4. tur görüşmelerin sona erdiğini ve tarafları 5. tur için mart ayı içinde tekrar Cenevre'ye davet edeceğini bildirdi.
İsviçre'nin Cenevre kentinde 23 Şubat'ta başlayan Suriye konulu 4. tur görüşmelerinin son gününde, Mistura, Nasır el-Hariri başkanlığındaki muhalefet heyeti, Beşşar Esed rejimi heyeti ve Kahire ile Moskova yönetimlerine yakınlığıyla bilinen gruplarla dün ayrı ayrı görüştü.
Mistura, görüşmelerin ardından BM Cenevre Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında temaslarını değerlendirdi.
Görüşmelerin sona erdiğini açıklayan Mistura, gelecek tur için önlerinde net bir gündem oluştuğunu belirtti.
BM Temsilcisi, tarafların Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararında öngörülen geçiş yönetimi, anayasa hazırlanması, adil ve özgür seçimlerin düzenlenmesine ek olarak, "orta vadede güven artırıcı önlemler ve terörle mücadele"nin 4. unsur olarak gündeme eklenmesinde uzlaştığını aktardı.
Söz konusu unsurun Astana'da düzenlenecek toplantıda ele alınacağını ifade eden Mistura, rejim heyetinin tutuklu ve esir değişimi konusunun Astana'da görüşülmesini teklif ettiğini dile getirdi.
Mistura, BM'nin Nusra Cephesi ve DEAŞ'ı ateşkes dışı tuttuğunu anımsatarak, ateşkes dahilinde insani yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasının önünün açılması konusunun da ele alındığını söyledi.
Gelecek turda da görüşmelerin dolaylı süreceğini belirten Mistura, "Doğru zaman olduğuna kanaat getirdiğimizde doğrudan görüşmelere geçeceğiz." dedi.
Mistura, taraflara sunduğu gayri resmi belgenin önceki turlarda üzerinde anlaşılan prensipleri içerdiğini ve aylar öncesinde hazırlandığını savundu.
"Bundan sonra tabiki ayrı toplantılar yaptık ama psikolojik engel kalkmış oldu." diyen Mistura, 6 yıldır savaşan taraflar arasında bu turun "dönüm noktası" olmasını beklemediklerini yineledi.
Mistura, "İlerleyen günlerde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Güvenlik Konseyi'ni bilgilendirmek üzere New York'a gideceğim. Onlardan alacağım görüşlerden sonra tarafları Mart ayı içinde 5. tur için davet edeceğim." dedi.
"Tarafların diyalog zemini bulmak istediğini hissettim." diyen Mistura, "Bunun için doğru yönde ilerlediğimize ilişkin bir hissiyatım var." ifadesini kullandı.
Mistura, Astana sürecinin Cenevre görüşmelerine "düşman" olup olmadığına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
"Eğer böyle bir analiz olsaydı, Astana'yı düzenleyenler Cenevre'nin başarısız olması için çalışırdı. Durum bunun tam tersi."
BM Temsilcisi, Rus, Türk ve İranlı temsilcilerin Cenevre sürecine tam destek verdiğinin altını çizdi.
Mistura, krizin uluslararası taraflarının rekabet değil, işbirliği içinde olduğunu vurgulayarak, Avrupa Birliği'nin (AB) geçiş sürecinden sonra Suriye'nin yeniden yapılandırılmasını üstlenebileceğini kaydetti.
Hariri başkanlığındaki muhalefet heyeti öğle saatlerinde Mistura ile bir saatten fazla süren bir toplantı yaptı. Akşam Mistura ile ikinci kez bir araya gelen Hariri, görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, "Maalesef bugün son gün. Ben başka günler de olsun istemiştim. Suriye'ye gerçek bir siyasi çözümle dönmek istemiştim." dedi.
Bugünkü toplantıların en önemli gündeminin siyasi geçiş olduğunu belirten Hariri, "Bu turu net sonuçlarla kapatmıyor olsak da bu kez görüşmeler daha olumluydu. İlk defa siyasi geçişi ve Suriye'nin geleceğini bu kadar derinlemesine tartıştık." diye konuştu.
Hariri, Şii milislerin Suriye'deki varlığını eleştirerek, mezhepçi yaklaşımlarıyla katliamlarına devam ettiklerini söyledi.
Nasır el-Hariri, başta Esed rejimi tarafından yapılan devlet terörü, İran devrim muhafızları ve Tahran destekli Hizbullah, DEAŞ ve El Kaide ile bağlantılı örgütlerle mücadelelerinde kararlı olduklarını vurgulayarak, "Özgür Suriye Ordusu, terörle mücadelede tek gerçek ortaktır." dedi.
Hariri, Mistura'nın kendilerine sunduğu 12 maddelik gayri resmi belgeye değinerek, "Biz de bazı görüşler ekleyeceğiz. Mistura'ya vereceğiz. Bunlar sadece, o belgeyi zenginleştirmek için." ifadesini kullandı.
Hariri, sivil katliamların bilançosuyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Katliamın boyutu çok büyük. BM, 400 binden fazla sivil kayıp olduğunu söylüyor. Gerçek rakamlar bundan çok daha fazla. Düşünün ki Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre (yalnızca hapishanelerde) 13 bin tutuklu asıldı. Ailelerinin onların akıbetine dair bilgisi yok. Bunlardan sorumlu taraf, uçaklara ve helikopterlere varil bombası, roketler atma, kimyasal silah atma emrini verendir. Bunlara sahip tek taraf, Esed rejimidir."
Nasır el-Hariri, Türkiye'yi "işgalci güç" olarak niteleyen bir gazetecinin sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Türkiye'nin müdahalesini işgal olarak değerlendiriyorsanız, Rusya'nın İran'ın işgaline, Suriye semalarında uçan en az 64 ülkenin savaş uçağına ne diyeceksiniz? İsrail, Şam ve çevresini bombalıyor. Belki de evinizin yanını. Ulusal egemenlik nerede tüm bunlardan sonra? Fırat Kalkanı Harekatı'nda Özgür Suriye Ordusu savaşıyor. Kontrolü alan Özgür Suriye Ordusu. Yerel konseyler, Suriyeliler tarafından yönetiliyor. Hepsi benim gibi Suriye pasaportuna sahip. Sağlık merkezlerinde Suriye doktorlar, benim meslektaşlarım var."
Muhalefet heyeti başkanı Hariri, şöyle devam etti:
"Türkiye dost bir ülke. Türkiye'de 3 milyon 200 bin Suriyeli yaşıyor. Belki de akrabalarınız yaşıyordur. Ürdün de dost ülke Suriyeliler yaşıyor. Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Körfez ülkeleri halkımızın hayal ve hedeflerini siyasi olarak destekliyor. Ama sahada savaşçıları yok."
Hariri, muhalefet heyetinin Suriye'nin çeşitliliğini yansıttığına dikkati çekerek, "Bu heyeti bir araya getiren tek nokta Suriye halkının çıkarları. Burada kimse otoriteden, güçten söz etmedi. Sivilleri ve yerleşimleri bombalayan taraftan farkımız bu." ifadesini kullandı.
Öte yandan, Kahire ve Moskova yönetimine yakınlığıyla bilinen ve kendilerini "muhalif" olarak adlandıran gruplar da Mistura ile görüşmelerinin ardından basına açıklama yaptı.
Kahire grubunun başkanı başkanı Cihad el-Makdisi, Suriye krizinin tek sorumlusunun Esed rejiminin olmadığını iddia ederek, "Biz devrim değil, evrim istiyoruz." dedi.
Moskova grubunun başkanı Hamza Münzir de terörle mücadele konusunun ana gündem maddelerine dahil edilmesi konusunda ısrarcı olduklarını belirtti.
Makdisi ve Münzir'in söylemlerinin Esed rejiminkiyle benzerliği dikkati çekti.
Diğer taraftan, rejim heyeti başkanı Beşşar Caferi herhangi bir açıklama yapmadı.
Önceki gün Mistura ile görüşen Caferi, ısrarla sorulmasına rağmen sivil kayıpların sayısını açıklamayı reddetmişti. Caferi, "Kaç kişi öldü bilmiyorum. Son rakamlar elimizde değil." demekle yetinmişti.