|
|
Kommagene krallığının uygarlığının en yüksek tepesine kurduğu her biri altı ton ağırlığındaki heykeller doğa şartlarına karşı koyuyor. Birçok kuruluş, bu tarihi mirası korumak için çaba sarfediyor.
Unesco'nun "Dünya'nın Sekizinci Harikası" diye tescil ettiği Nemrut dağındaki kral heykelleri 2000 yıldır tarihe ve doğa şartlarına karşı ayakta duruyor. Dünyada eşi olmayan bu tarihi alan ilgi ve koruma bekliyor. Halkımızın da onlara davranışları içler acısıÖ Vatandaşlar zirveye çıkıp bu nadide tarihi eserlerin üzerinde karpuz yemişler. Tüm olumsuzluklara rağmen Adıyaman valiliği bölgenin tüm dünyaya tanıtımı için 11 yıldır düzenli olarak sürdürülen uluslar arası bir festival ile Dünyada eşi benzeri olmayan antik Kommagene krallığının yaşadığı topraklarda en yüksek tepenin üzerine kurulu heykelleri tüm dünyanın dikkatine sunmak istiyor. Tuluyhan Uğurlu çaldı Leman Sam söyledi Bu yıl 11. cisi düzenlenen festival öncekilere göre daha muhteşemdi. Taş heykellerin bulunduğu terasta dünyaca ünlü virtiözümüz Tuluyhan Uğurlu piyano resitali verdi. Leman Sam en güzel şarkılarını söyledi. Çok sert esen bir rüzgar altında Tuluyhan Uğurlu namelerini rüzgara teslim etti. Leman Sam Fırat nehrine bakarak "Fırat Türküsü" söyledi. Ayrıca üç gün süren festival süresince Kahta ilçesinde Nurettin Reçber, "Yol Arkadaşları" Arzu ve İbrahim Harikases tarafından halk konserleri verildi Bu konserlerde halk halay çekerek coşkuya katıldı. Amaç dünyaya tanıtmak Adıyaman valisi Halil İbrahim Daşöz amaçlarının Nemrut dağındaki bu tarih hazinelerini dünyaya tanıtmak olduğunu söyledi. 1993 yılından itibaren düzenlenen festivalin de bu amaçla dünyaya açılmasını umduklarını belirten Daşöz şunları söyledi "Unesco tarafından da dünya hazinesi olarak tescil edilmiş olan bu güzellikleri dünyanın görmesini sağlamak lazım. Bu amaçla merkezi idare-yerel yönetim ve halkla birlikte mücadele ediyoruz. Meselenin ilk ayağının toplum bilinci olduğunu biliyoruz. Onun için de önce halkımızın duyarlılığını sağlamaya çalışıyoruz.." Kommagene Krallığı'nın merkezi M.Ö.69 ve M.S.72 yılları arasında Mezopotamya ovasına bakan bu bakir ve münbit bölgede Kommagene krallığı kurulmuş Dünyanın en zengin krallıklarından birisi olan Kommagene, Roma'lıların saldırısına kadar huzurluymuş. Roma saldırısının ardından da onlarla yaptığı anlaşma ile Barış'ı sağlamış ve dünya kardeşliğini hedeflediği için de doğu ile batının sentezini kurmayı amaçlamıştır. Kral 1.Antıochos kendisini,annesi tarafından Pers'lere, babası tarafından da Makedonyalı komutan Büyük İskender'e bağlamaktadır. Nemrut farklı bir eser çünkü... Platform oluşturmak için dağın tepesinden 200 bin metreküplük kütle elle yontulmuştur. Bu platform üzerinde 150 metre çapında matematiksel olarak tasarlanmış bir koni inşa edilmiştir. Uzak bir vadiden çıkartılan ve her biri 6'şar ton ağırlığındaki taş bloklar dağın tepesine taşınmış ve her biri 10 metre yükseklikte yontulmuş kaidenin üzerine konulmuştur. Dünyanın en büyük 'horoskop'u buradadır. Bu, dünyanın en eski 'horoskop'u olan "Aslanlı Horoskop"tur Ayın üç gezegeninin ve aslan takımyıldızının 19 yıldızının 2100 yıl önceki konumları 2x2.5 metre büyüklüğünde taş plakaya oyulmuştur. 500 metreden daha uzun olan yazıtlarda bir krallığın hikayesi anlatılmaktadır. Eşsiz sanat üslubu, eski Yunan ve Pers etkilerini yansıtmaktadır. Dünyanın en yüksek açık hava müzesi ve sekizinci harikası olarak tescillidir. Güneşin en güzel doğup battığı yerdir. Alman mühendis keşfetti 1881 yılında Diyarbakır'da yol mühendisi olarak çalışan Alman Karl Sester bu heykelleri bulmuş ve Alman Bilimler Akademisi'ne durumu bildirmiş. Akademi buraya Otto Puchstein'i gönderir. 4 Mayıs 1882 tarihli Nemrut tırmanışından elde ettiği bilgilerin ardından 1883 yılında Karl Humann'ın yönetiminde ikinci bir tırmanış düzenlendi. Bu arada Osmanlı devleti Osman Hamdi Bey'i bölgeye göndermiş ve Osman Hamdi Bey'in çalışmaları Fransızca olarak (ne hikmetse) İstanbul'da yayınlanmıştır. 1953-1973 arasında Amerikalı arkeolog Theresa Goell, bölgede 20 yıl süren bir çalışma yapıyor ve bu kişi hiç evlenmediği dünyadan göçtükten sonra cesedinin yakılıp küllerinin Nemrut'a dökülmesini vasiyet ediyor. Bu vasiyeti 1985'te ölümünden sonra kardeşi tarafından yerine getirildi. 1980'de Friebrich Karl Dörner bölgede çalışmaya başlıyor ve daha sonra da Profesör Sencer Şahin'in çalışmaları sırayı alıyor. Yörede restorasyon ve kazılar hâlâ sürüyor.
|
|