Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	YÖNETEN: Abdullah MURADOĞLU

HAMAS heyetini Dışişleri Bakanı Abdullah Gül AK Parti Genel Merkezi'nde karşılarken, 1979'da Başbakan Bülent Ecevit ve Enerji Bakanı Deniz Baykal, ABD'nin 'Terörist' dediği Arafat'ı Başbakanlık'ta ağırladı

Filistin seçimlerinden zaferle çıkan HAMAS'ı temsil eden heyetin Türkiye'ye gelerek Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından AK Parti Genel Merkezi'nde ağırlanması bazı çevreler tarafından eleştirildi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da HAMAS heyetinin ziyaretini tepkiyle karşıladı. Oysa Baykal, başta ABD olmak üzere Batı'lı devletlerin terörist dediği Yaser Arafat'ın lideri olduğu FKÖ'nün 1979'da Ankara'da diplomatik ayrıcalıklara sahip temsilciliğinin açılmasına izin veren CHP Hükümeti'nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'ydı. Dönemin sağ partileri, FKÖ ile ilişkisini yüzünden CHP'yi yerden yere vurdular.

ARAFAT "TERÖRİST" İLAN EDİLMİŞTİ

Filistin halkının haklı mücadelesini dünyaya duyurmak gerekçesiyle dünyanın pek çok ülkesinde kanlı eylemler gerçekleştiren El Fetih ve lideri Yaser Arafat, tıpkı HAMAS gibi Batılı devletler ve ABD tarafından terörist bir örgüt olarak nitelendirildi.1976'da İstanbul'da yapılan İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları Konferansı'nda Türkiye FKÖ'nün Ankara'da temsilcilik açmasını kabul etti. Büronun statüsüyle ilgili bir kararname Resmi Gazete'de yayımlandı. Milliyetçi Cephe Hükümetleri döneminde girişimler akim kaldı. Sağ partiler, El Fetih'in Türkiye'deki Marksist-Leninist örgütlerle eski ilişkisinden ötürü Arafat'a terörist gözüyle bakıyorlardı. 1977'de bir FKÖ heyeti Ankara'ya gelerek Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ve Dışişleri Genel Sekreteri Şükrü Elekdağ ile görüştü. Görüşmelerde olumlu vaatlerde bulunulmasına rağmen somut bir adım atılmadı. Üstelik Büro hazırlığı için Türkiye'ye gelen FKÖ'lüler MİT tarafından gözaltına alınıp sınır dışı edildiler. Ebu Firaz'ın FKÖ temsilciliği de "eski bir terörist" denilerek reddedildi. ABD ve İsrail baskısı yüzünden Büro açılamadı.

FKÖ TEMSİLCİLİK AÇTI

FKÖ'nün Ankara'da temsilcilik açması 1979'da Bülent Ecevit Hükümeti döneminde gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Prof. Gündüz Ökçün, Dışişlerinde yeni bir klik teşkil etmişti. "Üçüncü Dünyacı" olarak bilinen ekipte Ökçün'ün akademik çevresinden Dışişleri'ne getirdiği Haluk Gerger de vardı. Yeni ekip, Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmesi ve ABD'den bağımsız bir dış politika izlenmesini savunuyordu. FKÖ ile ilişkiler bu ekip sayesinde olumlu seyir izledi. Bu sıralarda, 13 Temmuz 1979'da Ankara'daki Mısır Büyükelçiliği 4 Filistinli tarafından basıldı. Elçiliği korumakla görevli iki güvenlik mensubu hayatını kaybetti, 20 kişi rehin alındı. CHP Hükümeti'nin isteği üzerine FKÖ devreye girdi. Ebu Firaz'ın başkanlığında 4 FKÖ yetkilisi Ankara'ya gelerek Başbakan Ecevit ve İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ile görüştü. FKÖ'lüler Filistinli gerillalarla görüşerek teslim olmalarını sağladılar.

BAKAN GERİLLALARI ÖPTÜ

15 Temmuz'da Filistinli gerillalar teslim oldu. İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in gerillaları teslim alması ve kucaklaşarak öpüşmesi muhalefetin büyük tepkisine neden oldu. Ecevit yaptığı açıklamada "Gerillalara ödün verilmedi, sözkonusu bile olmadı. Ulusça kıvanç duyacağımız örnek bir hareket gerçekleştirilmiştir" diyor ve gerillaları teslim olmaya FKÖ'lerin ikna ettiğini söyledi. AP Lideri Süleyman Demirel ise İçişleri Bakanı Güneş'in tutumunu skandal olarak niteleyerek, "Türk polisini ve bekçisini şehit eden caniyi kucaklayıp öpen ve makam arabasına bindiren bir içişleri Bakanı, bir gün bile bu görevde kalamaz" diyordu. Basına gösterilen gerillalar ise "Davamızda bize anlayış gösterdikleri için Türk milletine ve Türk hükümetine, İçişleri Bakanı'na teşekkür ederiz" dediler. Ebu Firaz da yaptığı açıklamada "Bu olay Türk halkı ile Filistin ve Arap halkları arasındaki İlişkileri daha da güçlendirerek sonuçlanmıştır" dedi. Gerillaların teslim olmaları için hiçbir şart ileri sürülmediğini, iki tarafın inançlarının anlaşmada rol oynadığını söyleyen Firaz, "işgal sırasında kasıt olmadan iki Türk güvenlik görevlisinin öldürülmesinden üzüntü duyduk" diyordu. Firaz, gazetecilere de "CIA ve ABD bizim buraya gelmemizden hiç memnun olmadı" diyecekti.

DEMİREL, SERT ÇIKTI

Demirel ise Hükümete bindirmeye devam ederek "Eğer cinayetlerin mükafatı İçişleri Bakanı tarafından kucaklanıp öpülmekse, bu cinayeti teşviktir, ödün vermediklerini söylüyorlar, bundan daha büyük ödün olamaz. Cani ve katillere böyle bir muamele yapan Hükümet, Türk Milleti'nin Hükümeti olamaz" diyordu. CGP Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu ise, 'Türk Devleti'ne karşı cinayet işleyen silahlı tedhişçilerin kahraman ya da dost gibi görülmesi şaşkınlıklarının geçmişte milletimize çok pahalıya mal olduğunu' belirtirken MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadi Somuncuoğlu, 4 gerillanın İçişleri Bakanı tarafından kahraman muamelesi gördüğünü ifade ederek ''Hükümet bu kanlı saldırıyı kınama cesaretini gösterememiştir" diyordu. Ecevit ile diğer liderlerin Filistinliler için kullandıkları dil farklıydı. Ecevit, Filistinliler için "gerilla", diğer liderler "katil ve terörist" diyorlardı.

DIŞİŞLERİ BAKANI İMZALADI

Yabancı haber ajanslarına göre Ecevit, Mısır Büyükelçiliği'ne yapılan baskın sırasında, arabulucu FKÖ üyelerine NATO gücü olmaktansa, bir Orta Doğu gücü olmayı tercih eden Türkiye'nin kademeli olarak ABD yanlısı politikasını değiştireceğine söz vermişti. Elçilik Baskını'ndan 20 gün sonra FKÖ'nün Ankara'da büro açmasını içeren protokol taraflarca parafe edildi. Aynı günlerde ABD Başkanı Jimmy Carter özerk bir Filistin Devleti'nin kurulmasına karşı olduğunu tekrarladı. 15 Ağustos 1979'da protokol Dışişleri Bakanı Gündüz Ökçün ve FKÖ'lü Faruk Kaddumi tarafından Başbakanlık'taki törenle imzalandı. Bu arada Amerika'da bir ilginç gelişme yaşandı. ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Andrew Young, FKÖ BM Temsilcisi Zehdi Terzi ile görüştüğü için ABD Hükümeti tarafından görevinden alındı. 20 Ağustos'ta Türkiye'ye gelen ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Stephan Solarz ise Başbakan Ecevit ile bir görüşmesi sırasında FKÖ Bürosu'nun açılmasından endişe duyduklarını aktardı. Tüm baskılara rağmen CHP Hükümeti, FKÖ'ye verdiği sözü tuttu. Ünlü 'Terörist!' Arafat 1979 Ekim'inde Türkiye geldiğinde Başbakanlık'ta ağırlandı.

Arafat'ın Ankara ziyareti büyük gürültü kopardı

27 Eylül 1979'da FKÖ Türkiye temsilcisi Ebu Firaz, bu göreve atandığını bildiren mektubu Dışişleri Bakan Vekili ve Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin'e sundu. 2 Ekim'de Dışişleri Bakanlığı Arafat'ın 5 Ekim'de Başbakan Bülent Ecevit'in davetlisi olarak Türkiye'ye geleceğini açıkladı. Ecevit, Arafat ve FKÖ heyetini 5 Ekim'de Başbakanlık konutunda ağırladı. Ecevit, kabul sırasında ´Türkiye, Filistin halkının kendi devletini kurma hakkı dahil tüm meşru haklarını kazanma mücadelesini sonuna kadar desteklemek kararındadır" derken, Arafat, ´Biz bu görüşmeyi, çok önemli bir tarihi an olarak kalbimizin derinliklerinde duyuyoruz. Aramızda bir mukaddesat, bir medeniyet birliği vardır. Bu geçmişe dayanan tarihi ilişkilerimiz yanında, geleceğe yönelik ilişkilerimiz çok daha önem taşıyor" diyecekti.

Aynı gün FKÖ Temsilciliği Arafat tarafından törenle açıldı. Arafat Ankara'dan ayrılmadan önce yaptığı basın toplantısında ´Türk Ulusu Filistin ve Kudüs'ü işgalden kurtarmak için tarihi, manevi, dini sorumluluklar taşıyor' diyordu. Arafat, Ecevit'le görüşme anını gazetecilere "çok iyi tanıdığım ve yıllarca görmediğim eski bir dostla karşılaşmış gibiyim" sözleriyle anlattı. FKÖ'nün Ankara'da temsilcilik açması o günkü şartlarda Batı'nın, ABD'nin ve İsrail'in büyük tepkisine yol açan çok radikal bir karardı. Filistinli gerillaların Mısır Elçiliği'ni basmasından sadece iki buçuk ay sonra FKÖ Temsilciliği'nin açılması sırasında Deniz Baykal Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'ydı. Dönemin CHP Genel Sekreteri ise, şimdi Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve Cumhuriyet gazetesi yazarı olan Orhan Birgit'ti. Halen CHP milletvekili ve CHP Grup Başkan Vekili olan Ali Topuz ise o dönemde Köyişleri Bakanı'ydı.

Terörist dediklerine devlet kurdurdular!

İsrail'in kurulmasından önce Filistin'de, İrgun ve Haganah gibi illegal Yahudi terör örgütleri sivil binalara, sivil hedeflere pek çok bombalı saldırılarda bulundu. Bu örgütlerin bombaladığı otellerde ve binalarda yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Ölenler arasında İngilizler de vardı. İngilizler bu yüzden İrgun ve Haganah militanlarını terörist ilan ettiler. Bu örgütlerin elebaşlarından Moshe Dayan, İzak Şamir, Menahem Begin, Golde Meir gibi isimler İsrail kurulduktan sonra Başbakan, Milli Savunma ve Dışişleri Bakanlığı gibi en üst düzeyde görev yaptılar. Bir zamanlar terörist ilan edilen, aranan teröristler listelerinde adları ve resimleri yer alan bu isimler, daha sonra pek çok Batı ülkesinde sözkonusu görevleri nedeniyle ağırlandılar.

Yaser Arafat, 68'li devrimcilerin idolü

Ebu Ammar kod adı taşıyan ve uzun yıllar terörist ilan edildiği için Avrupa'ya ayak basamayan El Fetih lideri Yaser Arafat, 1968'li devrimcilerin öykündükleri bir idoldü. FKÖ ve El Fetih'in laik- sol karakteri nedeniyle, 1970'lerde CHP içindeki radikal sol kanat da Arafat'a sempati duyuyordu. 12 Mart 1971'deki darbe öncesinde, başta Deniz Gezmiş olmak üzere pek çok devrimci Beyrut'ta El-Fetih kamplarında gerilla eğitimi aldı. Bunlar arasında Cengiz Çandar ve Faik Bulut gibi ünlüler de vardı. İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom da 17 Mayıs 1971'de THKP-C tarafından öldürüldü. İRA ve ETA militanlarının El Fetih kamplarında eğitim görmeleri nedeniyle Batı Avrupa devletleri de Arafat'a terörist gözüyle bakıyordu.

Geri dön

Yazdır

Yukarı