|
|
Kürtçenin lâdini alan dışında da tanınması
Şerif Mardin'in Said Nursi üzerine olan (ve Türk sosyal bilimcileri tarafından afaroz edilen!) kitabında da uzun uzun bahsi geçtiği gibi, Kürtçe Doğu'nun geleneksel medrese diliydi. Bu bilgiyi, ne zaman "Kürtçe gerçekten bir dil midir?" tartışması açılsa hep hatırlarım.... Nasıl hatırlanmaz, en ateşli sözcülüğünü bir emekli büyükelçinin üstlendiği bir grup her hafta olmasa da hiç değilse ayda bir kez "Kürtçe"nin aslında bir dil olmayıp, eften püften bir "ağız" olduğunu hâlâ yazıp çizmiyorlar mı? Bu tartışmalarda hatırladığım bir açıklama da Yaşar Kemal'den gelmişti. Değerli romancımız, Kürtçenin "çok zengin bir dil" olduğunu ısrarla belirtiyordu. Ve tabii bu arada, Kürtçe'nin yanısıra Arapça ve Farsçaya da hakim olan Abdülmelik Fırat'ın bu yönde bıkmadan yaptığı açıklamalar... Türkiye işte böyle bir ülke.... Hangi dilin gerçek "dil" olduğuna da devlet ideologları karar verecek... Bir değerli romancının ya da bir değerli düşünürün bu yöndeki açıklamalarının hiçbir değeri yok! Türkiye işte bunun için işlerin yolunda gitmediği bir ülke... "Medeni" bir ülkede dil tartışmalarını devlet ideologları mı yürütür? Bu arada "Kürtçe"nin gelişmiş bir dil olup olmadığı hakkındaki fetva bu kesimden mi çıkar? Adam "Kürtçe" bilmiyor ama Kürtçenin bir dil olmadığını iddia ediyor; "medeni" ülkelerde böylelerine değil sütun, üç laf etmeleri için fırsat bile vermezler. İnsan hepten cahil olduğu bir konuda fetva vermeye kalkışır mı? Bırak bilenler konuşsun... 'Kürtçe'nin bir "medrese dili" olduğunun hatırlanması zaten bu tür tartışmalarda bir "son hüküm" olarak kabul görmeliydi. Şaka değil, "medrese dili"nden söz ediyoruz, (küçümsemek açısından söylemiyorum ama) bir "kabile dili"nden değil... Ve işte sonunda Türkiye'de bazı imamlar Kürtçe vaaz istiyorlar... İşte sahte tezler "realite"ye böyle toslayıverir! Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası (DİVES) Genel Başkanı imam Ali Rıza Ekinci, "Kürtçe" tartışmalarında yepyeni bir adım atarak "Kürtçe vaaz" izni istiyor. Son olarak Diyarbakır Merkez Camii imamlığını yapan Ekinci, bu isteğini şöyle temellendirmiş: "Cuma namazı dahil gittiğim yerlerde cemaatten 'Uyum yasaları da çıktı, niye Kürt nüfusun yoğunluklu olduğu yerlerde Kürtçe vaaz verilmiyor? Anlamamız daha kolay olmaz mı?' şeklinde sorular geliyor. Halkın kendi dilinde eğitiminin istenmesi gibi kendi dilinde dini bilgileri öğrenmesi hakkı da olmalı." DİVES Başkanı, isteklerini Hücurat suresinin bir ayetine da dayandırıyor: "Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık, sonra kabilelere ve milletlere ayırdık ki birbirinizi daha iyi tanıyasınız. Üstünlük sadece takva iledir:" İsterseniz bu gelişmelere, Süleyman Demirel'e Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, Abdullah Varlı tarafından yapılmış bir Kuran çevirisinin sunulduğu bilgisini de ekleyelim. İmam Keskin'in açıklamalarına ben de katılıyorum. "Kürtçe vaaz" isteği gerçekten önemli bir mesele bence de. Bu isteğin gerçekleşmesinin şu yararı da olacak: "Uyum yasaları" çerçevesinde yasal olarak da toplumsal ve siyasal hayatta tanınma yoluna giren Kürtçenin seküler / lâdini alan dışındaki hakkının da teslim edilmesi. Kürtçe madem ki yüzyıllar boyu Doğu'da hakim "medrese dili"ydi, o halde bu dilin yüzyıllar boyunca bu alanda katettiği yolun, yarattığı kavramların da layıkıyla hatırlanması gerekir. (Unutmayın ki -Şerif Mardin'in yazdığına göre- Said Nursi, Türkçeyi ancak yirmili yaşlarında öğrenmiş, dolayısıyla eğitiminin önemli bir bölümünü Kürtçe tamamlamıştı.) Hatta bana sorarsanız, artık giderek bir "roman dili" de olan (Mehmet Uzun'un bu yoldaki gayretini hatırlayın) Kürtçeye bu eski hüviyetinin tekrar kazandırılması "Kürtçe de bir dil miymiş!" diye homurdanan çevreleri susturmak için çok daha güçlü bir delil oluşturur, derim. Çünkü bir dilin gazete-televizyon yayını-seçim nutku gibi kanallardan toplumsal / siyasal mücadelede yer alması ve hatta bir "roman dili" olarak ortaya çıkması kimilerinin homurdanmasını tamamen engelleyemese de, bir dilin "medrese dili" olduğunun tekrar hatırlatılması karşısında söz konusu dile laf edebilecek babayiğiti bu dünyada bulabilmek imkansızdır! Kürtlerin dillerine sadece dünyevi değil uhrevî alanı da düşünerek sahip çıkmaya başlamaları çok önemli bir gelişme doğrusu...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |