Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Yaşar Süngü Kulis

Siyasette tek parti iktidarı ile gelen istikrar ve bunun sonucunda ekonomide oluşan güven ortamı ile son 4 yılda reel faizler yüzde 34'den yüzde 8'e düşerken IMF'ye olan borçlar 24 milyar dolardan 11,8 milyar dolara geriledi. Enflasyonda, büyümede, dış ticarette üst üste rekorlar kırıldı. Türkiye faiz ve borç sarmalından çıkacağının sinyallerini vermeye başladı.

Birileri bu istikrardan rahatsız olunca suni gerginlik icad etmeye başladılar.

Merkez Bankası Başkanlığı'na atamalar ile bir yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi bahane oldu. Ancak bunlar yabancı sermaye girişini önlemeye yetmedi. ABD'nin denize düşen yılana sarılır misali faize sarılması ile başlayan küresel dalgalanma yerli fırsatçıların ekmeğine yağ sürdü.

Küresel dalgalanma ile birlikte içerdeki fırsatçıların da etkisiyle Türkiye'de döviz kuru ve faizler yukarı doğru hızlı bir çıkış yaşadı.

Türkiye ekonomisinin reel fotoğrafını çeken MÜSİAD, ekonominin güçlendirilmesi için çözüm önerilerini içeren "2006 Yılı Ekonomik Görünüm Raporu"nu, Grand Cevahir Otel'de dün düzenlediği toplantıyla kamuoyuna duyurdu. 168 sayfalık rapor, 2 bini aşkın reel sektör temsilcisinden alınan görüşler doğrultusunda, MÜSİAD Ekonomi Danışmanlar Kurulu üyesi akademisyenler (Doç.Dr İbrahim Öztürk ile Melikşah Utku) tarafından hazırlandı. Bolat, dalgalanmaya karşı Merkez Bankası'nın 7 Haziran 2006'da faizleri 1,75 puan arttırmasını aşırı bulduğunu belirterek yüksek faiz ve yüksek kur politikasının stagflasyona yol açabileceği uyarısında bulundu.

Raporda dolar ve euro'nın yıl sonu tahmini rakamlarına yer vermediklerini belirten Ömer Bolat, doların yıl sonunda 1,55-1,60 seviyesinde olmasını beklediklerini söyledi.

Son 4 yılda halkın büyük fedakarlıkları ile siyasi alandaki istikrar sonucunda oluşan güven ortamı ile ekonomide elde edilen kazanımların kaybedilmemesi için siyaset ve iş dünyasından tüm kesimlere önemli görev düştüğüne dikkat çeken MÜSİAD Başkanı Dr. Ömer Bolat, "Türkiye ya bu son tümseği de elbirliği ile aşarak özgürlükçü demokrasi ve piyasa ekonomisine dayalı gelişimine devam edecek, ya da defalarca görüldüğü gibi son yılların kazanımlarını heba edecektir" diyerek herkesi uyardı.

MÜSİAD'IN raporundaki EN'ler

EN SİNSİ RİSK
Yabancı sıcak sermaye sırf faizler artıyor diye daha fazla kalmaz. Türkiye'nin IMF ile bir kez daha anlaşma yoluna girmemesi gerekiyor. Sermaye çıkışını siyasal iklim ve beklentiler ekonomisi yönlendirecek.

EN ÖNEMLİ TEHLİKE
Ekonominin yüksek kur ve yüksek faizi bir arada taşıma imkânı çok daha zorlaşmıştır. Bu iki maliyet unsuru durgunluk içinde enflasyonist bir süreci ifade eden "stagflasyona" neden olabilir.

EN ZARARLI "ÇÖZÜM"
Bazı sektörlerde yaşanması muhtemel zam yağmurunun çözümü için ve/veya döviz çıkışının durması için faiz arttırımı baskısı gelebilir. Sözde istikrar adına faiz arttırımına devam edilmemelidir.

EN ÖNEMLİ SORUN
Siyasi sistemin her basit siyasi gerilimden "rejim bunalımına girmesi." Bunun nedeni, siyasal sistemimizin "demokratik hazmetme kapasitesinin eksikliğidir."

EN ACİL TEDBİR
Siyasal iklimin bir an önce rahatlatılması. Bu görev, tek yanlı olarak hükümetin değil, ilgili tüm siyasi ve bürokratik kesimlerin, medya ve sivil toplum kuruluşlarınındır.

EN YANLIŞ TAHMİN
2005 yılı sonunda Merkez Bankası yönetimi 2006 yılı için enflasyonun geleceğini tahmin edememiş, aşırı iddialı bir hedef koyarak piyasaların da tedirgin olmasına neden olmuştur.

Geri dön

Yazdır

Yukarı