T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 11 MART 2006 CUMARTESİ | ||
|
Yeni cumhurbaşkanının seçimine az bir zaman kaldı. Yeni cumhurbaşkanı Mayıs 2007'de makamına oturacak. Cumhurbaşkanlığı için kimlerin aday olacağı şimdiden kesin olarak belli olmasa da, hiç değilse birkaç ismin adaylığına kesin gözüyle bakabiliriz. Bu seçim sağ'dan mı yoksa sol'dan mı bir adayı cumhurbaşkanlığına taşıyacak, henüz o da belli değil. Aslında her ne kadar "az kaldı" desek de, Mayıs 2007'ye kadar seçimi doğrudan ilgilendiren ne tür iç ve dış gelişmeler yaşanacak, orası da tabii ki bugünden belli değil. Ama bugünden, bugünün verilerinden hareketle konuşacak olursak, besbelli ki cumhurbaşkanı o olacak.. Dikkat çeken bir husus, Mayıs 2007'de yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminin bu en favori isminin de henüz konuya ilişkin açık bir tavır ortaya koymamış olması. Bu konuya girmeyi sevmiyor; kendisine konuyla ilgili sorular yöneltildiğinde sözü başka konulara çekiyor. Ama besbelli ki en güçlü aday o ve seçimden galip çıkan o olacak. Bu aday ülkenin bugüne kadar tanıştığı cumhurbaşkanlarına hiç benzemiyor diyebiliriz. O herşeyden önce, ülkede giderek güçlenen ve daha da güçlenmesi arzu edilen "yerel yönetimler"de sergilediği hizmetle dikkat çekiyor. Belediye başkanı olduğu bölgeyi hiç unutmuyor ve hemşehrilerinin desteğine çok değer veriyor. "Siyasal" bir kişiliği tabii ki var; ancak o doğrudan "sosyal"in, sosyal hayatın sorunlarına hâkim olduğu, yıllardır bu sorunlara kafa yorduğu için diğer adaylardan farklı birisi. AB'nin beraberinde getireceği değerler ve zenginlikler konusundaki iyimserliği de onu diğer adayların önemli bir bölümünden ayıran özelliği. Bu yolda az gayret sarfetmedi. Neyse uzatmayalım, yakında göreceğiz. Mayıs 2007'ye fazla bir zaman kalmadı zaten... Hakkında şimdiden ortaya atılan "Acaba bu işin altından kalkabilir mi?" türünden "yıpratıcı" kampanyalar ve "sarkastik" yorumlar işe yarayacak mı, göreceğiz. Seçildiğinde, öncekilerden çok farklı olacağı besbelli olan bu cumhurbaşkanı -"toplum" açısından problem olmasa da- devlet aygıtları tarafından acaba nasıl karşılanacak? Bu ismin cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adayları arasında gösterilmesini kimileri bir "medya operasyonu" olarak nitelendiriyor. Aslında bu tür değerlendirmeler de "yıpratma kampanyası"nın bir parçası. Bu değerlendirmeleri yapanlar yakında -mutlaka- anket sonuçlarını da benzer şekilde yorumlayacaktır. Oysa anket sonuçları, ülkede "siyasetçi sınıfı" ve büyük medyanın topluma kıyasla büyük bir "rötar" içinde olduğunu açıkça gösteriyor. 1988'den beri doğrudan siyasetin içinde bir aday. Anketler vatandaşların yüzde 59'unun onun cumhurbaşkanı olmasına olumlu baktığını gösteriyor. Ayrıca diğer adaylardan -ve önceki cumhurbaşkanlarından- çok genç bir siyasetçi, 1953 doğumlu, henüz 53 yaşında. Demek ki, cumhurbaşkanı seçildiğinde 54. yaşını sürüyor olacak. Yakın zamanda yaptığı dış geziler, küreselleşme süreci içinde dayanışmaya ne kadar önem verdiğinin bir delili olarak kabul edilebilir. Az, çok az zaman kaldı Mayıs 2007'ye. Ülke başkanlık sistemi ile yönetilmese de çok büyük yetkilerle donatılmış olan cumhurbaşkanlığı makamının bugüne kadar alışılmış hemen bütün özelliklerini değiştirecek, bu makamın bugüne kadar toplum ile kurduğu ilişkiyi baştan sona yenileyecek, giderek yıpranan "siyaset"e yeni bir soluk getirecek olan bu seçim gerçekleşmeli mutlaka. Ve göreceksiniz (dünyada herkes gibi biz de hazır olalım) bu seçim araya çok büyük bir kaza girmez ise mutlaka gerçekleşecek. Mayıs 2007'den itibaren (tam tarih 6 Mayıs) Fransa'da cumhurbaşkanlığı koltuğunda (nihayet) bir kadın, Segolene Royal oturuyor olacak. Söyleyin kötü bir seçim mi olur bu?
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |