|
|
Haklısın Paşam, bu demokrasi bizi bozar...
23 Nisan resepsiyon krizinden bugüne kadar yaşadıklarımıza farklı bir percereden bakınca aslında hiç de fena gözükmüyor. Acaba diyorum, hayata bu kadar ciddi yaklaşarak kendi kendimize zulüm mü ediyoruz? Sanki olup bitenlere biraz da eğlenceli tarafından bakarsak bu dünyada daha mutlu olacakmışız gibi bir his var içimde... Evet, olup bitenler hepimizin sinirini bozuyor, geleceğe ilişkin hayallerimiz soluyor ve bütün bir toplum olarak karamsarlığa düşüyoruz. Hatta zaman zaman yeni bir "28 Şubat kabusu" mu geliyor diye hepimizi hafakanlar basıyor. Elbette bütün bunları yaşıyoruz ve bu yaşadıklarımızın pek de sevimli olduğu söylenemez. Peki bir de hayata matrak tarafından bakmayı denesek... Mesela bu krizin baş mimarı olan CHP gibi bir partimiz olmasaydı ne yapardık? Bence çok sıkılırdık, belki de hayat daha çekilmez hale gelirdi. Çünkü normal ülkelerde "normal" siyasi partiler, politikalarını "normal" siyasal zeminde icra ederler. Oysa CHP gibi geleneğinde "sivil" anlayış olmayan partiler daha çok asker üzerinden siyaset yaparak varlıklarını sürdürebilirler. Şimdi demokratik bir Avrupa ülkesinden Türkiye'ye bakan bir insan, CHP'nin 23 Nisan resepsiyonu için hazırladığı küçük "müsamere"yi görse ne yapardı? Herhalde çok gülerdi. Düşünebiliyor musunuz, bir ülkenin en önemli bayramında bizzat devletten aldığı maaşla geçinen o devletin önemli yöneticileri ve siyasi partileri kendi bayramlarını boykot ediyorlar, bir nevi çelik çomak oyunu gibi bir şey yani... Hayata eğlenceli tarafından bakmamızı gerektiren örnekler sadece bu kadar değil elbette. mesela MGK Genel Sekreteri Turcer Kılınç Paşa'nın Brüksel'de yaptığı konuşmalar... Doğrusu böyle sıkıntılı günlerde Paşa'nın şu sözlerini okudukça neşe doluyor insan: "Dünyanın hiçbir yerinde rastlamadığım yobazlığı Brüksel'de gördüm. Pantolon üzerine bayanların etek giydiği tek yer burası. (İtirazları üzerine) Susun yobazlar, bağnazlar, aymazlar. Düğüne giden dindar bir kadın ısrar üzerine oynamaya başlar. Önce 'Allahım günah yazma' der. Müzik hızlanınca da 'Allahım ister yaz ister yazma' der." Ben doğrusu Paşa'nın bu sözlerine bayıldım. Koskoca MGK'nın Genel Sekreteri olan bir paşamız bile hayata bu kadar eğlenceli bakabiliyorsa, ne diye biz kendi kendimize işkence ediyoruz ki, bak hayat ne kadar da güzel... Üstelik Paşa'nın ekonomi alanında da çok parlak düşünceleri var. Örneğin mealen diyor ki: 'getirin bana boyayı ve kağıdı size gıcır dolarlar basayım', ne güzel "keşke herkeş böyle yapsa..." Ayrıca Kılınç Paşa'nın geçmişte, Avrupa Birliği'ne karşı İran ve Rusya ile ortak pakt oluşturmamızı öneren düşünceleri vardı ki onlar ayrı bir "stratejik" öneme sahipti... Öyle ya sen bırak komşularını, özgürlük ve demokrasi gibi ülkemize nifak tohumları ekecek olan bazı kavramlar için elin gavuruna sarıl. Bu kadar da olmaz yani... Bence Kılınç Paşa çok haklı bu demokrasi, demokrasi işi bizi bozar...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |