|
|
HALE KAPLAN ÖZ
Çarklar daha hızlı dönüyor Bireye 'yaşamın farkında olma halini' kazandırmayı amaçlayan bu proje sokak çocukları gerçeğine farklı bir açıdan bakıyor olmasıyla benzerlerinden hemen ayrılıyor. Çünkü sergide fotoğraflananlar sokak çocukları değil, onları canlandıran oyuncular. Orhan Cem Çetin ve Özgür Erkekli'nin proje danışmanlığını yaptığı sergide Tansel Atasagun'un çektiği fotoğraflar, sokak çocukarının yazdıkları şiir, hikaye ve kompozisyonlarla destekleniyor. 8. İstanbul Saydam Günleri programına da alınan projenin bir yıl önce ortaya çıkışını Tansel Atasagun şöyle anlatıyor: "İstanbul'dan gittiğim Marmaris'ten on yıl sonra geri döndüğümde kendimi çok farklı bir konumda buldum. İstanbul'un çok içindeydim, her şeyi çok iyi anlıyordum ama aslında dışındaydım. Kaçıp gittiğim çarklar artık çok daha hızlı dönüyordu ve uçları çok daha fazla sivrilmişti. İnsanlar çevrelerine dair farkındalıkları yittiğinden mekanları ya da insanları farketmiyorlardı. Farkında olmadıkları şeylerden biri de sokakta yaşayanlardı." Dünyaya sıkışırlar Atasagun projeye "Şehir Hayaletleri" ismini vermesini ve sokak çocuklarını "hayalet" olarak tanımlamasını iki farklı neden/başlık altında topluyor. Bunlardan ilki işin yapılma tekniği. Diğeri ise filmlerden tanıdığımız hayalet figürü ile bu çocuklar arasındaki benzerlikler. Atasagun sokak çocuklarının da filmlerdeki hayaletler gibi huzursuz oldukları yaşama sıkışıp kaldıklarını söylüyor. "Filmlerde hayaletler, yaşadıkları dünyadaki ve genelde kendi hataları olmayan birtakım nedenlerden dolayı öldükten sonra öte tarafa geçemezler. Bu dünyaya sıkışıp kalırlar ama ruhları da rahat etmez. Yine bunun ıstırabıyla üçüncü kişileri korkuturlar. Sokak çocuklarının da sokakta olmaları kendi istekleri değil. Bu dünyaya giremiyorlar ama onları tedirgin ediyorlar. Bir de hayaletler geçirgendir, transparandırlar, baktığınızda arkalarını görürsünüz. İnsanlar da bu çocukları görüyorlar ama bakışları arka tarafa geçiyor, onları algılamıyorlar." VİCDAN MI? BİLİNÇ Mİ?
Sokak çocuklarını kendi mekanlarında fotoğraflamayı uygun görmeyen Atasagun, onların hayatlarına müdahaleyi sabotaj olarak görüyor. Projenin toplumun vicdanından çok bilinciyle ilgili olduğuna vurgu yapan Atasagun amacının toplumun acıma, yok sayma, korku gibi vicdanını rahatlattığı ya da kendisini geçici olarak korumaya aldığı kolaycı davranış biçimini bir kenara bırakarak, kendine soru sormasını başlatmak ve kalıcı çözümler üretecek mekanizmayı harekete geçirmesini sağlamak olduğunu söylüyor. Sanatçı, projeden elde edilen gelirin, Umut Çocukları Derneği'nin Çatalca'daki Yaşam Okulu veya sağlık otobüsü projesinde kullanılacağını da sözlerine ekliyor.
|
|
|