T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 11 OCAK 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Biz de çok sevindik... Kitabın (ilk hafta beklenen ilgiyi görmemesine rağmen) "gamze tartışması"ndan sonra "satış grafiğini gözle görülür bir şekilde artırması" bizi de çok mutlu etti. Buradaki kitap, Tuna Kiremitçi'nin "A.Ş.K. Neyin Kısaltması" oluyor. Hayır, "Tuna ile İclal" meselesine girmeyeceğim. Bu mesele hem bayatladı, hem pörsüdü. Hem de bize ne! Bu kez meselemiz, "Tuna ile İclal"i de yakından ilgilendiren bir magazin haberi. Zafer Akbaş adını taşıyan uyanık bir magazin muhabiri, belli ki konusuzluktan, oturmuş "çok satan kitaplar"la ilgili bir haber derleştirmiş. Derleştirmiş diyorum, çünkü muhabirin bizleri aydınlatmayı uygun gördüğü konuları daha önce dergilerde, gazetelerde, hatta gazetelerin verdiği kitap eklerinde teferruatıyla okumuştuk. Kurnazca yazılmış bir haber... Muhabirin haberine seçtiği başlık da oldukça tanıdık: "Yaşadıkları aşk satışları patlattı..." Burada sözü edilen kişiler, ikisi de yazar, ikisi de gamzeli, ikisi de dul olan ve aşk yaşadıklarını itiraf eden Tuna Kiremitçi ile İclal Aydın... Hatta, içlerinden birinin (İclal'in) edebiyatçı olup olmadığı tartışılmıştı da, "kontenjandan edebiyatçı statüsü" bulunmadığı için, edebiyatçı sayılamayacağına karar verilmişti. Haberi kısaca şöyle özetleyelim: Bundan bir süre önce, genç kuşağın beğenilen yazarlarından Tuna Kiremitçi sessiz sedasız bir kitap çıkarıyor. Kitap edebiyat çevrelerinde beğenilmiyor ve satmıyor. Derken, klip yönetmeni Kemal Başbuğ ile evliliğini bitiren İclal Aydın çıkageliyor ve Kiremitçi'yle aşk yaşadıklarını itiraf ediyor. Kitap birden patlıyor ve Turgut Özakman'ın "Şu Çılgın Türkler" kitabının ardından ikinci sıraya oturuyor. İşin ilginç tarafı şu: Kitap bir ayda 100 bin satış rakamını yakalamasına rağmen edebiyat çevreleri "beğenmemeye" devam ediyor. Peki, edebiyat çevreleri niçin böyle yapıyor? Devamını, kurnaz muhabirin kaleminden okuyalım: "A.Ş.K. Neyin Kısaltması, satış rakamının yüksek olmasına karşın, edebiyat dünyasında beğenilmedi. Oysa Kiremitçi'nin Nisan 2005'te piyasaya çıkan bir önceki kitabı Yolda Üç Kişi oldukça beğenilmiş, ancak sadece 65 bin satmıştı..." Maazallah, beğenselerdi, bu kitap da "Yolda Üç Kişi"nin akıbetine uğrar, ancak sadece 65 bin satardı. Demek ki edebiyat çevreleri bu işten anlamıyor. Fakat, işin daha da ilginç tarafı şu: Edebiyat dünyasından haberler yapan muhabirin edebiyat dünyasından pek haberi yok. Hem 65 bin rakamını küçümsüyor, hem de birileri adına (muhtemelen Tuna ile İclal adına) edebiyat dünyasından intikam alıyor: Oh olsun, sizin beğendiğiniz kitap 65 binde kalıyor ama beğenmediğiniz kitap 100 bin satıyor. Bilebildiğim kadar, 65 bin rakamını Tuna Kiremitçi de "başarısızlık" olarak değerlendiriyordu. Bu yönde bir beyanına rastlamadım ama, kulaktan kulağa dolaşan yayın dedikodularına göre, "Yolda Üç Kişi"nin satış rakamlarından memnun değilmiş. Peki, ne olacaktı? Bütün kütüphaneler Tuna Kiremitçi ve içi boş "sevgi pıtırcığı" kitaplarıyla mı donanacaktı? Bu ülkede Oğuz Atay 5 bin, Kemal Tahir 4 bin, Yusuf Atılgan 3 bin satıyor. Faulkner ve Woolf gibiler ise yılda 2 bin ya satıyor ya satmıyor. Ama bizimki 65 bine burun kıvırıyor. Hadi, edebiyat iddiası taşıyan bir şair ve yazar olarak yakaladığı bu yüksek tiraj onu korkutmuyor diyelim... Peki, edebiyat dünyasındaki gerçek tirajlara bakarken de hiç sıkılmıyor mu?
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |