T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 12 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Çin Seddi'nden Ortaçağ'ın burçları yıldızlara uzanan kalelerine, Berlin Duvarı'ndan İsrail'in Filistin topraklarını çalmak için planladığı Utanç Duvarı'na kadar, şehirleri, ülkeleri, milletleri bölmek için nice kalın duvarlar inşa edildi. Berlin Duvarı dünyanın ikiye bölünmüşlüğünün simgesiydi. Dünya iki kamp arasında kalmanın sayısız trajedisini yaşadı. Soğuk Savaş döneminde ülkeler arasındaki ideolojik kamplaşma, akraba milletler ve topluluklar arasında görünmeyen sayısız duvar inşa etti. Ulusal sınırlar Çin Seddi kadar kalın, Çin Seddi kadar uzun ömürlüydü. Ama elli yıl sonra darmadağın oldu. Türkiye ile Suriye arasındaki "duvar"ın, sınırda değil, zihinlerimizde olduğunu, gönüllerimizi ayırmak için inşa edildiğini ancak birkaç yıl önce fark ettik. Suriye/Irak arasında sınır çizgisi yoktu. Şam'ın bizim şehrimiz olduğunu, Bağdat bombalanırken içimizden bir şeylerin kopup gittiğini, İsfahan'ın kaderinin İstanbul'la birlikte yazıldığını gördük. 21. yüzyıl medeniyetler, kimlikler, kültürler ekseninde ve yine güvenlik merkezli olarak dünyayı yeniden duvarlarla parçalıyor. İsrail'in Utanç Duvarı bunun ilk örneği idi. ABD Meksika sınırında duvar inşa ediyor. Çünkü Latin Amerika'da sol ve Amerikan karşıtlığı yükseliyor. Rusya Çeçenistan sınırında duvar inşa edecek. Bu sınır hem Atlantikçi güçlerle arasındaki çatışmanın ön cephesi olacak hem de istekle yakınlaşmaya çalıştığı Müslümanlarla arasına kalın bir çizgi çekmeye yarayacak. Ama bizi en çok üzen, şaşırtan ve korkutan Suudi Arabistan'ın Irak sınırı boyunca duvar inşa etme kararı oldu. Riyad yönetimi, Irak'tan gelecek "terör"ü önlemek için sınır boyunca 900 kilometrelik duvar inşa etme kararı aldı. Milyonlarca dolara malolacak "duvar" için ihaleler açıldı. Resmi gerekçe, El Kaide sızmasını önlemek. İki hat halinde inşa edilecek duvarın gerçek amacı Şii yayılmasını önlemek. Tarihte ilk kez Müslümanlar kalın duvarlarla birbirinden ayrılıyor. ABD ve müttefiklerinin yeni Ortadoğu dizaynı, İslam dünyası ve Müslümanları yeniden kamplara ayırıyor. 20. yüzyılda ulusal sınırlarla onlarca devlete bölünen Ortadoğu halkları şimdi yine etnik ve mezhep farklılığı ile çok daha derin ve tehlikeli şekilde karşıt cepheler şeklinde konumlanıyor. Irak'taki mezhep çatışması bu amaçla çıkarıldı. Şii-Sünni krizi Pakistan'dan Lübnan'a uzanacak şekilde provoke ediliyor. Bir taraftan Şii kuşak oluşturulurken diğer taraftan Sünni refleks için bölgesel planlamalar yapılıyor. Bu süreç, yarın Afganistan/İran arasında, Lübnan topraklarında, Ürdün/Irak topraklarında, Irak'ın orta yerinde, Bağdat'ı ikiye bölecek şekilde yeni duvarlara öncülük edecek. Belki Türkiye/İran arasında da benzerleri olacak. Belki Suriye'nin parçalanmasıyla yeniden çizilecek sınırlar duvarlar kadar kalın ve aşılmaz olacak. Bu coğrafyanın "akıllıları" Irak'ta planlanan mezhep çatışmasını hâlâ anlamadı. Neden planlandığını, sonuçlarının nerelere uzanacağını kavrayamadı. Çatışmanın birçok ülkeyi parçalara ayıracağını göremedi. Krizi yayılmadan dondurmak mümkünken, bunun için İran, Türkiye, S. Arabistan'ın bir şeyler yapacağı bilinirken Şiiler'in ve Sünniler'in "akıllıları" aptalca denemelere giriştiler. İran ve Suriye'yi dışarıda tutarak Irak'taki mezhep krizine müdahale etmeye çalışıyorlar. İran ve Irak'taki Şii örgütler, mezhep kimliği ile Sünnilere karşı savaş yürütüyor. Onlarsa mezhep krizini devletler düzeyine çekiyor. "İçimizdeki beyinsizler" bu haldeyken başkalarının bu topraklarda bir şeyler yapmasına gerek var mı? Türkiye, S. Arabistan, Ürdün ve Mısır'ın yanlış adımları, İran'ın ihtiraslarıyla birleşince ortaya korkunç bir tablo çıkıyor. Bu tabloyu, Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmeye çalışanlar planladı. Bizimkiler de, çözüm adına, başkalarının planları için gayret sarfediyor. Ne olacak? Şii blok ile Sünni blok çok yakında belki bu yüzyıla damgasını vuracak çatışmaların içine çekilecek. Bu da, yepyeni savaşlar, bölünmeler, trajediler demektir. Hangi devlet kendini duvarlarla koruyabildi? Bu duvarların kaç yıl ayakta kalacağını sanıyorlar? 21. yüzyıl için buldukları tek çözüm yolu bu mu?
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |