İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, enflasyondaki gerilemeye rağmen ekonomideki göstergelere kimsenin inanacak hali kalmadığını belirterek faizlerin bulunduğu noktanın rantiyecilere prim vermeye devam ettiğini, niyeti üretim olanların ise görmezlikten gelindiğini söyledi.

Girdi maliyetleri düşürülmeli

İhracatçıların zor bir dönemden geçtiğini belirten Orakçıoğlu yaptığı açıklamada, döviz kurunun geçen 8-10 ay içerisinde seyrettiği yolun önce karları daha sonra da öz kaynakları tükettiğini söyledi. Orakçıoğlu, bir an önce ya taban kur uygulamasına geçilmesi ya da girdi maliyetlerinde iyileştirme sağlanması gerektiğini ifade etti. Sürekli düşen kurun Türkiye'yi pahalı bir ülke durumuna düşürdüğüne işaret eden Orakçıoğlu, "TL bazında düşünüldüğünde 8 dolara yapılan bir trikoyu bugün artık 11 dolardan aşağı imal etmek bile imkansız. Pek çok firma aldığı siparişi batıp batmamak hesabı yaparak almamaya başladı" diye konuştu.

İhracatçının kur, faiz, enflasyon sarmalında kaybeden durumuna düşürüldüğünü ve piyasanın serbest olmadığını belirten Orakçıoğlu, "Türkiye de faiz böyle olduğu sürece dalgalı kurdan söz edilemez bu olsa olsa güdümlü kurdur. Piyasa üretene hayat hakkı tanımıyor. Taban kur uygulamasına geçilmemesi ve ihracatçıya önünü görecek bir ortam sağlamaması durumunda önümüzdeki aylarda kimse sipariş almaya cesaret edemeyecek" dedi.

Yaşamamız mucize gibi

Borcunu en yüksek faizle ödeyen, girdisini enflasyonla alan, tahsilatını ise dövizle yapan bir sektörün bu kadar yaşamasını mucize olarak değerlendiren Orakçıoğlu, ithalatın son 6 ayda çizdiği eğrinin ihracatla karşılaştırıldığında olan bitenin bütün açıklığıyla ortaya çıktığını; bu şartlar altında, Türkiye'de artık kimsenin üretim yapmak niyetinde olmadığını söyledi.

Enflasyonda yaşanan düşüşe bağlı olarak açıklanabilecek göstergelere de, artık kimsenin inanacak hali kalmadığına dikkat çeken Orakçıoğlu, faizlerin bulunduğu noktanın rantiyecilere prim vermeye yaradığını; niyeti üretim olanların ise, hala görmezlikten gelindiğini söyledi. Orakçıoğlu, "Bugün döviz 20 ay öncesinin değerlerine gerilerken, aynı dönemde TEFE yüzde 40, TÜFE yüzde 37 oranında artmıştır. Ağustos ayında gerçekleşen yüzde 45'lik maliyet artışını da bu hesaba eklediğinizde, elde avuçta bir şey kalmadığını bulursunuz" dedi.