|
|
Atalay kabul etmesin
Federasyon Başakanlığı ve "Milli Menacerlik' öyle bir görevdir ki, o koltukta sadece yönetilen spor branşı değil, aynı zamanda uluslararası arenada toplumumuz temsil edilir. GSGM temsil edilir. TMOK temsil edilir. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı temsil edilir. Federasyonlar bu bağlamda sadece kendi ülkelerinde parasal destek de aldıkları bu üst kurumlarına değil, aynı zamanda uluslararası üst kurumlara da bağlıdırlar. Yani basketbolda FIBA ve ULEB vs. gibi. Buralarda itibar ve saygınlık, lobi önemlidir. Çünkü kazanılan itibar paralelinde ülkemizin milli ve kulüp takımları saygınlık görür, hakları korunur. Toplumun alt kesimlerine şirin görünebilmek için alenen yapılan konuşmalara, çıkışlara dikkat edilmesi gerekir. Her açıklama dış temsilcilikler ve medya aracılığıyla anında bu kurumlara ve ülkelerine ulaştırılıyor. Söyleneni önce kendin duyacaksın. 2003 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda beklenilen umutlar ve verilen vaatler yerine getirilmemiş olabilir. Bu bir müsabaka sporudur. Fakat suçu kendinde aramayıp, tutup alenen; "Biz FIBA'nın ve ULEB'in mafya oyunlarına yenildik. Bu uluslararası kurumlarda tezgah dönüyor. FIBA Yunan'ın, ULEB İsrail'in güdümünde, hakemler satılmış" derseniz, üstüne üstlük bu suçlamalardan kurnazca sıyrılıp, oyunculara gazete ziyaretleri yaptırarak "Yunan lobisi suçludur" açıklamaları yaptırırsanız, onları da, başkalarını da rezil edersiniz. Haa, Hidayet korunacaksa, bu görev de oyunculara düşmez. Milli Takım'ın başarısının veya başarısızlığının ardında yatan en büyük etken, federasyon dışında milli menacerdir. Futbolda Can Çobanoğlu'nda olduğu gibi. Ayrıca bir şeyi daha tesbit edelim. Sadece federasyon başkanları değil, milli menacerlerin de yabancı dil bilmesi şarttır. Yoksa masa hakeminde yenen bir sayı hakkını işaretle koruyamazsan, her zaman rakip takımın coach'u gelip senin hakkını korumaz. Tribünden sahaya atılan boş kola kutusu ile, sahadan tribüne fırlatılanın farklı yorumlanacağı gibi. Görünen o ki, ileri geri açıklamalar ve davranışlarla FIBA ve ULEB ile ipler koparılmıştır. Artık bu uluslararası kurumlarda ve organizasyonlarında bu ekiple tutunmamız zordur. Kaldı ki kendi içimizde güven kaybolmuştur. Lobin yoksa 11 yıl, lobi için ve hatta FIBA Başkan adaylığı için yeterli süreydi. Bu bakımdan büyük işler yapabilecek milli takımımıza, Efes, Ülker ve diğer kulüp takımlarımıza daha fazla zarar vermemek için, başka başarısızlar ve bahaneler aramak yerine, siz etik olan gereğini yapın da, üstleriniz kabul etmesinler!!!
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |