|
|
Bıçaklı saldırıya uğrayan ve ağır yaralanan İsveç Dışişleri Bakanı Lindh hayatını kaybetti. İsveç, 1986'daki Palme cinayetinden sonra, Başbakanlığa yürüyen Lindh'in ölümüyle ikinci kez şok geçirdi.
Stockholm'de bir mağazada bıçaklı saldırıya uğrayan İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh hayatını kaybetti. Karın, göğüs ve kolundan yara alan ve karaciğeri ağır hasar gören Lindh ameliyata alınmış, durumunun ciddi olduğu bildirilmişti. Ameliyat sırasında karaciğerindeki kılcal damarda çok sayıda kesik belirlenen Lindh'in kanaması durdurulamadı. Karnından defalarca bıçaklanan Lindh'in ağır iç kanama geçirdiği, 8 saat süren ameliyat sırasında kanamanın durdurulması ve iç organlarda meydana gelen hasarların giderilmesi için büyük çaba gösterildiği bildirildi. Lindh'in polise ifadesinde, "uzun boylu kasketli bir adamın kendisini karnından bıçaklayarak kaçtığını söylediği" kaydedilmişti. Polis sözcüsü, saldırının politik bir hareketle bağlantısı olduğuna dair bir bilgi almadıklarını ifade etmişti.
Başbakanlık için adı geçiyordu
Sosyal Demokrasi Partisi üyesi Lindh, 1998 yılından bu yana Dışişleri Bakanlığı görevini yürütüyordu. 1957 yıllında Stockholm'de dünyaya gelen Anna Lindh, hükümette bakanlık görevini üstlenmeden önce 1982-1985 yılları arasında parlamenter olarak görev yaptı. 1994 yıllında Sosyal Demokratlar'ın iktidara gelmesiyle Lindh Çevre Bakanlığı görevini üstlendi. 1998 yılında Dışişleri Bakanlığı'na atanan Lindh, Goeran Persson'dan sonra Başbakanlığa en yakın isim olarak görülüyordu. Lindh, eski İçişleri Bakanı Bo Holmberg'le evli ve iki erkek çocuk annesiydi.
İkinci siyasi cinayet
Suç oranının çok düşük olduğu İsveç, politikacıların, polis koruması olmadan rahatlıkla sokakta ya da metroda görülebildiği bir ülke olarak biliniyor. Ülke tarihinde görülen en önemli saldırı, 1986'da meydana gelen Olof Palme suikasti oldu. Dönemim Başbakanı Olof Palme, sinema çıkışı eşiyle birlikte yürürken faili meçhul bir cinayete kurban gitti ve cinayet hiçbir zaman aydınlatılamadı. İsveç Başbakanı Göran Persson, "İsveç, dünyaya dönük yüzünü yitirdi" dedi. Avrupa Parlamentosu üyeleri, Brüksel'de dünkü çalışmalarına başlamadan önce saygı duruşunda bulundular, bütün dünya İsveç'e taziyelerini bildirdiler.
Euro/dolar savaşına mı KURBAN GİTTİ?
Anna Lindh, parlak ve popüler bir siyasetçi olarak tanınıyordu. Lindh, iktidardaki Sosyal Demokrat Parti içinde hızla yükselmiş ve Başbakan Göran Persson'ın halefi olarak değerlendirilmişti. Euro referandumu için önemli rol oynayan Lindh, euora'ya evet denilmesi için yoğun bir kampanya yürütüyordu. 14 Eylül Pazar günü düzenlenmesi öngörülen euro ile ilgili referandumun tarihinin değiştirilmeyeceği bildirildi. ABD'nın Irak'a müdahalesine ve yürüttüğü savaş politikasına karşı olan ve Alman-Fransız eksenine yakın duran Lindh, ABD Başkanı George Bush'a Irak savaşı nedeniyle "Yalnız Kovboy" adını takmıştı. Lindh'in, önülük ettiği euronun kabil edilmesine yönelik kampanya bazı çokuluslu şirketlerin de içinde yer aldığı yoğun tartışmalara neden oluyordu. İsveç'in euoroya geçmesi, Nokia gibi dev şirketlerin de eoroya geçmesine ve Avrapu ekonomi payasasında eoru-dolar rekabetinin yeni bir evreye grmesine yol açacaktı. İtalya'nın AB Dönem Başkanlığı'nı ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'yi de eleştiren Lindh, ABD ve İnglitere'nin yeni Avrupa modeline karşı merkez Avrupa'dan yana tavrını koymuştu.
AB'DE BAYRAKLAR YARIYA İNDİRİLDİ
AB Komisyonu, Anna Lindh'in öldürülmesi üzerine kurum binalarındaki bayrakları yarıya indirdi. AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, komisyon sözcülerinin günlük olağan basın toplantısına bizzat gelerek üzüntüsünü dile getirdi ve gazetecilerle birlikte saygı duruşuna katıldı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, İsveç halkına başsağlığı dileyerek, Lindh'in Türkiye'ye yakınlık duyan birisi olduğunu söyledi. Gül, "Ülkemize sık gelip giden bir kişilikti, yakınlık duyardı. Son aylardaki gelişmelerden övgüyle bahsederdi" dedi. ÜÇ YILDA ÜÇ KEZ TÜRKİYE'YE GELDİ
Anna Lindh, Türkiye'deki sivil toplum örgütleri ve siyasetçilerle yakın diyalogu ve Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen tavrıyla tanınıyordu. Ülkesinin Türkiye'nin AB üyeliğine bakışını olumluya çeviren Lindh, Türkiye'yi üç yılda üç kez ziyaret etti. Lindh, 2002'de yapmayı planladığı ziyareti Diyarbakır'a gitme izni verilmediği için iptal etti. Kıbrıs'a bakışı nedeniyle Türkiye'yi memnun eden Lindh'in '2002 Mart'ında Türkiye'yi "dikta rejimi'' olarak nitelendirmesi, iki ülke arasında diplomatik krize neden olmuştu. Lindh, daha sonra özür dilemişti.
|
|