T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 11 OCAK 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Hayatın yaşanır kılınmasında, herdüşünce ve eylemin bür ötesi, bir maverası, bir görünmeyen yüzü vardır. Her düşünce, bir eylemi maverayla ya zenginleştirir ya da yoksullaştırır. İyilik arayanlar, bir eylemin maverasında olumluluk, kötülür arayanlar ise, olumsuzluk görür. Toplumları zenginleştirenler, her eylemin ötesindeki çirkinliklerden daha çok güzellikleri görebilecek göze sahip olanlardır. Ustalık, kendisinden başka herşeyin maverasını görebilen gözdedir. Göz vardır, gördüğüyle savaşı durdurur. Göz vardır, göremediğiyle savaşı başlatır. Barış isteyen, herşeyin güzel yanını görürken, savaş isteyen de herşeşin çirkin yanını görür. Barışın korucuları, bir kere haksızlık yapmaktansa, bin kere haksızlığa uğramayı, göze almayı bilirler. Onlar her toplumda, bir taraftan barışa giden yolları açarken, diğer taraftan da savaşa giden yolları kapatırlar. Savaşın ötesinin barış olduğunu görenler, berisinin de barış olduğunu görürler. Burç Fm Genel Yayın yönetmeni Bünyamin Şen'in özendirmesiyle radyoda, her Salı akşamı yayınlanan ve Pazar günü de tekrarlanan "Mavera Sohbetleri"ne başladık. Tekniğin olduğu kadar kültürün de maverasını çok iyi bilen Prof. Dr. Sadettin Ökten ile ben eski ve yeni edebiyatın ustası Dr. Hüseyin Yorulmaz'ın soru ve katkılarıyla, her hafta Burç Fm'de, birbuçuk saat bir konu çevresinde sohbet ediyoruz. Fiziğin ötesinin metafizik olduğu gibi, gündüzün ötesi gece, dünyanın ötesi de öte dünyadır. Kişileri olduğu kadar toplumları da etkileyen her ekonomik ve kültürel olayın da, bir mavarası vardır. "Mavera Sohbetleri"nde bin yılık Anadolu tarihinden yola çıkılarak, Türkiye'yi yeniden bir dünya gücü haline getirecek kültürel dinamikler, görünen ve görünmeyen yanlarıyla ele alınarak, tartışılacaktır. Teknolojik gelişmelerle savaşların dehşet verici boyutlara ulaştığı bir dönemde, yeni bir kurban bayramında sohbetin konusu: "Eski ve Yeni Edebiyatta Kurban Olgusu ve Bayramlar" oldu. Bayram deyince akla ilk defa "Yahya Kemal ve onun bin yıllık Anadolu tarihinin eksiksiz bir özeti olan "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" isimli şiiri gelir. Yahya Kemal Süleymaniye'de kılınan bir bayram namazında, "nefer esvaplı" Anadolu insanında Türk toplumunun, hem geçmişini, hem de geleceğini görür. Yahya Kemal'in deyişiyle "Dili bir, gönlü bir, imanı bir" Türk toplumu, "En son dinin" dünyada "En güzel mabedi olsun" diye, inşa ettiği "Süleymaniye'den bütün dünyaya açıldı. Onlar yüzyıllarca barış içinde yaşadıkları topraklarda Mevlana'nın "Hoşgörü"süyle gitmişler, "Yunus'un "Sevgi"siyle de, kalmışlardır. Onların görünenin ötesini gören gözleri, toplumun haksızlığa uğrayan, bütün kesimleri için, büyük bir ümit ve güven kaynağı olmuştur. Anadolu insanının, korkuyu ümide ve nefreti sevgiye dönüştüren gücünün kaynağında, görünen ve görünmeyen boyutlarıyla iki dünyayı birlikte görme ve algılama ustalığı vardır. Osmanlı coğrafyasındaki Türklerin Anadolu'da olduğu gibi kusursuz bir barışın, yolunu açabilmeleri için her sabah namazını "Süleymaniye'de Bayram sabahına dönüştürmeleri gerekir. Toplumların görünen düşmanlarından önce görünmeyen düşmanları tarafından çökertildiği bir dünyada, namazdan daha güçlü bir silah yoktur. Program adını, Anadolu insanı için bir kültür ve sanat üniversitesi olmuş "Mavera" dergisinden aldı. Derginin yaşayan kurucuları Rasim Özdenören ve Erdem Bayazıt, zaman zaman davet edilecekleri sohbette, vazgeçilmez bir yere sahipler. Düşünce ve eylem sohbetle yeni boyutlara taşınır. "Söz" sohbetle derinlik, kitapla ölümsüzlük kazanır.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |