Luba Çuvaş bir bayan öğrenci. Türkiye'yi merakından dolayı Türkiye'de okumaya karar veriyor. Rusya Federasyonu'na bağlı Çuvaşistan Milli Eğitim Bakanlığı'nın açmış oluğu sınavı kazanıyor. Çantasını toplayıp Türkiye'ye okumaya gidiyor.

Büyük heyecan ve merakla Atatürk Havaalanı'na iniyor. Daha yere iner inmez farklılığı hissetmeye başlıyor. Pasaport polisinden tutun görevlilerin davranışına kadar Luba'nın dikkatini çekiyor. Hele bir de bursu veren Milli Eğitim Bakanlığımız'ın görevlileri tarafındak çiçekle karşılanması ise Luba için final oluyor.

Ve ilk 6 aylık hazırlık kursundan sonra tatil için Çuvaşistan'a yani ailesinin yanına dönüyor Luba. Heyecanlı heyecanlı olan biteni ailesine, arkadaşlarına ve yakınlarına anlatıyor. Bununla yetinmiyor Çuvaşlar'ın milli gazeteleri olan ''Sovyetskaya Çuvaşiya'' gazetesine duygu yüklü bir makale kaleme alıyor. Makalesi yayınlandığı içi Luba çok mutlu oluyor. Ancak başına geleceklerden de bihaberdir Luba.

Bir gün kapıları çalınıyor, kapıyı Luba açıyor. Karşısında biri üniformalı diğeri sivil iki kişi görüyor. Kendileriyle beraber gelmelerini söylüyorlar o malum kişiler. Üniformalı olmalarından dolayı Luba onlarla beraber gidiyor. Ancak polis merkezine değil de bilmediği bir mekana getiriliyor. Luba korkusundan ne diyeceğini bilmiyor.

İçeri girdiğinde bu kez üniformasız garip bakışları olan sert tavırlı birçok adam görüyor. Neye uğradığını şaşırıyor. Luba'yı oturtuyorlar ve 'anlat' diyorlar. 'Neyi' diye sorunca, 'Türkiye'deki izlenimlerini' cevabını alıyor.

O, gazetedekilerinin yanısıra yazamadıkları dostlukları ve sıcak aile ortamlarını anlatmaya başlıyor. Orada oturanlardan biri küplere binmeye başlıyor ''Ben sana yaşadıklarını değil, orada neler oluyor, çocuklarımızın beyinlerini nasıl ve nerede yıkıyorlar. Kimler yapıyor, onu soruyorum" diyor. Luba ise neye uğradığını şaşırıyor. Garip bakışlar arasında kendine yapılan baskıya dayanamayarak gözyaşlarını tutamıyor.

Bir süre sonra kendisini sorguya alanların eski KGB yeni FSB ajanları olduğunu anlıyor. Onlar Luba'dan hayal ürünü olan bilgiler almak istiyorlar. Luba ise böyle bir şey olmadığını ve görmediğini anlatmaya çalışmasına rağmen muhataplarını ikna edemiyor. Ve muhatapları Luba'ya ''Yine aynı gazeteye yeni bir makale yazacaksın ve orada daha önce yazdıklarım çarpıtıldı doğrusu budur diyeceksin. Aksi takdirde bir daha Türkiye'ye gidemezsin'' şeklinde tehdit ve isteklerde bulunuyorlar.

Buna rağmen Luba, isteklerini kabul etmiyor ve tehditlerine de kulak asmıyor. Zorlu bir sorgudan sonra evine dönen Luba, olan biteni ailesine anlatıyor ve vakit kaybetmeden pılı-pırtısını topladığı gibi soluğu havaalanında alıyor. Ortalık karışmadan Türkiye'ye kapağı atıyor. Okulunu bitirene kadar da dönmüyor memleketine. Daha sonra birkaç kez ailesine gelmesine rağmen Türkiye'de yaşama kararı alıyor ve evlenerek hayatını Türkiye'de sürdürüyor.

Aslında Luba gibi birçokları daha var. Bir daha okumaya gönderilmeyen birçok insan... Buna benzer bir olayı da Türkiye'de okuyan halen FSB'nin peşinde olan biri daha anlattı. O da FSB'nin yaşanmayan hayal ürünü olayların kendilerine anlatmasını istediğini süylüyor.

Göstergelere bakıldığında, özellikle FSB içindeki güçlerin kamuoyunu yanıltmaya yönelik çalışması var. Meseleye at gözlüğüyle bakarak, Türk-Rus politikalarını üretmeye çalışıyorlar. Verdikleri yalan-yanlış raporlardan dolayı da düşmanlık tohumları ekiyorlar...

Halbuki Putin gibi aklı başında yöneticiler, FSB'nin yanısıra işadamlarını ve halkı dinlediği taktirde eminim daha sağlıklı kararlar alacaktır. Ve Türk-Rus ilişkileri de normale dönecektir.