T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 19 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Terörle mücadele ederken

Hükümetin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) üzerindeki hazırlıklarını tamamladı ve bütün bakanların imzaladığı metin TBMM'ye sunuldu. Hazırlıklar büyük bir ketumiyetle yürütüldü, bu yüzden Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün yaptığı "Demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlamayacağız" vaadi ile Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in 'hükümet sözcüsü' sıfatıyla yaptığı kısıtlı açıklamalarla yetinmek zorunda kaldık.

Hükümet daha önce kamuoyundan aldığına benzer sert tepkilerin önüne geçmek için bir yöntemi belirlemiş: Hazırlanan metni göğsüne sıkıca bastırıp kimselere göstermedi; kamuoyunun da bu aşamadan sonra bilgilenmesini tercih ediyor. Bu yeni bir yöntem.

Bundan yaklaşık bir yıl kadar önce, Ak Parti hükümeti, TMK'da geniş kapsamlı bir değişiklik gerçekleştirme niyetiyle yola çıkmış, ancak hazırlanan metin "Demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlıyor" tepkisiyle karşılaşınca konuyu unutulmaya terk etmişti. Canlandırılan metnin o eski çalışmadan daha mı sert tedbirler içerdiği sorusunun cevabını yasa çıktıktan sonra alacağız.

TMK'da değişiklikleri Türk Silâhlı Kuvvetleri ile Emniyet Teşkilâtının istediği biliniyor. Azan terörle daha etkin mücadelede yeni yetkilere sahip olma ihtiyacına sahip çıkan başkaları da var. CHP lideri Deniz Baykal'ın "Hükümetin ordudan gelen taleplere kulak vermesi gerektiğine" dair sözleri kayıtlara geçti. Hükümetin terör ortamında üzerinde hissettiği baskılara dayanamadığı anlaşılıyor.

Varolan kaygılara karşılık hükümetin verdiği "Demokrasiden geri adım yok" teminatına güvenebilir miyiz? Çalışmanın sessiz ve derinden yürütülmesi bu soruya keskin bir "Evet" cevabı verilmesini engelliyor. Genellikle demokratik hak ve özgürlüklerle ilgili ve kısıtlama getirecek çalışmaların kamuoyu desteği aranarak yapılması âdettendir. Haklarından fedakârlık edecekler ise bunun hangi alanda nasıl gerçekleşeceğini bilmeleri vatandaşların hakkı değil mi?

"Demokrasiden geri adım yok" teminatı TMK söz konusu olduğunda geçerli olamaz zaten. TMK türü yasal düzenlemeler demokratik haklar kısıtlanarak yapılabilir. Yeni düzenleme ise yalnız hakları kısıtlanacak vatandaşları değil, hükümetin geleceğini ve ülkenin istikrarını da yakından ilgilendiriyor. Hükümetin son dört yıl boyunca çıkardığı 'AB uyum yasaları' yeni TMK ile ters düşecekse AB perspektifi ne olacak?

Meclis gündemine giren TMK tasarısı, bu hükümet için, yalnızca kendisini iktidara taşıyan kitlelere verdiği 'daha fazla demokrasi' vaadi açısından bir test değil, AB ile ilişkilerine dönük bir tehdit de aynı zamanda. Denge kaçırılırsa, hem tek tek vatandaşlar rahatsızlık duyacak yeni TMK'dan ve öfkeleri Ak Parti'ye yönelecek, hem de AB ile yeni bir krize kapı aralanmış olacak.

Geçenlerde, burada, yeniden boy veren PKK eylemlerine terörün mantığı ve teröristin aklı çerçevesinde bakmaya çalışmış ve şunu yazmıştım: "Teröristin aklı, terörün mantığı varsa, azan PKK terörü ve o terörü sahneye koyanların akıl ve mantığı bayağı ters çalışıyor demektir. Terör örgütü eylemlerini 'Terörle Mücadele Kanunu' haline dönüşecek kendi aleyhinde tedbirleri zorlamak için mi yapıyor yani? Bu görüntüde müthiş bir yanlışlık var."

O ters mantık TMK'yı çıkartmaya hazırlananlar bakımından da geçerli: AB yolunda bunca mesafe alınmış ve dengeleri o sayede kurabilmişken, hükümet, çıkardığı TMK ile demokratik hakları kısıtlayarak bütün kazanımları heba mı edecek? Eylemleri yapanların amacı kendi çanlarına ot tıkayacak bir yasa çıkmasını sağlamak değil de, hükümeti asıl buna zorlamak olmasın? Terör bir tek bu durumda bir mantığa kavuşabiliyor çünkü.

Ancak, o durumda da, hükümetin tavrı mantıksızlaşmıyor mu?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi