Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Eski Başbakan-lardan Bülent Ecevit'in anlatımına göre Kıbrıs Barış Harekatı sırasında ABD'ye yaptığı bir gezide kendisini protesto için dışarıda toplanan Ermenilerden biri Ecevit'e, "İstanbul'daki Ermenileri koruyabilir misiniz; size güveniyoruz" demiş.

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, aktif siyasal yaşamı sırasında yurtdışı seyahatlerinde Ermenilerle karşılaşmalarında yaşadığı iki anıyı The New Anatolian gazetesine anlattı.

Ecevit, eşiyle birlikte ABD'de ihtiyar bir Ermeni bayanın işlettiği markette yaşadığı anılarından birini şöyle dile getirdi:

"Yıllar önce gençken ABD'de eşimle birlikte birkaç ay geçirmiştik. Watertown'daydık. Bir süre sonra arkadaşlarımız kentte birkaç Ermeni bakkaliyesi bulunduğunu anlattılar ve bazı Türk gıdalarını özlediysek buradan temin edebileceğimizi söylediler. Bir keresinde bunlardan birine gittik. Sahibi ihtiyar bir kadındı. Raflarda pastırma, sucuk, hatta beyaz peynir gibi her tür lezzetli ürünler sıralıydı. Seçmek için bakarken kadın bizim Amerikalıya benzemediğimizi söyledi ve Türk olduğumuzun farkına vardı. Önce Türkiye ve Türklere için ne kadar önyargısı varsa sıraladı. Ancak daha sonra iyi dost olduk. Üç ay sonra kendisine 'Allahaısmarladık' diye uğradığımızda bize sarıldı ve gözyaşları içinde kucakladı."

'GÖZGÖZE GELDİK...'

Bülent Ecevit, TNA yazarlarıyla sohbetinde bir başka anısını anlatırken ise duygulu anlar yaşadı. Kıbrıs Barış Harekatı'nı anlatmak için ABD'de yaptığı konuşmalardan birinde, salon dışında yüzlerce Ermeni'nin toplandığını ve Türkiye'yi protesto ettiğini kaydeden Ecevit, anısına şöyle devam etti:

"Pankartlar taşıyorlardı ve aleyhimize sloganlar atıyorlardı. Ancak protestocuların önünde bir genç dikkatimi çekti. O da protesto pankartı taşıyordu ve bir an gözgöze geldik. Bana Türkçe bağırdı ve 'İstanbul'daki Ermenileri koruyabilir misiniz; size güveniyoruz' dedi."