|
|
Kayıtdışılığı yenmek
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU, basında yer alan bir demecinde, çalışanların yüzde 40'nın kayıtdışı olduğunu ve kayıtdışı istihdamı ortadan kaldıracaklarını açıklamıştır. Bu, Türkiye için önemli bir siyasal ve ekonomik hedeftir ve bütün politikaları yakından ilgilendirmektedir. Bütün ekonomilerde belli ölçülerde kayıtdışı faaliyetin varlığının kaçınılmazlığı tartışılmıyor. Bazı bulgulara göre, gelişmiş ülkelerde, toplam faaliyetlerin %19'u, gelişmekte olan ülkelerde ise %30'u kayıt dışıdır. 1999 yılında ülkemizdeki kayıtdışılık oranı % 45,1 olarak tahmin edilmişken, DPT kaynaklı son tahminde, kayıtdışı faaliyetlerin oranı % 60 olarak belirtilmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde kayıtdışı oranı %30 iken Türkiye'de %60'ı bulmaktadır. Ekonomimizdeki kayıtdışılık oranı, kontrol edilemez ve kalkınmayı engelleyen bir vaziyettedir. Kayıtdışı ekonomi ile mücadele edilmesi ve kayıtdışı faaliyetlerin kayıt altına alınması ülkemizin en temel meselelerinden ve önceliklerinden birisidir. Kayıtdışı ekonomiyi yenmek, Türkiye'nin en önemli siyasal ve ekonomik programıdır. Kayıtdışı faaliyetler, kayıt altına alınamadığı sürece, kamu açıkları ve kamu kesimi borçlanma gereği artmaya devam edecektir. Kamu açıklarını işletmelerin yükümlülüklerini artırarak finanse etmeye çalışan anlayışın yanlışlığı tartışılamaz. Bir toplumu bir arada tutan en önemli çimento adalettir. Halkın vergi ödemeyi kabul etmesinin temel nedeni, devletin adalet getirmeyi taahhüt etmesidir. Öte yandan, kayıtdışılık, sanayimizin gelişmesinin ve rekabet gücünü artırmasının önünde de engel teşkil etmektedir. Sanayimizde kayıtdışılığın etkilerden en önemlisi, "haksız rekabet" olarak ortaya çıkmaktadır. Kayıtdışılık, yasal zeminde, mükellefiyetlerini yerine getirerek çalışan firmalar aleyhine haksız rekabete yol açmakta; kayıtlı işletmeler, giderek genişleyen kayıtdışı sektörün yarattığı haksız rekabetten büyük bir rahatsızlık duymaktadırlar. Kayıtdışı yaşama imkanı bulan işletmeler, modernleşme, kurumsallaşma ve verimliliği artırma yönünde arayışlara girme gereği duymamaktadırlar. Bu işletmeler rekabet güçlerini kayıtdışılıktan almaktadırlar. Oysa bugün uluslararası rekabetin temel koşulu verimliliktir. Kayıtdışı işletmelerin, kayıt altına alınarak, küresel rekabete göre çalışan işletmelere dönüştürülmeleri sanayimizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. İşletmelerin kayıt dışına kaymasındaki en büyük etken, ülkemizdeki vergi ve prim yükünün aşırı yüksekliğidir. Türkiye OECD ülkeleri arasındaki en fakir ülkedir. Ancak OECD ülkeleri arasında, işgücü maliyeti üzerindeki vergi ve pirim yükünün en yüksek olduğu ülke Türkiye'dir. Yürürlükte olan asgari ücrete göre hesaplandığında bu oran %47.1'dir. Kayıtlı istihdam maliyetinin yüksekliği işletmelerin kayıtdışına yönelmesine neden olmaktadır. Öte yandan, GSMH'daki vergi yükü 1992'de % 22.8 iken bu yük, 2001 yılında % 32.9'a çıkmıştır. Düşünebiliyor musunuz, son dokuz yılda, GSMH'daki vergi yükü % 44.3 artmıştır. Vergi oranları değil kayıtlı mükellef sayısı artırılmalıdır. 2003 yılı temmuz ayı verilerine göre, Türkiye'deki gelir vergisi faal mükellef sayısı 1 milyon 739 bin 701'dir. Yaklaşık 70 milyon nüfusu olan Türkiye'yi, iki milyon civarındaki mükellefin finanse etmesi beklenmektedir. Çarpık vergilendirme, dolaylı vergilerin yüksekliğiyle ortaya çıkmakta; kayıtdışılığın önüne geçemeyen ve yeterince vergi geliri elde edemeyen devlet, çareyi dolaylı vergilere yönelerek bulmaya çalışmaktadır. %70'lere ulaşan dolaylı vergi yükü, vergi adaletini zedelemekte; reel kesimin binbir güçlükle oluşturduğu kıt kaynakların devlete aktarılmasına neden olmaktadır. Net katma değerin brüt katma değer içindeki payı, 1992 yılında, %74.3 iken, bu oran 2001'de, çok küçülerek, % 40.3'e düşmüştür. 2002'de de %43.5'tir. 500 büyük sanayi kuruluşunun yarattığı net katma değerde, on yıl içinde %30'dan fazla bir küçülme olması dikkati çekmektedir. İSO araştırma sonuçlarına göre, brüt katma değer içindeki dolaylı vergi payı, 1992'de %10.5 iken, 2001'de %36.4'e, ve 2002'de de, 36.6'ya yükselmiştir. Bu durum, giderek daha az yaratılan brüt katma değerin çok büyük bir kısmının, dolaylı vergi olarak, devlete transfer edildiğini göstermektedir. Kayıtdışı istihdamı ortadan kaldırabilmek için, bütün ekonomide kayıtdışılığı yenmek gerekmektedir. Sayın Bakanın ortaya koyduğu hedefin gerçekleşmesi, bütün ekonomik alanlarda da kayıtdışılığın azami ölçüde yenilgiye uğratılmasını gerekli kılmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesindeki bütün denetim örgütlerine ve bilhassa İş Teftiş Kurulu'na da bu anlamda büyük görevler düşmektedir.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |