T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 12 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Nirengi noktası

Günlük politikanın süpürüp deliğe göndermeye çalıştığı 'gerçekler' olduğunu biliriz, ama yine de o 'gerçekler' yerine sabun köpüğü gibi yarın sönüverecek günlük politikayla meşgul olmaktan kendimizi alamayız. Gerçekler ise delikten akmaya direnir ve direnişlerini yüzyıllardır sürdürürler. Sonunda hep kazanan gerçekler olur; kaybeden de biz...

İslâm ve Bilim
(Islamic Science: An Illustrated Study)

Yeni Şafak'ın bu ay okurlarına sunmaya hazırlandığı Seyyid Hüseyin Nasr imzalı 'İslâm ve Bilim' kitabı, alt başlığında yer aldığı üzere 'İslâm medeniyetinde pozitif bilimlerin tarihi ve esasları' konusunu işlemiyor yalnızca, daha kalıcı bir şey yapıyor: İlk insandan bu yana süregelen bilim anlayışını gelecek nesillere taşımayı amaçlıyor...

Bugünün dünyası teknolojik başarılarıyla gözleri kamaştırıyor. Neredeyse hergün yenisi çıkan ve günlük kullanıma giren cicili bicili bir sürü âlet ve teçhizat zihinlerimizi "Batı'nın üstünlüğü" fikrine alıştırıyor: "Kullanımda ne varsa hep Batı ürünü; bizler ise o ürünlerin pasif kullanıcılarıyız" fikri bir defa zihinlere yerleşti mi, öldür Allah onu oradan çıkarmak mümkün olmuyor. Her yeni cihaz o fikri biraz daha yerleşik hale getiriyor. Elde edilen zihinleri politik açıdan kıskaca almak çocuk oyuncağı. Bugün 'Batılı olmayan' toplumların, özellikle de İslâm Dünyası'nın, genel görünümü bu.

Oysa, hep böyle değildik biz. Bugünün bilimsel düzeyi, hemen hemen her alanda, varlığını İslâm Dünyası içerisinden çıkmış parlak dimağların ürünlerine borçlu. Batı Dünyası'nda 'aydınlanma çağı'nı başlatan Rönesans ve Reform hareketleri Ortaçağ karanlığından çıkışı sağladıysa, bunu, aynı tarihî dönemde kendi 'aydınlanma çağı'nı yaşayan İslâm Dünyası sayesinde başardı. Batı Dünyası'nın kapkaranlık Ortaçağ'ında, İslâm Dünyası, bugünlerde doğum yıldönümünü kutladığımız Hz. Peygamber'in rehberliğinde, en parlak dönemini yaşıyordu...

Müslüman bilginler, inançlarından aldıkları hızla, hemen her alanda keşifler ve icatlar yapıyor, Allah'ın kendilerine verdiği beyin gücünü bütün insanlığın hizmetine sunuyorlardı. Müslüman düşünürler, hiçbir komplekse kapılmadan, kendilerinden önceki dönemlerin önemli eserlerini kendi dillerine çeviriyor, hiçbir sınırlama gözetmeden en uyumlusundan en aykırısına her konuyu aralarında tartışıyorlardı. Bugün övünç kaynağı saydığımız neye sahipsek İslâm'ın o parlak dönemi sayesindedir.

Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr

Seyyid Hüseyin Nasr, Yeni Şafak'ın okurlarına hediye edeceği 'İslâm ve Bilim' kitabında, o çağın bugünün uygarlık düzeyine de muazzam katkılar sağlayan maddî ve mânevî havasını yansıtıyor işte. Bir yandan "Biz neymişiz be" dedirtirken, diğer yandan "Biz niye bu haldeyiz?" sorusunu sorduran bir eser bu. İki tür tepkiye de cevap teşkil eden bol malzeme var kitabın içerisinde.

Güncel politika, iktidar, muhalefet, taban çalışması, hükümet programı, eleştiriler, savunmalar... Bugünün hayhuylu dünyasında en dikkatli gözlerin bile fark etmediği bir yitik özelliği hatırlatıyor bu kitap: Çalışmaların nirengi noktası yok... Hem politikacıların kendilerini çevrili buldukları genel atmosfer anlamına politikada, hem hükümetlerin izlediği, tek tek bakanlıkların uyguladığı anlamda politikalarda bir 'uygarlık' hassasiyeti, 'uygarlık' ile irtibatlı süreklilik anlayışı bulunmuyor. Günü kurtarıyor veya günü batırıyoruz.

'İslâm ve Bilim' gibi nirengi noktasına işaret eden kitaplar, Prof. Nasr gibi 'uygarlık' takıntısı bulunan (ne iyi ki böyle bir takıntıları var) bilim adamları, Batı'nın üstünlüğüyle kamaşmış gözlerimizi kendimize doğru açmaya, kilitlenmiş zihinlerimizi yeniden çözmeye çalışıyorlar. Geçmişteki parlaklığımızı gelecekte de tekrarlanabilir görebilene kadar okumalarımıza devam etmeliyiz.

Günlük politikaya kendilerini hapsedenler için de bir bunalımdan çıkış reçetesi Prof. Nasr'ın kitabı. Keşke, yalnız politikanın sesli-sessiz gözlemcileri olan bizler değil, aldıkları kararlarla 'geleceğin Türkiyesi'ni de biçimlendiren politik karar alıcılar da 'İslâm ve Bilim' kitabını okusa.


  • "İslâm'ın yitik malı"nın izinde

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi