İzmir'de yaşları 14-17 arasında değişen bir grup gencin, sabaha karşı çıkan tartışma sonrasında emekli öğretmeni öldürmesiyle sonuçlanan olay ve bunun toplumsal yansımaları, psikiyatri, sosyoloji ve hukuk uzmanlarınca değerlendirildi.

Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hakan Coşkunol, ergenliği, "her açıdan hareketli, kişinin her şeyi yapabileceğini zannettiği, başkaldırının kendini çok fazla gösterdiği bir devre" olarak nitelendirdi. Doç. Dr. Coşkunol, "Çocukların her birinin tek tek çok önemli sorunları olmayabilir. Ama birlikteyken sorunlar çok ciddi boyutlara ulaşabilir" dedi. İzmir'deki olaya ilişkin, "O saatte o çocuklar orada ne arıyor? Anne babaları nerede? Bunların sorumluları nerede?" diye soran Doç. Dr. Coşkunol, bunların cevaplarının çok daha önemli olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Coşkunol, bu olayda en önemli dersi ailelerin alması gerektiğini kaydederek, "Sabahın 04.00'de çocuklarınızı dışarı bırakıyor, arkadaşlarını bilmiyor, önlem almıyorsanız, çocuğunuz da toplum da böyle olaylara gebedir. Burada görev, toplumun tüm kesimlerine, hepimize düşmektedir" dedi.

EÜ Uygulamalı Sosyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Tatlıdil ise gençliğin büyük kentlerde suça katılımlarında artış bulunduğunu kaydederek, kentler büyüdükçe sosyal yapıda karmaşıklığın arttığını söyledi.

"Sabaha karşı ergenlik çağındaki gençliğin sokakta olduğunu görüyoruz. Burada ailelerin işlevleri ne? Acaba çocuklarına zaman ayırabiliyorlar mı?" diyen Prof. Dr. Tatlıdil, sorunu, çocukları iyi-kötü değerlendirmekten çok değerlerdeki çözülmede aramanın gereğini vurguladı.

Yaşam haklarını ihlal etme yönelik davranışlar görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Tatlıdil, bundan da tehlikelisinin, şiddetin duygu ve düşünceyi ifadede kullanım aracı haline gelmesi olduğunu söyledi. Prof. Tatlıdil, "Trafikte de futbol sahalarında da görüyoruz. Bbu ve benzeri bir çok alanda şiddeti birbiriyle iletişiminde araç olarak kullanması, değerlerde çözülmenin varlığını ortaya koyuyor" dedi.