1- ANKARAY: Ben halen bir belediye şirketinde çalışmaktayım. Bu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başlayalı üç yıl oldu. Ancak benim daha önceden ordu mensubu olmam hasebiyle Emekli Sandığı'na tâbi biraz çalışmışlığım vardı. 01 Temmuz 2003 tarihinde emekliliğe hak kazandım ve SSK'daki primlerimi Emekli Sandığı'na aktararak Emekli Sandığı'ndan emekli oldum. Ancak halen çalışmakta olduğum şirkette ara vermeden çalışıyorum. Sadece SSK'ya normal sigorta primi değil de destek primi yatırılmaya başlandı. Çalıştığım şirket, ara vermeden çalışmaya devam ettiğim için kıdem tazminatımı ve yıllık izinden doğan alacak hakkımı ödememekte ve bu ödemenin tarafıma yapılabilmesi için iş akdinin feshedilmiş olması gerektiğini söylemektedir. Bu konuda beni ve benim durumumda olan çalışanları aydınlatırsanız çok memnun kalırız.

Okuyucumuzun hizmet birleştirmesi yoluyla Emekli Sandığı'ndan 01.07.2003 tarihinde emekli olduğunu gönderdiği e-mailden öğrenmiş bulunuyoruz. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. ve Geçici 6. maddeleri uyarınca halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinin 1/4. fıkrasında, "Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malûllük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla" iş sözleşmesini fesheden işçinin kıdem tazminatına hak kazandığını belirtmeliyim. Okuyucumuz da işine sonra devam etse bile, emeklilikle son bulan bir süreçle iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshetmiştir. Diyelim ki okuyucumuz için işverenlikçe Sosyal Sigortalar Kurumu'na 30.06.2003 tarihi dahil normal prim ödenmiştir. Bu durumda dahi 01.07.2003 tarihinden itibaren emekli olan okuyucumuz için, bu aydaki (Temmuz 2003) çalışması nedeniyle Kurum'a sosyal güvenlik destek primi ödenecektir. Böylece okuyucumuz, yeni dönemdeki çalışmasını yeni bir iş sözleşmesiyle devam ettirmektedir. Diğer bir deyişle önceki dönemdeki çalışması için sözkonusu olan iş sözleşmesi, 30.06.2003 günü mesai sonu itibariyle, işçi tarafından emeklilik nedeniyle feshedilmiş ve belirtilen hüküm doğrultusunda kıdem tazminatına hak kazanılmıştır. Ve işveren tarafından emeklilik tarihindeki kıdem süresi itibariyle ve ek ödemeler varsa giydirilmiş, yoksa çıplak son ücreti üzerinden kıdem tazminatı tahakkuk ettirilip ödenmelidir. İşverence ödenmediği takdirde, işçi, en yüksek mevduat faizi üzerinden faiz talebiyle "İş Mahkemesi"nde dava açarak işverene kıdem tazminatı ve faiz hakedişlerinin ödetilmesini isteyebilecektir.

Okuyucumuzun yıllık izin ücreti alacaklarına gelince; bu konuda, aşağıdaki değerlendirme yapılmıştır: 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti" başlıklı 59. maddede "İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar" denilmiştir. Bu hüküm doğrultusunda işverence okuyucumuzun alacaklı olduğu bütün izin ücretleri de ödenmelidir.

2- Hakan ATAK: Bu maili dayım adına yazıyorum. Kendisi 1945 doğumlu, 1986 Bağ-Kur girişli. 1992'de sonlandırmış; şu an 2001 yılı itibariyle tarım sigortalı olarak Bağ-Kur'a prim ödemekte.. Bu sigortalı, yaşı ve yaşlılıktan ötürü hastalıklarından dolayı çalışamayacak kadar yorgun. Küçük çiftçinin son yıllardaki durumu da ortada.. Düşüncesi, elindeki bir kaç tarlayı da satıp mümkün olan en yakın zamanda, en asgari imkanlarda da olsa emekli olabilmek.. Bu durumu ben kendimce araştırdım, böyle bir şey mümkün gözükmüyor.. 24 aylık askerlik borçlanmasını da yapsa ulaşabileceği kısmi emeklilik için 4 yıl daha prim ödemesi gerekiyor.. Bugünkü şartlarda bu parayı toplu olarak Bağ-Kur'da ödemek mümkün değil. Bir şekilde SSK'ya (bir işyerinde işe başlama, isteğe bağlı ödeme..) geçiş yapılarak bu para toplu halde ödenip 15 yıllık süre tamamlanabilinir mi? Veya sizin bize tavsiye edebileceğiniz yukarıda belirttiğim süreden daha yakın zamanda minimum şartlarda da olsa, emekli olabileceği bir yol var mı?

Okuyucumuzun dayısının askerlik borçlanması yapıp prim tutarını toplam olarak ödemesi dışında toplu ödeme imkanı bulunmamaktadır. Sigortalının kurum değiştirerek SSK sigortalısı olması halinde Hizmetleri Birleştirme Yasası uyarınca 3,5 yıl çalışarak yani 1260 günlük primi bu Kurum'a ödeme zorunluluğu doğmaktadır. Ayrıca SSK'na ödenmiş 1080 prim ödeme günü olmadığından bu Kurum'a isteğe bağlı sigortalılık başvurusunda bulunması da mümkün değildir. Halbuki Bağ-Kur Tarım Sigortası'ndan çiftçilik nedeniyle prim ödemeye devam etmesi mümkündür. Emekli olana kadar bu yola devam etmesinin uygunluğu nedeniyle başka bir yol önermiyorum.

3- Derviş AYAOKU: Tekstil sektöründe çalışan bir arkadaşım, kendi isteği ile işten ayrıldı. Bu durumda işverenden dava açmak yolu ile kıdem tazminatı isteyebilir mi?

İstifa eden işçinin dava yoluyla da kıdem tazminatı talep etmesi mümkün değildir.

TAHSİN SINAV

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu