Filistin'in tarihi, kan ve gözyaşıyla yazılmış bir tarih. Geçmişi güzelliklerle olduğu kadar çilelerle de dolu. ABD başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının ardından yeni bir intifadanın fitili de ateşlenmiş oldu. Yarım asırdır işgal altında olan Kudüs'ün geçmişindeki intifadalarda neler yaşandı peki? Tam 100 yıldır süren çatışma ve kaos ortamına halk nasıl direndi?
9 Aralık 1987'de İsrailli işgal güçlerine ait askeri bir araçla 4 Gazzeli’yi ezerek öldürmesinin ardından ilk intifadanın fitili ateşlendi.
Dışardan gelecek kurtarıcıları beklemek yerine işgal altında yaşam mücadelesi veren Filistinli halk kendisi direnişe geçti. İlk ayaklanma Gazze'deki Cebaliye kampında başladı. Kamptaki Filistinliler, aracın dört Filistinliye kasıtlı çarptığı gerekçesiyle ayaklandı. Burada başlayan olaylar kısa sürede Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te yayıldı.
1973 yılında Şeyh Ahmed Yasin önderliğinde oluşmaya başlayan Hamas, işgalcilere karşı başlatılan birinci intifadanın önderi oldu. Filistinliler Hamas öncülüğündeki intifada ile Gazze ve Batı Şeria’daki İsrailli kurumları boykot etti, işgal ordusunun emirlerine karşı sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirdi. İsrail yerleşkelerinde çalışmayı reddetti, ürünlerini satın almadı ve vergi ödemedi. Halk ayrıca Filistinli araçları İsrail ehliyetleriyle kullanmayı reddetti, duvarlara grafitiler yaptı, barikatlar kurdu.
- 4 Aralık 1986 tarihinde, Birzeit Üniversitesi kampüsü içinde iki Gazzeli öğrencinin İsrailli askerler tarafından vurulması, cezalar, tutuklamalar, alıkoymalar ve eli kelepçeli Filistinli gençlerin sistematik bir şekilde dövülmeleri, eski mahkûmların ve aktivistlerin Gazze şehri dışında dönüştürülmüş askeri kamplardaki hücrelerde tutulmaları ilk İntifada'nın belli sebepleri arasında sayılabilir.
İntifadanın ilk yılında Ramazan ayı boyunca, Gazze’deki birçok kampta sokağa çıkma yasağı uygulandı. Halkın gıda almaları engellendi. İntifadanın ilk yılında kamplara atılan gözyaşartıcı bombalamalardan sebebiyle 16 kişi öldü.
Dünya bugün olduğu gibi o gün de masum insanların işgalciler tarafından öldürülmesini sadece kınadı. Kasım 1988’de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki ülkelerin çoğu, İsrail’i, intifadaya karşı aldığı tutumdan dolayı kınama yayınladı.
1987 de başlayıp 1992’ye kadar devam eden intifada sırasında Cezayir'de toplanan Filistin Ulusal Konseyi, 15 Kasım 1988 günü bağımsız Filistin devletini ilan etti.
1987 yılının sonunda başlayan İntifada sonucunda İsrail barış masasına oturmak Filistinlileri muhatap almak zorunda kaldı.
- 14 Ekim 1990’da, İsrail açıkça Güvenlik Konseyi Çözüm Önerisi 672’ye uymayacağını deklare etti ve İsrail insan hakları ihlallerini araştıracak olan Genel Sekreterlik delegasyonunu kabul etmeyi reddetti. Bir sonraki çözüm önerisi (673 nolu) küçük bir etki yaptı ama İsrail BM araştırmasını engellemeyi sürdürdü. BM'deki çözüm yollarına karşı oy kullanan İsrail'in en büyük destekçisi ise ABD oldu.
Oslo görüşmeleri, İsrail ile Filistin temsilcilerinin üst düzeyde ilk yüz yüze anlaşma çabası olarak tarihe geçti. Norveç'in başkenti Oslo'da yapılan çözüm görüşmeleri 20 Ağustos 1993 tarihinde sonuçlandı. Daha sonra resmen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Başkanı Yaser Arafat, İsrail Başbakanı İzak Rabin tarafından törenle 13 Eylül 1993 tarihinde Washington, D.C.'de halka açık bir törenle imzaladı. Törende dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Filistin Kurtuluş Örgütü'nden Mahmud Abbas, İsrail Dışışleri Bakanı Şimon Peres, ABD Genel Sekreteri Warren Christopher ve Rusya Dışışleri Bakanı Andrei Kozyrev katıldı.
İkinci intifada 28 Eylül 2000'de, İsrail muhalefet lideri Ariel Şaron'un tüm tepkilere rağmen Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu Tapınak Tepesi’ni ziyaretiyle başladı. Şaron'un ziyaretinin ertesi günü, Cuma namazı sonrası, Kudüs'ün eski şehir çevresinde büyük ayaklanmalar yaşandı.
İsrail polisi dört Filistinli genci kauçuk kaplı çelik mermilerle ateş ederek öldürdü. Bu ikinci intifadanın ateşini fitilledi. Sonraki günlerde Batı Şeria ve Gazze’de protestolar başladı. İsrail polisi protestoculara gerçek mermilerle saldırdı. İlk beş günde, 47 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail güçleri, Yaser Arafat'ın Ramallah'taki karargâhını kuşattı.
İsrail Eylül 2000 ve Mayıs 2004 arasında, Filistinlilere yönelik kanlı operasyonlara imza attı. Mısır ve Gazze’yi birbirine bağlayan tüneller havaya uçuruldu. Refah’taki baskınlar birçok aileyi evsiz bıraktı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, bin 500 ev, şehirde bir tampon bölge yaratmak için yok edildi ve bin 600 civarında kişi evlerinden oldu.
2 Şubat 2004 tarihinde, İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Gazze Şeridi’ndeki bütün Yahudi yerleşimcileri transfer edecek planını açıkladı. 11 Kasım 2004'te, Yaser Arafat hayatını kaybetti. İkinci intifada beşinci yılına girerken 9 Ocak 2005'te Filistin Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı.
Mahmud Abbas seçimleri kazandı. Abbas’ın politikaları, İsrail’le barışçıl müzakereler yapmak ve şiddet kullanmadan Filistin çıkarlarını elde etmeye çalışmaktı. Abbas saldırılarını durdurmalarını istedi ve bununla birlikte İsrail tarafından baskınlar karşısında korunacakları sözünü verdi. İsraillilere yönelik saldırılar tamamen durmadı ancak belirgin şekilde azaldı.
8 Şubat 2005 tarihinde Şarm El Şeyh 2005 zirvesi toplandı. Şaron ve Abbas, İsrail ve Filistin yönetimi arasında iki taraflı ateşkes ilan etti.
6 Aralık günü ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1980 yılında İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararına rağmen, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı geldi." İfadeleriyle üçüncü intifadanın ayak seslerini duyulmaya başladı.